Erdoğan’ın ‘İnsan Hakları Paketi’, AB’yi ikna eder mi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ile ilişkilerin tartışılacağı kritik AB zirvesine üç hafta kala, ‘İnsan Hakları Eylem Planı’nın detaylarını paylaştı. Erdoğan, AB ile ‘yeni bir sayfa’ açmak istiyor. AB ise hak ihlallerini deftere kaydediyor.

NİHAL KAYA 07 Mart 2021 HABER ANALİZ

Erdoğan, 2 Mart 2021 tarihinde 'İnsan Hakları Eylem Planı'nı açıklamıştı.

Medyayı biraz takip eden herkes bir ucundan yakalamıştır, geçen hafta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’de hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını güçlendirme sözü verdi. Dokuz amaç, 50 hedef ve 393 faaliyeti içeren “insan hakları eylem planı”nın detayları salı gününden beri yazılıyor. Ortak kanı: Planda yeni bir şey yok, “yeniden bulunan” haklar zaten uluslararası sözleşmelerde, anayasada ve yasalarda yer alıyor.


 

Paketten yeni bir şey çıkmayınca şu soru haklı olarak gündeme geldi: Peki, Erdoğan, ‘neden tam da şimdi’ İnsan Hakları Eylem Planı’nı açıkladı? Kimilerine göre, Joe Biden’ın ABD başkanlığıyla birlikte Türk-Amerikan ilişkilerinde başlayan yeni dönem, ‘neden şimdi?’ sorusunun cevaplarından biri.

Diğer cevap ise takvimde 23 Mart’ı işaret ediyor: Erdoğan, reform sözünü, Avrupa Birliği (AB) zirvesine üç hafta kala verdi. 23 Mart’ta düzenlenecek zirvede, birliğin Türkiye’yle ilişkileri ve Türkiye’nin AB’ye üyelik müzakereleri ele alınacak.

Kopenhag’da, 2002 yılının Aralık ayında düzenlenen Avrupa Konseyi toplantısından sonra Türkiye’nin AB yolunda attığı adımlar, bir süre “dur-kalk” hızında ilerledi. Sonrasında “bir ileri, iki geri” atılan adımlar, son aşamada başka yönlere sapmıştı. Oysa Kopenhag zirvesinin sonuç bildirgesinde, “Konsey, Türkiye’nin Kopenhag kriterlerini karşılama yönünde attığı adımları memnuniyetle karşılamaktadır,” yazılmıştı.

Aradan 19 yıl geçti, köprünün altından çok sular aktı. Son yıllarda Türkiye’de yaşanan ağır insan hakları ihlalleri, Türkiye’nin AB müzakerelerinin önünde önemli bir engel teşkil ediyor.

ERDOĞAN ‘YENİ BİR SAYFA’ AÇMAK İSTİYOR

İstikametin yeniden AB’ye çevrildiğinin işaretini yine Erdoğan, bu yılın Ocak ayında verdi. Erdoğan, “Türkiye’nin AB ile ilişkilerinde yeni bir sayfa açılacağını umduğunu” söyledi. Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile 9 Ocak’ta görüşen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Türkiye’nin geleceğini Avrupa’da gördüklerini’ ve düzenli Türkiye-AB zirveleriyle üst düzey diyalog toplantılarını yeniden başlatmakta fayda olduğunu ifade etmişti.

Fakat çok değil, bu açıklamadan birkaç ay önce AB’yle ilişkiler, Doğu Akdeniz’in sıcak sularında can çekişiyordu. Türkiye’nin Libya, Yunanistan’ın ise Mısır’la imzaladığı Deniz Yetki Alanlarını Sınırlandırma anlaşmaları Doğu Akdeniz’de pek çok tarafı karşı karşıya getirdi. AB, Yunanistan’ı destekledi ve alenen Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon çalışmalarını, “yasa dışı” olarak tanımladı.

Türkiye’nin Kuzey Kıbrıs’taki cumhurbaşkanlığı seçimlerine müdahale ettiği iddiaları AB’yle krizin başka bir nedeniydi. Ankara’nın geçen yılın Şubat ayında AB sınırlarını göçmenlere açma kararıysa ilişkileri tamamen çıkmaza sokmuştu. Türkiye’den binlerce göçmen Yunanistan ve Bulgaristan sınırından geçmeye çalışırken, AB’den yapılan açıklamalarda, “Türkiye’nin bu tavrının açıkça AB değerlerine saldırı olduğu” belirtildi.

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan, krizin sürekli tırmandığı böyle bir yılın ardından “AB ile yeni bir sayfa açma” niyetini ilan etti. Açıklamalara bakılırsa bu “yeni sayfanın” en tepesinde vize serbestisi yer alıyor. Türkiye ayrıca AB’nin çeyrek asırlık Gümrük Birliği Anlaşması’nı güncellenmesini istiyor. Ekonomiye “can suyu” arayan Türkiye, tarım tavizlerinin karşılıklı olarak geliştirilmesi, kamu alımları, e-ticaret ve hizmetlerini kapsayacak şekilde Gümrük Birliği Anlaşması’nın genişletilmesinden yana.

AB, HAK İHLALLERİNİ NOT EDİYOR

Brüksel ise Türkiye’den, kara para aklama ve devlet dışı kuruluşların finansmanına yönelik yasal tedbirleri yerine getirmesini bekliyor. Vergi kaçakçılığı konusundaki kaygıları da AB için önemli bir gündem. AB, Şubat ayında vergi kaçakçılığıyla mücadele yükümlülüklerini yerine getirmesi ve vergi konusunda şeffaflık sağlanması için Türkiye’ye ek süre tanıdı. Birlik, “şu an için” Türkiye’yi vergi cenneti olarak değerlendirilen ülkelerin bulunduğu kara listeye almadı.
Türkiye “beyaz sayfasına” AB’den taleplerini yazarken, AB de bir taraftan kendi defterine Türkiye’deki hak ihlallerini not ediyor. İş insanı Osman Kavala ve HDP’nin eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararlarına rağmen tahliye edilmemesi AB’nin gündeminin en üst sırasında yer alıyor. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, AİHM kararlarının uygulanışının denetimi kapsamında gelecek hafta Kavala ve Demirtaş dosyalarını ele alacak. AB için Kavala ve Demirtaş ile birlikte siyasi tutsakların durumu, turnusol kağıdı işlevi görüyor.
İktidar ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, HDP’ye yönelik ‘kapatma’ çağrısı da AB tarafından izleniyor. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın HDP’ye yönelik başlattığı incelemenin de AB zirvesinde masaya gelmesi sürpriz olmaz.


 

Erdoğan’ın ‘İnsan Hakları Eylem Planı’nın AB devlet ve hükümet başkanlarını ne kadar ikna edeceği henüz belirsiz. AB ülkeleri arasında Türkiye ile müzakerelerin yeniden başlamasına ılımlı yaklaşabilecekler var, diğer tarafta ise daha fazla yaptırım çağrısı yapanlar…

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com