Tahir Ün: Evime geldim, açılacak kapısı da girecek odası da yoktu

İzmir'deki depremde bugün 65 saat sonra 3 yaşındaki Elif bebeğin kurtarıldığı Doğanlar Apartmanı Bayraklı’ya bağlı Özkanlar semtinde bulunuyor. Deprem sırasında evinde olmayan fotoğraf sanatçısı Tahir Ün, göz göre göre gelen felaketi anlattı. "Evime geldim, açılacak kapısı da girecek bir odası da yoktu" diyen Ün, "Deprem risk analizi yaptırdık, apartman üçüncü derece dayanıksız çıktı. Apartmanın kentsel dönüşüme girmesi ya da güçlendirilmesi daire sahiplerince kabul edilmedi" dedi.

SELAHATTİN SEVİ 02 Kasım 2020 KRONOS ÖZEL

Tahir Ün ve bazı apartman sakinleri Doğanlar apartmanının yenilenmesi için büyük çabalar harcamış.

İzmir’de meydana gelen depremden en çok etkilenen bölgelerden biri de Bayraklı’ya bağlı Özkanlar semti oldu. O semtteki Doğanlar Apartmanı da depremde yıkıldı. Apartmanın enkazından son olarak 3 yaşındaki Elif Perinçek sağ olarak çıkarıldı. Doğanlar Apartmanı’nın enkazından 2 kişinin de cesedi çıkarılırken, şu ana kadar 20’nin üzerinde kişi de canlı olarak kurtarıldı.

Önemli uluslararası projelere imza atan fotoğraf sanatçısı Tahir Ün,  Bayraklı’da yıkılan Doğanlar Apartmanı sakinlerinden biriydi. Depremden iki üç gün önce eşi Giresun’a annesinin yanına, kendisi de Dikili’de inşaat halindeki evine gitti. Ertesi gün depremde bina yıkılınca döndü ‘evinden geriye kalan’a.

SEMT RANT DEĞERİ YÜKSEK BİR YER DEĞİL

Tahir Ün, apartman için deprem risk analizi yapıldığını ancak binanın yıkılması ya da güçlendirilmesi önerisinin apartman sakinlerince kabul edilmediğini söyledi. Ün, insanların daire sayısının azalmaması ya da depremin bir şey yapmayacağı şeklindeki inanç nedeniyle insanların yanaşmadığını kaydederek, “Felakete göz göre göre geldi” diyor.

İşte depremden ‘şans eseri’ kurtulan fotoğraf sanatçısı  Tahir Ün’ün sorularımıza verdiği cevaplar:

Siz kaç senedir Doğanlar Apartmanı’nda yaşıyorsunuz Tahir Bey?

Yaklaşık 12 senedir ordayız biz. Daireyi satın almıştık.

İzmir’i ve bölgeyi bilmeyenler için binanın olduğu yeri tarif eder misiniz?

İzmir’in Özkanlar semti, önceden Bornova’ya bağlıydı, daha sonra Bayraklı’ya bağlandı. İzmir’in yeni ve nispeten yeşili bol bir semti. Genellikle buradaki binalar 7 katı geçmeyen apartmanlar şeklinde. Aslında iki fay hattının arasında kalan bir bölge. Yukarıda Atatürk Mahallesi civarında birinci büyük fay kırığı var. Diğer tarafta da Altındağ tarafında bir başka fay kırığı var. Burası ortada. Melen ırmağının alüvyon yatağı üzerine kurulmuş. Eski yapısı yumuşak toprak ve sebze bahçesi olarak geçen büyük bir bölgenin kentleştirilmiş noktası.

Daha önce nerde oturuyordunuz?

Ankara’daydım, daha sonra İzmir’de ev satın alıp döndüm.

Rayiç olarak pahalı bir semt mi, yoksa ev veya kiraların normal olduğu bir semt mi?

Burası İzmir’in pahalı semti değil, normal bir semtlerinden bir tanesi. İzmir’de Karşıyaka, Bostanlı, Mavişehir, Narlıdere gibi rantı yüksek bir bölge değil.

Türkiye’nin deprem gerçeği bilinen bir durum. Sizin apartmanda deprem güvenliğiyle ilgili ya da deprem riskiyle ilgili bir sorun gündeme geldi mi hiç?

