Eski asker yorumladı: Erdoğan, Hulusi Akar’ı neden ‘ıskartaya’ çıkardı?

Eski asker Hakan Şahin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Hulusi Akar'ın gerçek olmayacak 'sadakat'ını, kendisini alternatifsiz hale getiren adımlarını ve karmaşık ilişkiler ağının gördüğü için yeniden bakan olarak atamadığını belirtti.

KRONOS 18 Haziran 2023 GÜNDEM

Eski asker Dr. Hakan Şahin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Hulusi Akar’ı yeniden Milli Savunma Bakanlığı’na getirmemesinin nedenlerini kaleme aldı.

Şahin, 15 Temmuz’dan bu yana tartışmalı isimlerden biri olan Hulusi Akar’ın kabine dışı kalmasında oynadığı hangi hamlelerin etkisinin olduğuna işaret ederek, Başlangıcını 15 Temmuz’un işaretlediği kendine özgü bir siyasal nizamın kilit taşlarından olan Akar’ın adeta “ıskartaya çıkartılması” anlamına gelen bu olay, hem Erdoğan’ın şahsında temsil olunan ama onunla sınırlı olmayan bu yeni siyasal nizamın gelecek kurgusuyla ilgili ipuçları, hem de sultanın kayığına hevesle binecek ikbal avcılarının akıbetine dair dersler barındırıyordu” ifadesini kullandı.

BÖYLE BİR ‘AZL’E HAZIR DEĞİLDİ

Şahin, Politikyol’da kaleme aldığı yazıda, Akar’ın bu şekile bir ‘azl’e hazır olmadığının ifadelerine yansıdığına işaret ederek şöyle devam etti: “Ne kadar bastırmaya çalışsa da görevini yeni Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’e teslim ederkenki yüz ifadesi ve vücut dilinin taşıdığı gerginlikten kolaylıkla anlaşılıyordu.

Şöyle diyordu o devir-teslim töreninde: “Çok şükür, bize bu görevi tevdi eden sayın Cumhurbaşkanımıza herhangi bir sıkıntı vermeden görevimizi gayretle yapmaya çalıştık.”

Cumhurbaşkanı ile bugüne kadar bilinen bir sürtüşmesi hiç olmamış Akar, Başkan’ına sadakatini her fırsatta göstermiş, bir dediğini iki etmemiş, Suriye politikasından tank palet fabrikasının satışına kadar tüm netameli konularda Başkan’ının yanında durmuş; ülkesinin çıkarlarını Başkan’ının çıkarlarına eşitlemiş, başında bulunduğu kurumun kapasitelerini bu çıkarlar doğrultusunda zorlayabildiği kadar zorlayarak yırtılma aşamasına getirmişti.

ÜÇ SENARYO VAR

Akar aslında galiba şunu demek istiyordu: “Ben kendisine hiç sıkıntı vermemişken, Cumhurbaşkanı neden son anda böyle bir ‘sıkıntı’ yapmıştı ki?”

Bir dipnot: Geçtiğimiz aralık ayında TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Millî Savunma Bakanlığı’nın 2023 yılı bütçesi görüşülürken kendisine yöneltilen sorulara sinirlenen Akar şöyle demişti: “Kimseyi hedef alarak söylemiyorum, kusura bakmayın, bu Ahmet Kaya’nın türküsü aklıma geldi. Tekrar tekrar… Ner’den baksan tutarsızlık, ner’den baksan ahmakça..”

Aynı türkü şimdi tekrar tekrar yine aklında dönüp duruyor olmalıydı.

Bence Akar’ın “hal” edilmesine yol açan “sıkıntı”nın üç muhtemel nedeni vardı.

BİR

Akar’ın Erdoğan’a yönelik sadakat, uyum ve bağlılığı sahici olamayacak kadar “iyi” idi ve Erdoğan siyasi ferasetiyle, bu gerçek olamayacak kadar “iyi” şeydeki sentetik kokuyu almıştı. Peki nasıl almıştı? İkinci neden bununla ilgili.

