Yargıda yaşanan krizi fırsata çevirmek isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa Mahkemesi'nin yetkilerini sınırlandırmanın sinyalini verdi. Erdoğan, "Gerekirse anayasa ve yasa değişiklikleri dahil tüm yöntemleri kullanarak, tekrar böyle bir tartışmanın ortaya çıkmaması için gerekenleri yapacağız" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yargıda yaşanan krizi, anayasal ve yasal değişiklikleri yaparak çözeceklerini söyledi. Erdoğan’ın danışmanlarından ve MHP’den gelen ‘Anayasa Mahkemesi’nin yetkilerinin fazla olduğu’ söylemlerinin ardından, anayasa değişikliği ile Anayasa Mahkemesi’nin yetkilerinin sınırlandırılabileceği belirtiliyor.
Erdoğan, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu tarafından Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen 10 Kasım Atatürk’ü anma programında konuştu. Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin Anayasa Mahkemesi’nin Can Atalay’la ilgili hak ihlali kararını tanımaması sonrası ortaya çıkan yargı krizine değinen Erdoğan, “Gerekirse anayasa ve yasa değişiklikleri dahil tüm yöntemleri kullanarak tekrar böyle bir tartışmanın ortaya çıkmaması için gerekenleri yapacağız” dedi.
“Yargı kurumlarının kararları da tartışılabilir” diyen Erdoğan, “Türkiye’de, yüksek mahkemeler dahil hiçbir organ, hiçbir kurum layüsel değildir, eleştirilemez değildir. Yargının iki kurumu arasındaki yetki tartışmasının çözüm yeri anayasadır, yasalardır. Ancak mevcut anayasamız ve yasalarımız, bu konuda yetersiz kalmaktadır” şeklinde konuştu.
‘TARAF DEĞİL, HAKEM KONUMUNDAYIZ’
Ortaya çıkan krizde ‘taraf değil hakem’ olduğunu iddia eden Erdoğan, şunları söyledi: “Ülkenin hayrına çözümler peşindeyiz. Son konuda kim haklı kim haksız değil, neler yapılması gerektiği penceresinden bakıyoruz. Burada yeni anayasaya kavuşmamızın gereği çıkıyor. Yeni anayasa meselesini ısrarla gündemde tutmamızın, günlük siyaset söylemi değil, hayati bir konu olduğu, bu vesileyle herhalde daha iyi anlaşılmıştır. İnşallah bu hususta yeni anayasa çalışmaları en kısa sürede başlatılır. Anayasa, ‘devlet başkanı’ sıfatıyla bize ‘devlet organlarının uyumlu çalışmasını temin’ görevi vermektedir. Biz bu tartışmada taraf değil hakem konumundayız. Hem yüksek yargı kurumlarımızın temsilcileriyle hem yetkinliği herkesçe kabul edilen hukukçularımızla görüşerek, meseleye bir hal yolu muhakkak bulacağız. Devletin başı olarak, kurumlarımız arasındaki görüş ayrılığının bir anayasa ve sistem krizi haline dönüşmesinin önüne geçecek adımları süratle atacağız. Gerekirse anayasa ve yasa değişiklikleri dahil tüm yöntemleri kullanarak, tekrar böyle bir tartışmanın ortaya çıkmaması için gerekenleri yapacağız.”