Elbette geldi. Bundan yaklaşık iki üç sene önce gündeme geldi. O zamanın yöneticisi, binanın Bayraklı Belediyesi’nden deprem risk analizini yaptırdı. Risk analizi üçüncü derece depreme dayanıksız olarak çıktı. Ve apartmanı toplantıya çağırdı, Apartman Genel Kurulu’nu, benden de destek istedi. Ben de bir mühendis arkadaşı buldum, o da inceleme yaptı, kendisinden rica ettim. Genel Kurul’da teknik olarak anlatır mısın diye. Sağ olsun geldi anlattı, ancak apartmanın büyük çoğunluğu ciddi şekilde bize tepki gösterdi. Derler ya, dayak yemekten zor kurtulduk. Bizi çıkarcılıkla, menfaatçilikle, müteahhitlerle anlaşmakla, avanta daire almakla suçladılar. Biz kimseyi ikna edemedik o noktada. Yüzde 50’den fazlası karşı çıktı.

APARTMAN SAKİNLERİ DÖNÜŞÜME KARŞI ÇIKTI

Binadaki 21 daireden kaçı apartmanın yenilenmesine muhalif oldu?

Muhalif olanlardan kaybettiğimiz arkadaşlar var, sayı olarak bilemeyeceğim. Yarısından çoğu karşı çıktı. Yüzde 60’ı, 70’i diyebiliriz.

Kaç kiracı kaç ev sahibi vardı apartmanda?

Genellikle ev sahipleri yaşıyor. Yüzde 30-40 kiracı ise kalanı ev sahibi. Sonuçta bir şey elde edemedik. Binanın yöneticisi Mine hanım istifa etti, sorumluluğu alamayacağım bundan sonra diye. Bari güçlendirme yapalım dedik, onu kerhen kabul ettiler bir sonraki genel kurulda değerlendirelim dediler. Çünkü karşımızdaki apartman güçlendirme yapıyordu ve maliyeti çok yüksek değildi. Fakat karşı çıkma nedenlerini bazılarını açıklayabilirim.

Evet buyurun, nedir?

Buradaki inanların büyük çoğunluğu emekli benim gibi. Emekli maaşıyla yaşayan insanlar. Bir kısmı toprağa bağlı, arsanın sahiplerinden olup, burası ata toprağı baba toprağı diye burayı bırakmak istemeyen insanlar. Bir kısmı gerçekten bağnazca yaklaşan, burası yenilenecekse, kentsel dönüşüme girecekse benim üç daireyi verip iki daire alacağım ya da üste para vereceğim, niye para vereyim, otururum burada diyen insanlar. Bir bölümü de ne var bunda mukadderat, her yerde ölüm var, vade gelmişse burada da ölürüz diyen insanlar. Dolayısıyla böyle dört grup çıktı ortaya. Biz daha sonraki genel kurulda güçlendirme olayını da beceremedik, olmadı. Bu iş böyle bitti. Ancak bizim binamızla birlikte toplamda 220 binanın risk analizi yapıldı. Bu sabah da Bayraklı Belediye Başkanı ifade etti zaten; bütün bu analizler, 220 depreme dayanıksız binanın raporları çevre bakanlığına iletilmiş o dönemde. Dolayısıyla hiçbir şey yapılmadığı çok da beklenmeyen bir durum da değildi.

FELAKET GÖZ GÖRE GÖRE GELDİ

Yani bir anlamda göz göre göre geldi aslında felaket…

Evet, göz göre göre geldi. Şimdi söylemek çok zor, şey diyesim geliyor: Bu devlet depremde kimin öleceğini kimin kalacağını biliyor sanki. Kim depremde ölür, kim göçer, kimin daha çok hakkı var yaşamaya diye, biliyor ve birçok şey çözümsüz kalıyor bu ülkede. Savcılık soruşturma başlattı, ifade de verdim ben. Dolayısıyla ne olacak bilmiyorum ama ne çıkar. Ama soruşturma başladı.

Siz deprem anında neredeydiniz?

Depremden iki üç önce eşimi Giresun’a annesinin yanına göndermiştim, çünkü uzun zamandır görmemişti. Ben de kendi annemin yanına gittim, hem bir bakıp kontrol edeyim dedim Didim’e, sonra İzmir’e döndüm. ALS hastası var, adı Ali Var, ortak çalıştığım, sosyal sorumluluk projesi kapsamında yanında yer aldığım bir arkadaş. Onu ziyarete ettim, sonra evime döndüm eşyamı toplayıp Dikili’ye geçtim. Dikili’de tam bitmemiş bir inşaatımız var ama barınabiliyoruz. Oraya geçtim o sırada deprem oldu. Ertesi gün öğlen deprem oldu. Tekrar İzmir’e geldik.

EVE GELDİM, AÇILACAK KAPISI GİRİLECEK ODASI YOKTU

İzmir’de mahallenize, evinize geldiğinizde neyle karşılaştınız?

Bu çok anlatılabilir bir şey değil. Evime geldim. Açılacak kapısı yoktu, girecek bir odası da yoktu. İnsanlar acılıydı, iş makinaları ve çalışanlar vardı. Çok dramatik bir durumla karşılaştım. Tanıdıklarımı bulmaya çalıştım. Beni görüp boynuma sarılanlar oldu, çünkü beni eşimle birlikte içerde zannediyorlarmış. Sevinenler oldu. Ben de aynı duygularla süreci izlemeye başladım. Oradaki organizasyon çok iyi, hizmet kalitesi çok yüksek. Hiçbir şey aksamıyor her şey tıkır tıkır işliyor. Bekliyoruz enkazın başında.

Eşiniz de döndü mü Giresun’dan?

Döndü döndü. Depremden bir gün sonra buradaydı.

Kurtarma çalışmalarına yardım diyor musunuz yoksa profesyonel gruplar mı yapıyor çalışmaları? 

Yok bizi sokmadılar zaten oraya. Belli bir yere kadar yaklaşabiliyorsunuz. Sadece bir babayı soktular, eşi ve dört çocuğu enkaz altındaydı. O katıldı bizzat, izin verdiler ona. Eşi ve çocukları da bulundu. Bu sabaha karşı da bebekleri vardı o da bulundu. Ancak bir çocuklarını kaybettiler.

Perinçek ailesi mi?

Evet evet Perençek’ler. Onların haricinde kimse almadılar enkaz alanına.

Apartmanın yenilenmesi için sizinle birlikte uğraş veren Mine hanım orda mı oturuyordu hâlâ?

Hayır, Mine Hanım yanımızdaki kardeş ikiz blokta oturuyordu. Orası da ayakta ama hasarlı. Muhtemelen yıkacaklar. Oraya da sokmuyorlar kimseye.

Apartmanda hayatını kaybedenler de kurtarılanlar da komşunuz, peki çok yakınınız veya akrabanız var mıydı ?

Normal apartman komşuları hepsi.

CANIN YANINDA MALIN DEĞERİ YOK, CANI YERİNE KOYAMAZSIN

Geriye dönüp baktığınızda ne düşünüyorsunuz? Bazı şeyler önlenebilir miydi?

Canın yanında malın hiçbir değeri yok. Canı yerine koyamazsın. Malı bir şekilde eksiğiyle fazlasıyla yerine koyabilirsin. Bu, insanların şiarı olmalı. Aç gözlü olmamalı. Mümkün olduğunca mütevazı bir hayatla yaşamaya devam etmeli. Bu önemli. Bu benim yaşam olarak benimsediğim bir ilkeydi. Deprem gösterdi ki doğru bir ilkeymiş.

Bir tavsiyeniz var mı felaketin kıyısından dönmüş biri olarak?

Şunu öneriyorum ben: İnsanlar ev kiralayacakları ya da satın alacakları zaman mutlaka depreme dayanıklılık testini de istesinler. Biz de istedik o dönemde. Ben baktırdım sağlam raporu var, dedi ve biz de sözüne güvenerek aldık evi. Şimdi olsaydı, getir bakalım bir kopyasını ya da bir göreyim o dayanıklılık raporunu derdim. Bu çok önemli bir şey. Bunun dışında yapılabilecek çok fazla şey yok. Zeminlere bakılmalı, binanın hangi zemine oturduğu anlaşılmalı. Türkiye’de evler çok pahalı, bir mal alıyorsunuz ve onun defosuz olmasına dikkat etmeli.

EŞYALARDAN ÇOK HATIRALARIM İÇİN ÜZÜLÜYORUM

Elbette can daha değerli dedik ama sonuçta evinizde yaşanmışlıklar da var… Hatıralarınızla birlikte neyi bıraktınız enkazda?

Ben fotoğraf, video, görsel işlerle uğraşan biriyim. Benim gibi olanlara önerim; mutlaka yedeklesinler arşivlerini. Benim arşivimin üç yedeği vardı ve farklı yerlerde duruyor. Dolayısıyla arşivi kaybetmem gibi bir durum söz konusu olmadı. Analog, negatifler, pozitifler bunlar gitti ama hepsini dijital kopyası ve yedeği vardı. Onun ötesinde manevi değeri olan birçok şey vardı. Ödül heykelcikleri, geçen sene vefat eden babamdan kalma tespih, dostlarımın hediye ettiği objeler. Bunlar çok değerliydi. Onların çok değerli olduğunu böyle bir felaketten sonra daha çok anlıyorsunuz. Televizyon buzdolabı gelmiyor aklınıza. Aklınıza gelen şeyler bu tür şeyler, küçük şeyler. Sizi diğer insanlarla birbirine bağlayan nesneler geliyor. Onun değerini daha iyi anlıyorsunuz.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com