Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, “Kur’an Eğitim ve Öğretimine Yönelik Kurslar ile Öğrenci Yurt ve Pansiyonları Yönergesi” tartışmaları da beraberinde getirdi.
Yönergeye göre vakıf ve dernekler dahil, Diyanet İşleri Başkanlığı dışında hiçbir gerçek veya tüzel kişi tarafından Kur’an kursu açılamayacak.
Yayımlanan yönerge ile Türkiye’de Diyanet dışında başta Süleyman Efendi Cemaati, İsmailağa ve Menzil Cemaatlerinin Kur’an kursu açılmasının önüne geçilmesinin hedeflendiği öne sürüldü.
İLK HEDEF SÜLEYMAN EFENDİ CEMAATİ
Yazar Müfik Yüksel, Diyanet dışında başka kurumların Kur’an kursu açamayacağına ilişkin kararının Süleymancılara yönelik olabileceğini belirtti.
Geçtiğimiz günlerde “Süleymancılar” olarak bilinen Süleyman Efendi Cemaati’ne yönelik ilk operasyon başlamış ve İstanbul Kağıthane’deki yurt binası AKP’li Kağıthane Belediyesi tarafından gece yarısı yıkılmıştıdı.
“BU KARAR BUNDAN SONRA KUR’AN KURSU AÇILMASIN DEMEK”
Independent Türkçe‘ye konuşan ilahiyatçı Ali Eren ise “Bu bir yerde bundan sonra Kur’an kursu açılmasın demek” diyerek şunları söyledi:
“Diyanet biz açacak diyebilir. Siz açacaksınız da Diyanet’in açtıkları ile derneklerin açtıkları arasında uçurum var. Diyanet bir tane açıyorsa dernekler 10 tane açıyor. Bu ne demektir? Devlet Kur’an kursu açarsa açar açmazsa başka kimsenin açmasına müsaade edilmez. Bu kabul edilebilecek bir şey değil ki. Bunu engellemekte ki gaye ne? Hiç doğru dürüst gaye görmüyor.”
“DEVLET YÖNETİCİLERİMİZ SÖYLEMİŞTİ…”
Eren, “Bu kararın tarikat ve cemaatler tarafından açılan Kur’an kurslarına yönelik bir önlem olduğu görüşüne katılıyor musunuz?” sorusuna da, “Öyle gözüküyor” derken ‘devlet yöneticilerimiz’ diye tanımladığı kişilerin bütün cemaatlerin kötülenemeyeceğini söylediklerini belirterek şöyle devam etti:
“Bunu söyledikten sonra hiçbir vakıf ve dernek Kur’an kursu açamaz denirse bütün dernek ve vakıfları bunlar gibi görüyoruz denir. Vatandaş bundan rahatsız olur.”
“KUR’AN ÖĞRENİMİ YÜZDE 80-90 ENGELLENİR”
Kur’an kurslarının camilere cemaat hazırladığını belirten, bunun önünün kapatılmasının iyi olmayacağını öne süren Eren, dernek ve vakıflarca açılan kursların zaten denetlendiğini öne sürerek, “Engel olmak demek Kur’an öğretimini yüzde 80-90 engellemek demektir. Bunu eskiden tasvip etmediğimiz hükümetler yapıyordu ve biz onları tenkit ediyorduk. Kur’an kursu açıldığında resmiyetini müftülüğe müracat ederek temin ediyordu. Kendi başına resmi makamlara müracat etmeden eğitim yapması mümkün değil. Hocasını Diyanet tayin ediyor, kontrolünü Diyanet yapıyor. Eskiden böyle bir anormallik yokken şimdi açılmasın demek Kur’an kursu açılmasın demek olur.” ifadelerini kullandı.
“VATANDAŞTAN ŞÜPHELENMENİN ANLAMI YOK”
Eren, muhabirin “Karar özelde bazı cemaatlere yönelik olabilir mi?” sorusuna şöyle cevap verdi: “Bazı isimler geçiyor. Süleyman Efendi, Menzil Cemaati gibi cemaatlerin isimleri geçiriliyor… Bir cemaat yanlış yaptı diye hepsi yanlış yapacak değil ki. Durduk yere vatandaştan şüphelenmenin anlamı yok ki.”
Yazar Cemil Kılıç ise, “Kararın Süleymancılara yönelik olduğu görüşü ilk başta isabetli görünse de uygulanmasını zor görüyorum. Kur’an kurslarımız yasaklanıyor diye isyan edeceklerdir.” şeklinde konuştu.
