Demirtaş: Bizim tutuklu kalmamız gerekiyor ki Cumhur İttifakı varlığını sürdürebilsin

Kobane davası kapsamında savunma yapan Selahattin Demirtaş, "Bu dosyada bizim tutuklu kalmamız gerekiyor ki Cumhur İttifakı varlığını sürdürebilsin. Tutuklu kalalım ki Cumhur İttifakı uluslararası sermayede var olabilsin" dedi.

KRONOS 02 Ocak 2024 GÜNDEM

Kobane davası kapsamında savunmasına devam eden HDP’nin eski eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, konuşmasını geçtiğimiz gün kaybettiği babası Tahir Demirtaş’a ithaf etti. Selahattin Demirtaş, “Gaspçı, zorba kültür ile etik sözleşmeleri ihlal edenlere karşı direndiğimiz için yargılanıyoruz. Bu dosyada bizim tutuklu kalmamız gerekiyor ki Cumhur İttifakı varlığını sürdürebilsin. Tutuklu kalalım ki Cumhur İttifakı uluslararası sermayede var olabilsin” dedi.

Demirtaş’ın savunması özetle şöyle:

“Türkiye’de siyaset neden çöktü? Bizi hapse kim gönderdi? Bu dava vesilesiyle halkımızın tarihinin bir daha gün yüzüne çıkması için elimizden geleni yapacağız. Herkes elmanın düştüğünü gördü ama sadece Newton ‘neden?’ diye sordu. Biz de ‘neden’ diye soracağız. Neden bu saf kötülük? Bu dava vesile ile kötülüğün kaynağını anlatacağım.

Homo sapiens olarak bizler için her şey toplumsal yaşam ile başladı. Karnını doyurmak, neslini sürdürmek, hayatta kalmak gibi ilkel dertlerimiz vardı.(Biyolojik doğamız gereği) Molekül olarak bir arada durmak ve çoğalmak isteriz. Bu şekilde var olmak isteriz. Biz insanlarda moleküler olarak ölüm diye bir şey yoktur, sadece biçim değiştiririz. Köyler, kasabalar kurduk. Mülkiyeti getirdik. Eril güç zihniyetli medeniyetler kurduk. İlkel zamanlarda mandamıza serbest dolaşma hakkı varken biz kadınlarımızı dört duvara hapsettik. Medenileştik, böyle kötüleştik.

Sayın yargıç bize neden yargılanıyorsunuz diye sorarsanız size şöyle açıklayayım: Bizim halkımız karnını doyurmak, neslini sürdürmek, hayatta kalmak istiyor. Türkler de bu topraklara geldiğinde bunu istedi. Biyolojik açıdan baktığınızda herkes haklı ama herkes güçlü değil. Biyolojik olarak sadece güçlüler hayatta kalır. Bu olmasın diye kültürü yaratmıştık, hukuku, ahlakı yaratmıştık. Kültürel olarak biz (Kürtler) haklıyız. Gaspçı, zorba kültür ile etik sözleşmeleri ihlal edenlere karşı direndiğimiz için yargılanıyoruz.”

Bu dosyada bizim tutuklu kalmamız gerekiyor ki Cumhur İttifakı varlığını sürdürebilsin. Tutuklu kalalım ki Cumhur İttifakı uluslararası sermayede var olabilsin.

Yeryüzünde 4200 din var peki neden hala kötüyüz? Bunun siyasal islam ile ilişkisine değineceğim. Bugün eli silahlı İŞID’liler etik değerlerin kaçını biliyorlar? Homo Sapienstirler. Erdemlilik sözleşmesini ihlal ettiler. O yüzden islam medeniyeti ile alakaları yoktur.

Bin defa aynı şeyi söylerseniz geçmiş olsun artık beyin bu travmayla kalır. Geçmiş günlerde savunmada şu söze yer vermiştim ‘Yalanı geri alamazsın, gerçek bile buna yetmez.’ Erdoğan seçim döneminde bunu yaptı. Meydanlarda Demirtaş, Yüksekdağ şunu yaptı. Beynin bu travma noktasına oynadılar. HDP  bu yüzden iyi geldi. Türkiye’yi söylemleri ile iyileştiriyordu, istemediler. Bu yüzden bizim tutuklu kalmamız gerekiyor.

‘SEN BENİM ÜLKEMİ ÇALDIN’

Açsan ekmek çalamazsın, hapse girersin diyor. Ama sen benim toprağımı, buğdayımı, fırınımı çaldın. Ülkemi çaldın. Bakın ülkenin adını bile söyleyemezsin ‘Kürdistan’ diyemezsin. Çünkü kuralları onlar koydu. Adına da Türk Ceza Kanunu demişler.

Biz halkımızın onurunu, karnını doyurma hakkını savunduk. Belediyeleri yönettik. Gültan abla burda. İşgalle suçlayabiliyor musunuz, Kürtçe tabelaları sökmekle suçlayabiliyor musunuz? Size faşist belediye başkanlarını sıralayabilirim. Kimin tavuğuna kış dedik? Nereyi işgal etmişiz? Suçsuz olduğumuzu bilmeyen yok. Ama tutuklu kalalım ‘bizimki’nin sisteme avantası olsun.


 

Bir arkadaşımızdır vekil seçilmiş, gider yemini eder, yargılayacaksanız da usül zaten belli. Ama neden kriz çıkıyor? Hukuku tanımamakta neden rahatlar? Gördüler; kararı tanımayınca toplumda kıyamet kopmayacak, gördüler. Ne oldu? Kışanak, Tuncel, Yüksekdağ 7 yılı aşkın süreye rağmen serbest bırakılmamış, ne oldu? Aman ne olacak? Toplumda kıyamet de kopmuyor, yasaya uymamak da işime geliyor. Anayasa’yı değiştirmeye tek başlarına güçleri yetmiyor, yasayla devam ediyor.

Zengin savcı, hakim yok. Var mı? Aynı sıralarda okuduk. Babamızın gönderdiği harçlıklarla geçindik. Zengin çocuğu hakim, savcı olmaz. Uğraşmaz. Biz burada birbirimizi yargılıyoruz. Hukuk mesleği özgün-özerk görülüyor ya, doğrudur. Suistimale en yakın, adalet dağıtmaya da en yakın meslek. Erdemlilik üzerinde kurulmuştur. Keşke vatan erdemlik üzerine kurulsa da hepimiz hizmet etseydik.”

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram