Cihat Yaycı’dan ‘yeni anayasa’ yorumu: Şeytan sağdan yaklaşıyor

Emekli Tümamiral Cihat Yaycı yeni anayasa tartışmalarına "Şeytan sağdan yaklaşıyor." diyerek müdahil oldu. Yaycı’ya göre Türkiye’de etnik yapılar yok, sadece kültürel yapılar var. Yaycı yeni anayasada Türkçe dışındaki bir ana dilin yer almasının “bölünmeye” yol açacağını iddia etti.

KRONOS 22 Şubat 2021 GÜNDEM

Emekli Tümamiral ve Bahçeşehir Üniversitesi Denizcilik ve Global Stratejiler Merkezi Direktörü Doç. Dr. Cihat Yaycı, son günlerin popüler konusu “yeni anayasa”yla ilgili ilginç bir çıkışta bulundu.

Türkiye’de etnik yapıların bulunmadığını iddia eden Yaycı’ya göre herkes Türk milleti. Yeni anayasa etnik yapılara vurgu yapılması ya da Türkçe dışında Kürtçenin yer almasının ise bölünmeye yol açacağını savundu. Bölünmeye yasal zemin hazırlandığını savunan Yaycı, “Çok uyanık olunması lazım.” dedi.

“TÜRKİYE’DE ETNİK DEĞİL, KÜLTÜREL YAPILAR VAR”

Gazeteci Cüneyt Özdemir’in YouTube kanalında “Yeni anayasa hakkında ne düşünüyorsunuz?” sorusuna Cihat Yaycı şöyle cevap verdi: “Ben özellikle bir konuya dikkati çekmek istiyorum. Bu, etnik yapı denilen konu… Türkiye’de çok yanlış kullanılıyor. Etnik yapı. Türkiye’de etnik yapılar yok. Türkiye’de kültürel yapılar var. Bunun altını çizmek lazım.”

YENİ ANAYASA YORUMU: TÜRKİYE’NİN PARÇALANMASI İÇİN HUKUKİ ZEMİN HAZIRLANMAMALI

“Şeytan sağdan yanaşıyor.” diyen Yaycı, “Devletler hukukuna göre, etnik yapı olabilmesi için, devletin anayasasında, o yapıların, o grupların, sayılmış olması, tanınmış olması gerekir. Kosova’da mesela etnik yapı vardır. Kosova’da Arnavutlar bir etnik yapıydı. Onun için Kosova’da kendi kaderini tayin hakkı elde ettiler. Şimdi bakın şeytan sağdan yaklaşıyor…”  ifadelerini kullandı.


 

Yaycı şöyle devam etti: “1933 Amerikan Monte video devletler sözleşmesinde bir devletin olabilmesi için üç öğeye sahip olması gerektiği söyleniyor. Bir, üzerinde yaşanılan bir ülke olacak ve sınırları belli olacak. İki, o sınırlar içerisinde halk niteliği kazanmış, kültürüyle, diniyle, diliyle, bilmem nesiyle halk niteliği kazanmış insan topluluğu olacak bir de bunu üzerinde otorite olacak. Burada en önemli şey bu.”

“Türkiye’nin bölünme ve parçalanması için hukuki zemin asla hazırlanmamalı. Farkına varılmalı. Neden?” sorusunu yönelten Yaycı, “Kendi kaderini tayin hakkı normalde devletler hukukunda ayrılma hakkı normalde yok ama mesela biz niye bölücü terör örgütü diyoruz, ayrılıkçı, demiyoruz? Arasında çok büyük bir fark var. Çünkü bizde ayrılmış bir bölüm yok. Yani ayrı bir sınırları belli ya da anayasamızda.” dedi.

ATATÜRK “TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİNİ KURAN AHALİYE TÜRK MİLLETİ DENİR” DEMİŞ

“Anayasamızda bir etnik grup tanımlanmış değil. Vatandaşlık bağıyla Türkiye Cumhuriyetine bağlı olan herkes Türk. Türk” diyen Yaycı, Atatürk’e ait olduğunu iddia ettiği bir tanımı da paylaştı: “Atatürk’ün çok güzel bir tanımı var. Bayılıyorum bu tanıma. İnanılmaz bir tanım. Diyor ki Türkiye Cumhuriyeti Devletini kuran ahaliye, halka Türk milleti denir. Bu kadar. Ne ırk var. Ne din var. Ne bilmem ne var.” şeklinde konuştu.

“ANAYASADA DİL, BİR IRK, BİR ETNİK GRUP EKLENDİĞİ AN TEHLİKE BÜYÜK OLUR”

Cüneyt Özdemir’in “Kürtleri kastediyorsunuz herhalde” sözleri üzerine Yaycı, “Herhangi bir grup, herhangi bir kökeni kast ediyorum.” dedi.

Yaycı, sözlerini şöyle sürdürdü: “O zaman ne olur biliyormuşsunuz? Tehlikeyi söyleyeyim ben size. Eğer anayasada bir dil resmi dil olarak tanımlanıyorsa, bir etnik grup anayasada tanımlanıyorsa, bir bölge, özerk bölge ya da kendi içerisinde eyaletler gibi tanımlanıyorsa ve bunun içinde yaşayanlar özel kanunlarıyla yönetiliyorsa, böyle durumlarda kendi kaderini tayin hakkı uluslararası hukukta kabul gören bir anlayış. Yani, yani, yani… Anayasada dil, bir ırk, bir etnik grup eklendiği an tehlike büyük olur.”


 

ETNİK GRUP YA DA DİL ANAYASADA OLURSA NE OLUR?

“Bu anadilde eğitim, vesair dile eğitim, altında yatan şeylerden bir tanesi, bence çok önemli bir konudur.” diyen Yaycı, “Uluslararası hukuka uygun bir patern izleniyor. İzlenmemesi lazım. Yani izleyenler olabilir. Çok uyanık olunması lazım. Bu konu, dil konusu. Ya etnik grup ya da dil konusu ya da özerk bölge olma konusu. Bu üç taneden bir tanesi olursa. Bakın dil, etnik grup tanımlaması, anayasada ikinci bir dil, etnik grup anayasada tanımlanmış ve özerk bölge olduğu zaman, bu üçünden bir tanesi olduğu zaman, kendi kaderini tayin için, kendi kaderini tayin hakkı elde edilebilir. Edilemeyebilir de. Edilebilir de.”

Emekli Tümamiral Cihat Yaycı, sivil hayata geçer geçmez Bahçeşehir Üniversitesi’nde Denizcilik ve Global Stratejiler Merkezi Direktörlüğü görevini üstlendi.

“OYLAMA OLURSA SADECE ONLAR YAPIYOR, DİĞERLERİ YAPAMIYOR”

“Halkımız şöyle sanmasın. Ya olursa şu kadar nüfus buradan var, şu kadar nüfus şuradan var olmaz. Hayır. Buradaki oylama, referandum sadece o grup içerisinde yapılıyor. O dili kim konuşuyorsa mesela, anadilim bu diyorsa orda, nüfuz cüzdanında anadili bu diyorsa, onlar oylama yapıyorlar. Etnik kökeni mesela. Onlar yapıyor sadece. Diğerleri yapmıyor. Diğerlerinin öyle bir oylaması yok.”

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram