Çeribaşı Kudret, Kınalı Sultan ve daha niceleri: Eski polis müdüründen gerçek ‘Arka Sokaklar’ hikâyeleri

Görevde bulunduğu dönemde çözdüğü cinayet vakaları ile 'Konya CSI' olarak adlandırılan ekibe başkanlık eden eski emniyet müdürü Ercan Taştekin'in bizaat yaşadığı hırsızlık, gasp ve cinayet olaylarını kaleme aldığı hikayeler gerçek ‘Arka Sokaklar’dan kesitler sunuyor.

SÜLEYMAN ÖZKAYA 10 Eylül 2023 GÜNDEM

Arka Sokaklar dizisi bir yıl aradan sonra yeniden televizyon ekranlarına döndü. Türk televizyon tarihinin en uzun soluklu yapımlarından birisi olmayı sürdüren dizinin her bölümü yüksek reyting alıyor.

Amerikan polisiye dizilerinin bir çoğunu izlemiş birisi olarak Arka Sokaklar bana hep basit gelmiştir. Ancak dizide rol alan sanatçıların başarılı olduğu kesin. Dizinin ‘bir ekip nasıl olunur’u ve insanların günlük hayatta karşılaştığı sorunları başarıyla yansıttığı ortada. Ayrıca polis merkezlerinde uygulanan şiddeti olağan bir şeymiş gibi aktarması da ayrı bir konu. Belki dizinin kurgulanışı ABD polisiyeleri tarzında olsa bu kadar tutmazdı. Her bölümü neredeyse iki saatlik bir film olarak çekiliyor ve her hafta hayranları tarafından ilgiyle izleniyor.

Dizinin yeni bölümlerine ilişkin haberler medyada yer alırken, sosyal medyada eski bir emniyet müdürünün gerçek polisiye vakalarını kaleme aldığı hikayeleri gördüm. Önce geçici bir hevesle yaptığını düşündüm. Ancak Emniyet Müdürü yaşadığı asayiş olaylarını yazmaya devam etti. Kaleme aldığı hikayeler birebir yaşanmış ve günlük hayatta sık sık karşılaştığımız türden. Küçük maddi hesaplar için işlenen cinayetler, aile içi hesaplaşmalar, hırsızlık ve gasp olayları. Ancak bu olayların hiçbiri kurmaca değil. Hikayelerde polisin vatandaşa karşı tatlı sert muamelesini görüyoruz ama Arka Sokaklar’da yer aldığı gibi şiddet sorunu çözmede bir yöntem değil. Asayiş olaylarının çözümünde polislerin kişisel yeteneklerini, mesleki deneyimlerini, olaylar arasında bağlantı kurma ve konuyu geniş çaplı şekilde analiz etmeleri hikayelerde yer alıyor.

‘KONYA CSI’NİN GERÇEK HİKAYELERİ… 

Görev yaptığı dönemde çözdüğü cinayetlerle günlerce gazetelerin manşetlerin süslemiş. Çözülmemiş cinayetleri çözmedeki başarısından dolayı ‘Konya CSI’ olarak adlandırılmış. Konya’daki başarısının ardından Emniyet Genel Müdürlüğü Asayiş Daire Başkan Yardımcısı olarak atanmış. Bu dönemde de çok sayıda cinayetin aydınlatılmasında görev almış. Medyayı yakından takip edenlerin ismine aşina olduğu eski emniyet müdürü Ercan Taştekin’den bahsediyorum.

2014 yılında iktidarın bürokrasiyi kendi çıkarları için kullandığı ilk dönemde Bingöl İl Emniyet Müdürlüğü görevinden istifa eden Taştekin, bir süredir, görevde olduğu dönemde yaşadığı hırsızlık, cinayet, gasp gibi olayları açtığı blogda kaleme alıyor. Şu ana kadar 20’ye yakın olayla ilgili yazdıkları gerçek ‘Arka Sokaklar’dan kesitler sunuyor.

Taştekin, Kayseri’de kurban bayramında şeker toplamak için giden üç çocuğun kaybolmasını takip eden ekibe başkanlık etti. Hatırlarsınız, üç çocuğun cansız bedenleri bulunarak ailelerine teslim edilmişti. Konya’da görev yaptığı dönemde yıllar önce işlenmiş cinayetleri aydınlatmasıyla gündeme geldi.