İKİ

Akar bir yandan patronuna sadakat, uyum ve bağlılık gösterimleri yaparken, bir yandan da kendi kozasını örmekle ilgileniyor ve pozisyonunu bir şekilde garantiye alacak birtakım akıl oyunlarıyla meşgul bulunuyordu. Bunlardan kendini en çok ele vereni, geçen sene bu zamanlarda, Genelkurmay Başkanının yaş haddinin beş yıla kadar uzatılmasına imkân veren yasa değişikliği olmuştu.

Artık kolaylıkla tahmin edebileceğimiz üzere bu “yasal buluş” Akar’ın aklının ürünüydü ve buluşun amacı, Genelkurmay Başkanı Yaşar Güler’in terfi veya emekliliği meselesinden kaynaklanabilecek olası bir sorununun kendisi üzerinde yaratabileceği muhtemel bir baskıdan kurtulmaktı.

Foreign Policy dergisi, Erdoğan’ın sağlık sorunları nedeniyle cumhurbaşkanlığını bırakmak zorunda kalması halinde Hulusi Akar’ın cumhurbaşkanlığının en güçlü adayı hâline gelebileceğini, ABD Dışişleri koridorlarında da böyle bir beklentinin olduğunu yazıyordu.
Daha açık söylemek gerekirse, bu buluş sayesinde beş yıl boyunca Yaşar Güler Genelkurmay Başkanlığına rahatlıkla devam edebilecek ve böylelikle Akar da bu süre boyunca Millî Savunma Bakanlığında kalabilecekti. Akar, beş yıl sonrasını planlıyordu!

Yine tahmin edebiliriz ki bu buluşunu patronuna sunduğu zaman, patronu onu bu parlak buluştan dolayı tebrik etmiş ve onay vermiş olmalıydı. Ama hemen ardından Patron, Akar’ın ne yapmaya çalıştığı üzerine derince düşünmüş ve cevabı da bulmuştu!

Başka bir deyişle Akar’ın özellikle 2016 sonrasında gerçekleştirmeyi başardığı ordudaki gücünü konsolide etme ve merkezileştirme, bu kapsamda İsmail Metin Temel ve Ümit Dündar isimlerini doğrudan doğruya tasfiye, Yaşar Güler’i de dolaylı olarak pasifize etme ve bu şekilde kendini alternatifsiz kılma yönündeki çabası, tam da başarıya en yakın olduğu anda akamete uğramış oldu. Bir tür Pirus zaferi…

ÜÇ

Hulusi Akar’ın kabine dışında tutulması, kabineye alınan çok önemli bir başka ismin yolunun açılmasıyla da ilgili olsa gerek. Kimi ABD dergilerinde Erdoğan sonrası dönemin başkan adayı, bir tür veliaht olarak gösterilen yüksek profilli bir Akar yerine, düşük profilli bir Güler’in icra kademelerinde yer alması, yeni Dışişleri Bakanı Fidan’la ilgili tasarımların daha elverişli koşullarda işlerlik kazanması adına tercih edilir bulunmuş olmalı.

Bunu Foreign Policy dergisinde 2021’de yayımlanan bir makale ile birlikte düşünmek yerinde olur. Dergi, Erdoğan’ın sağlık sorunları nedeniyle cumhurbaşkanlığını bırakmak zorunda kalması halinde Hulusi Akar’ın cumhurbaşkanlığının en güçlü adayı hâline gelebileceğini, ABD Dışişleri koridorlarında da böyle bir beklentinin olduğunu yazıyordu. Yazıda, Akar’ın Temmuz 2016’dan sonra silahlı kuvvetlerin yeniden şekillenmesinde kilit bir rol oynadığı ve bu durumun da orduyu, Akar’ı destekleyecek biçimde siyasi bir rol oynayabilecek bir konuma getirdiğini savunuyordu.

Neticede, Erdoğan son tercihiyle Akar’ı karmaşık ilişkilerin biçimlendirdiği tüm bu spekülasyonlar evreninden halas eyleyerek Bodrum askerî kampına uğurlamış oldu.

Ama orada da yüzlerine bakmak zorunda kalacağı silah arkadaşları olacak.

Ve benim aklıma da Ahmet Kaya’nın başka türküleri geliyor.”

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram