Bir yumurta 5 sigaraya eşit!

KRONOS 30 Temmuz 2017 YAŞAM

AYŞE ALTUNKÖPRÜ

Dünya çapında 315 milyon diyabetli var. Uzmanlar, bir diyabet salgınının ortasında olduğumuzu söylüyor. Amerikadaki her dört ölümden biri kanser yüzünden. Yetişkinlerin üçte ikisi aşırı kilolu ya da obez. Amerika’da sağlık harcamalarındaki her üç dolardan bir doları diyabetliler için oluyor. Önümüzdeki 25 sene içinde her üç Amerikalıdan biri diyabet hastası olacak. Diyabet, arterit, kalp hastalıkları, bunama, obezite ve kanser ölümlerin yüzde 70’ini etkiliyor. Aynı şekilde bu hastalıkların yüzde 70’i büyük oranda yaşam tarzına bağlı ve önlenebilir.

San Francisco’da bir film yapımcısı olan Kip Andersen, şu sıralar Amerika’da gündeme gelen bir belgesele imza attı. Belgeselin adı ‘What the health?’ Andersen’in kendisi de bir diyabet hastası ve bunun hep aileden gelen genetik bir hastalık olduğunu düşünmüş. Bu hastalıkla ilgili araştırmalar yaparken öğrendiği ve daha önce hiç bilinmeyen gerçekleri ise uzmanlara sorarak belgesel haline getirmiş. Belgesel, tüm dünyayı saran diyabet ve kalp-damar hastalıkları için ezber bozan bilgiler veriyor. Andersen, “Diyabetin sebebi olarak neredeyse sadece egzersiz yetersizliği ve şekerli yiyecekleri sorumlu tutuyor. Ancak gıda konusundaki bu yeni bilgiler adeta bizden gizlenmişti. Işlenmiş et kansere yol açıyormuş ama hemen hemen tüm sağlık kuruluşları yemeyi teşvik ediyor. Şekerse diyabetin sebebi değilmiş”  diyor.

Şeker değil yağ şişmanlatıyor

Diyabet uzmanı ve araştırmacısı Dr. Neal Barnar’a göre diyabet yüksek karbonhidratlı beslenmeden dolayı oluşmaz ve hiçbir zaman oluşmamıştır da. Diyabetin şeker yemekle de alakası yok. “Diyabetin sebebi kandaki yağ miktarını arttıran bir beslenme alışkanlığıdır” Barner, tipik bir et ve hayvan ağırlıklı bir diyetten bahsediyor. Barner, diyabeti şöyle açıklıyor: “İnsan vücudundaki kas hücreleri küçük yağ parçaları üretir ve bunları insulin direncine sebep olur. Yani yediğiniz yiyeceklerden gelen doğal şeker ait olduğu hücrelere giremeyince kanda birikiyor ve işte bu diyabet hastalığıdır. Diyabete yol açan da işe şekerden çok bu yağlı yiyeceklerdir. Bir kurabiyedeki şeker aklınızı çeler. Tıpkı truva atı gibi. Fakat o kurabiyenin içinde büyük miktarda tereyağı ve katı yağ oluyor. İşte bu sizi şişmanlatır.”

Barnar, kalp hastalıklarının nedenine baktığımızda da şekerin rolünün oldukça küçük olduğunu söylüyor. Barnar, “Sigara büyük etken ama bu hastaların çoğu ya sigara içmemiş oluyor ya da bırakmış. Hayvansal kaynaklı beslenmenin kalp hastalıklarında rolü büyük ve yaygın” diyor.

Piyasadaki tavukların hepsi kansorejen

Araştırmacıları fastfood ve aile restoranlarına gönderdiklerini söyleyen Dr. Barnar, dehşet veren sonuçları ise şöyle anlatıyor: “Sadece her restorana değil her türlüsüne. Buralardan aldığımız her bir tavuk örneğinde kanserojen bulduk. Eğer biri ailesini getirir bir kova tavuk alırsa kimse onlara bu tavukların kanserojen olduğunu söylemez. Eğer insanlara kanserojen satıyorsanız, onlara içlerinde ne olduğuna dair uyarıda bulunmak zorundasınız. Fakat Amerikan Kanser Derneği insanları kırmızı ve işlenmiş etten tavuğa dönmelerini teşvik ediyor.”

Organik tavuğa da güvenmeyin

Kardiyolog Dr. Joel Kahn, Amerikan diyetinde önde gelen kolesterol kaynağının (tüketim miktarının çok olması nedeniyle) tavuk olduğunu dile getiriyor. Tavukların kızarmış tavuğa ve organik tavuğa dönüştüğünü belirten Kahn, bunun maçoluk olduğunu savunuyor. Zira gram başına düşen kolesterolü neredeyse kırmızı etteki kadar fazla. Sırf miktarındaki fazlalık sebebiyle tavuk birinci kaynak. Onu yakından takip eden kaynak ise yumurta.

Bir yumurta 5 sigara kadar zararlı

Sağlıklı yaşamın kaynağı gibi gösterilen yumurta da hiç masum değil. Bir yumurtanın günde beş sigara içmek kadar kötü olduğunu gösteren yeni araştırmalar var. Bir yumurtanın sarısı doymuş yağı ve kolesterolün en yoğun kaynağıdır. Bir civciv, 21 gün boyunca dışarıdan hiç enerji almadan koşturarak üretiliyor. Bu da salt yağ ve kolesterol demek. Dr. Kahn, bunun kana karıştığında, kırmızı hücreleri çevrelediğini, kanın akışkanlığının azaldığını ve hormonal seviyelerini değiştirdiğini söylüyor. Bu durum ise kolesterol seviyesini direk yükseltiyor. Kahn’a göre yumurtanın sarısını yemekte hiçbir sağlıklı yan yok.

Karbonhidratlar zararlı değil

Bir EPIC çalışmasanda 500.000 kişi ile büyük bir araştırma yapıldı. Sonuca gore karbonhidrat tüketimi diyabetle ters orantılıydı. Ama etin güçlü bir korelasyonu vardı. “Aydınlanmayı yaşayın” diyen ünlü kilo verme ve obezite cerrahı Dr. Garth Davis ise karbonhidratlardaki nişastanın insanlar için iyi olduğunu vurguluyor.  Şekerin iyi olduğu için bunu söylemediğini belirten Dr Garth, şöyle izah ediyor: “Şekerde besleyici bir şey yok. Sadece fazla kalori var. Fakat şeker yediğinizde bu hemen enflamasyona yol açmaz. Şeker yediğinizde damarlarınızda plak oluşmaz. Şeker yediğinizde vücudunuz bunun çoğunu glikojen olarak depolar ya da kalori olarak yakar. Şeker odaklanılması süt ürünleri, yumurta, inek, domuz, tavuk ve hindinin gözardı edilmesine yol açıyor.”

İşlenmiş et, dakikalar içinde damarları felç ediyor

NYT en çok satan yazar unvanına sahip Dr Michael Greger, Amerika’da on yaşına kadar olan çocukların çoğunun arterlerinde şimdiden yağlı damarları olduğunu ve bunların kalp krizlerine ve felçlerine neden olan damar tıkanıklığının ilk safhası olduğunu dile getiriyor. Gregar, “Eğer çocuklar diyabet olursa bu yaşam sürelerinden 19 yıl düşmesi demek. Ölüm kalım meselesi bu. Yetişkin bir Amerikanın diyetinde sodyumun en büyük kaynağı tavuk. Doğul tavuk şeklinde etiketlenmiş olabilir ama içine tuz basılmıştır. Fakat heterosiklik aminler resmen kanserojendir” açıklamasında bulunuyor.

İşlenmiş etlerden gelen ölü et bakterisi toksinlerinin zararını ise şöyle açıklıyor: “Bu toksinleri aldığımızda dakikalar içinde vücudunuzda enflamasyon oluşuyor, öyle ki damarlarınızın felce uğradığı söylenebilir. Damarların gevşeme becerisi yarıya düşüyor ve sertleşiyorlar. Yani sağlıksız beslenmenin zararlarının görülmesi için yıllar geçmesi gerekmiyor. Ağzınıza almanızdan itibaren dakikalar içinde hemen orada ve o anda görülen zarardan söz ediyoruz.”

Harvard’dan ilginç araştırma

Harvard çalışanları 9 araştırmayı incelediler ve her gün bir porsiyon işlenmiş et yemenin diyabet riskini yüzde 51 artırdığını gördüler. Et tüketimiyle diyabet arasındaki ilişik göz ardı edilemezdi. Fakat önde gelen diyabet kuruluşlarından Amerikan Diyabet  Kurumu’nun internet sitesinde bu bilgiye açıkça yer verilmediği gibi kırmızı et ve işlenmiş et önerilerinde bulunuluyor. Hatta sitenin sağlıklı yaşam önerileri arasında domuz pastırmasına sarılmış karides var. Bu kuruluşlara telefon açan yönetmen Kip Andersan, kendisine cevap verecek muhatap bulamıyor.

Kalp hastalığının tek bir nedeni var

Kalp hastalığı dünya çapında en önde gelen ölüm nedeni. Her üç ölümden birinin nedeni bu. Kardiyovasküler hastalıklardan ölen insanların sayısı her yılın her gününün her saatinde dört Jumbo jetin düşmesine denk. Kalp cerrahı Dr Caldwel Esselystyn, kalp hastalıklarındaki prosedürlerin, baypasların, ilaçların yani bunların hiçbirinin hastalığın kaynağıyla ilgisi olmadığını belirtiyor. Temelinde elden gelenin yapılmadığı tamamen iyi huylu, besin kaynaklı bir hastalık var. Esselystyn’e göre çok net bir durum var;hem kanser hem de kalp hastalıkları açısından hayvan kaynaklı proteinler bu hastalıkları ciddi anlamda tetikliyor. Esselystyn de “Tavuk eti daha mı iyi?” sorusuna ise şu cevabı veriyor: “Vurulmak mı istersiniz yoksa asılmak mı?”

Alzheimer teşhisi koyulanların çoğu Alzheimer değil

Doktorluğun yanında aynı zamanda yazarlık yapan Michael Klaper, tüm hastalıkların başının sadece sağlıksız yemek olduğunu söylüyor. Klaper, şunları söylüyor: “Birçok yaşlı insana Alzheimer olmamasına karşın Alzheimer teşhisi konuyor. Bunların çoğu beyinlerdeki küçük damarlar tıkandığı ve sinir hücreleri oksijenli kan alamadığı için bunamadan muzdarip olan insanlar. Tahmin edin bu damar kaynaklı bunama neden ileri geliyor. O küçük atar damarlar sürekli kötü kolesterole maruz kalmaktan tıkanıyorlar. Diyetten çıkaracağım et ürünleri kümes hayvanları, hindi ve tavuk olurdu. Reklam kampanyalarıyla insanlar şuna inandırıldı: beyaz et yiyoruz, daha sağlıklı.”

Peki ne yiyeceğiz?

Et ve süt ürünlerinin bu kadar zararını öğrenince herkesin aklına aynı soru geliyor: peki ne yiyeceğiz? Özellikle et ağırlıklı beslenen toplumlar için bu yeni bilgiler ciddi önem taşıyor. Uzmanlar bu hastalıkların karşısına vegan beslenmeyi koyuyor. Amerika’da diyabet, kolesterol, kalp ve damar hastalıklarıyla mücadele eden hastalara artık vegan diyet öneriliyor. Tamamen sebze temelli beslenme anlamına gelen vegan beslenmeyle iki hafta kadar kısa sürede kullandığı ilaçların yarısını bırakan hatta hastalıklarından kurtulan çok fazla hasta var. Peki tam olarak bu vegan beslenme nedir? Bu konuyu da bir sonraki yazıda anlatalım.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com