Konya’da 2001 yılında bir minibüs şoförünün boğularak öldürülmesi olayının faili, cinayetin aydınlatılması için kurulan özel ekibin çalışması sonucu 7 yıl sonra yakalanmıştı. Polis olay yerindeki sigara izmaritlerinin aynı yöntemle söndürülmesi nedeniyle, cinayetin bir kişi tarafından işlendiği olasılığı üzerinde durarak bölgedeki otellerin olay öncesi ve sonrası döneme ilişkin kayıtlarını inceledi. Olaydan 4 yıl önce Batman nüfusuna kayıtlı Bilal Ç. cinayet bölgesine yakın bir yerdeki barakada 3 ay boyunca kaldığı tespit edildi. Bilal Ç. delillerin tamamlanmasıyla yakalandı.

Konya’da 2001 yılında tecavüz edildikten sonra öldürülen çocukların cinayetini beş yıl sonra aydınlatılmıştı. Çocukların cesetlerinin bir kum ocağına gömüldüğünü ortaya çıkarılmıştı.

 

ERCAN TAŞTEKİN KİMDİR?

1989ʹda Polis Akademisiʹnden mezun olan Taştekin, Ankara Emniyeti Asayiş Şubesiʹnde 11 yıl çalıştıktan sonra 2002ʹde Konyaʹya tayin edildi. Sürgün yeri kabul edilen Çevik Kuvvetʹte 1,5 yıl şube amirliği yapan Taşdemir burada Komiser Ertuğrul Gülerʹle çalıştı. Asayiş Şube Müdürlüğüʹne atanan Taştekin, 450 kişilik kadrosunu yenileyerek faili meçhul cinayetlerin çözülmesinde büyük mesafe aldı. 950 gün izinsiz çalışan Taştekin, yoğun iş temposu nedeniyle acil servise kaldırıldı.

Konyaʹdaki cinayetlerin faili meçhul kalmaması için ekibiyle birlikte “Kırmızı Alarm” projesini hazırlayan Taştekinʹin başarısı kısa sürede dikkat çekti. 6 yılda faili meçhul cinayet kalmazken, geçmişteki çok sayıda cinayet de çözüldü.

Normal bir Batılı ülkede ödül yağmuruna tutulacak birisi olan Taştekin, 15 Temmuz sonrası yaşananlardan nasibini alanlardan. KHK ile görevinden uzaklaştırılan Taştekin, Gülen cemaati mensubu olduğu iddiasıyla 8 yıl 9 ay ceza aldı.

 

Eski Emniyet Müdürü Ercan Taştekin.

KİTAP YAZIP TEŞKİLATI ELEŞTİRDİ

Taştekin master derecesine sahip bir polis. Mesleki deneyimlerini anlattığı bir kitabı bulunuyor.

Taştekin, polis haber sitesi olan sucveceza.com’da yayınlanan yazılarından bir bölümünü  “Ezber Bozan Polis-lik.” ismiyle kitaplaştırdı. Kitapta polis teşkilatına içeriden baktı ve meslektaşlarını da eleştirmekten geri durmadı.

İu ifadelerde olduğu gibi:

“Polis Müdürüm, Rüzgarlı’daki faili meçhul cinayetin şüphelilerini tespit ettik, şu an bulundukları yeri sardık. İçerideler ve yakalamak üzereyiz efendim…
Müdür Bey Başkomserim, bırak cinayeti minayeti de, 10 Nisan kutlamalarının yapılacağı salonda il müdürümüzün oturacağı yerdeki sehpalar kalitesiz. Senin bölgende 5 yıldızlı oteller var. İyisinden bir sehpa temin et, buraya gönder!”

İşte, Taştekin’in ‘Arka Sokaklar’ hikâyelerinden bazılarından kısa kesitler…

GERÇEK ARKA SOKAK HİKÂYELERİ

**

ÇÜRÜK

“Operasyonun son aşamasının vakti gelmişti. Hüseyingazi Karakolunda bekleyen on resmi asayiş ekibine, tepe lambaları kapalı olarak beklediğim yere gelmelerini anons ettim.

Şatodakileri, sesleri duyup yıkık dökük gecekondularından taşanların hayret dolu bakışları arasında, gözaltına alıp ters kelepçe takarak ekiplere bindirdik. Çeribaşı Kudret dâhil, Kınalı ailesinin önde gelenlerinden sekiz kişiyle şubeye geldiğimde saat sekize geliyordu. Aslında bize sadece Çeribaşı Kudret ve Kınalı Sultan lazımdı. Diğerlerini kararlılığımızı ve olaya verdiğimiz önemi göstermek için gözaltına almıştık. İyi ki de almışız. İşe yaradı.

Odada üç kişiydik, yine. Ama bu kez ayakta dikilen, oldukça kilolu, jiletle kazınmış dazlak kafalı, koyu esmer tenli, parmağında kalın altın yüzük, bir kolunda altın saat diğer kolunda altın künye ve bazı dişlerinde de altın kaplamayla adeta yürüyen bir kuyumcu dükkânı gibi olan, parlak çağla yeşili takım elbiseli ve parlak ayakkabılı atmışlı yaşlardaki Çeribaşı Kudret’ti. Başkomiser ve ben her zamanki yerlerimizde oturuyorduk. Kudret, zeki adamdı. Olmasa zaten bu âlemde bu seviyeye gelemezdi. Kendisi ve aşireti için daha az zararlı olanın, itiraf etmek olduğunu fark etmişti. Çaresizlikten, kızılcık şerbeti yutar bir edayla, her şeyi anlattı.

Daha önceki birçok bilgi gibi, Kuyumcu Metin’in, Kınalıyı teşhis ettiği bilgisini de Çeribaşı Kudret’e veren, daha doğrusu satan, yani hırsızların içimizdeki elemanı, memur Satılmış’tı. Hani şubede göreve başladığımda, bana laf çarptıran, oldukça pahalı kıyafetler giyen, kalburüstü yerlerde yiyip içen Satılmış.Bu sefer, pabucun pahalı olduğunu gören Çeribaşı Kudret, Satılmış’ı dakikasında satmıştı.”

**

BİNGO

Sabri, tekrar kapı önüne çıkarak bu kez zafer kazanmış komutan edasıyla “Tamam, herkes kapısını kapatıp, içeri girebilir.” diye bağırdı. Ahmet’e dönerek buyurgan sesle “Çetin’i buraya bırak.Olay yeri ekibini çağırsın, delilleri toplasınlar. Sen Sabri’yle birlikte şüpheliyi şubeye götür.” diye talimat verdim. Ben daireden çıkarken, ağlamaya başlayan şüphelinin eşinin hıçkırıkları ortalığı kaplamıştı.

Olayların ruhumu daha çok örselememesi için işin teknik kısmı biter bitmez olay yerinden kaçardım.Yine öyle yaptım.Binadan çıkıp olay yerine yakın park ettiğimiz arabaya doğru yöneldim. Arabaya biner binmez Oğuz’a “Eve geçelim” dedim. Biz yavaşça hareket ederken Ahmet ve Sabri de kelepçeledikleri gözleri nemlenmiş olan şüpheliyi ekip otosuna bindiriyorlardı. Karakol ekip amirinin Ahmet’e yaklaşarak “Vallahi helal olsun komiserim!” sözleri kulağıma çalındı.

Oğuz’a “Karakol ekibinin yanında durur musun?” diye seslendim. Aracımız onların yanında durunca camı açarak karakol ekip amirine gülümseyerek, “Size de helal olsun. Eğer siz devriye görevini özenle yapıp cesedi erken bulmasaydınız, zor çözülürdü bu iş!” diye seslendim. Memur, gözleri parlayarak tebessümle cıvıldadı.“Sağ olun başkomiserim, görevimiz!”

**

CÜRET

Evime girer girmez üzerimi değiştirdim. Odanın perdelerini sıkıca kapattım. Çekyatın üzerine bir çarşaf serdim. Üzerime bir battaniye alarak uzandım. Açtım, ama canım bir şey yemek istemiyordu. Zaten evde de kahvaltılıklardan başka yiyecek pek bir şey yoktu. Nöbette yorucu bir iş yapmadığım halde müthiş halsizdim.

Uyumadan önce kitap okumayı severdim. ‘Noel’de Cinayet’ kitabı hemen yanı başımda sehpanın üzerinde duruyordu. Kitabın en heyecanlı yerinde kalmış olmama rağmen canım kitap okumak da istemiyordu. Elim bir ara çekyatın hemen dibinde yerde duran pilli küçük radyoma uzandı. Sonra onu da açmaktan vazgeçtim.

Soğuk battaniyenin içinde iyice kıvrıldım. Oldukça uykusuzdum lakin uyku da tutmuyordu. Şubedeki iskambil oynama sahnesi gözümün önünden hiç gitmiyordu. Aynı anda Halil’in söylediği ‘Bu şehirde her şeyin altında bir puştluk arayacaksın!’ sözleri kulağımda uğulduyordu. Uyuyakalmışım nihayet.

Bu olaydan kısa süre sonra Mehmet emekli oldu. İlerleyen yıllarda, benim de yılbaşı ritüelim değişmişti.91 yılından itibaren, memur Mehmet’in şubede, son derece sıradan bir şey yapıyor gibi, pavyon kadınıyla iskambil oynama sahnesini hatırlıyordum artık her yılbaşında. Ne diyordu Kuzuların Sessizliği ’nde ‘Hayat kitaplara göre fazla kaypaktır.’ Öyleymiş gerçekten de.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com