Demirtaş: Ahmet Hakan’ın sorduğu soruyu bir tek savcı sormadı

Kobane davasında konuşan Selahattin Demirtaş, Hürriyet yazarı Ahmet Hakan'ın o dönem yazdığı bir yazıya dikkat çekti: "Ahmet Hakan 10 Ekim’de sormuş ‘yaşasın IŞİD diye slogan atan polis kim’ ama bu soruyu tek bir savcı sormamış."

KRONOS 26 Aralık 2023 GÜNDEM

Kobane davası kapsamında savunmasına devam eden eski HDP eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Kobane olaylarının yaşandığı dönem Kürtleri anlamaya çalışan bir hava olduğunu hatırlattı ve Hürriyet yazarı Ahmet Hakan’ın o tarihlerde yazdığı bir yazıya dikkat çekti. Demirtaş, “Ahmet Hakan 10 Ekim’de sormuş ‘yaşasın IŞİD diye slogan atan polis kim’ ama bu soruyu tek bir savcı sormamış” dedi.

“Bir kumpas davası içerisindeyiz” diyen Demirtaş, “Benim üzerimden HDP çizgisini analiz etmeye çalıştılar. Yergi ya da övgü bir yana; kendilerince böyle bir bilimsel çalışma yürüttüler. Bu şekilde siyasal yaşamımdaki dönüm noktaları diye başlık anlatıyor. Bu gördüğünüz rapor, AKP’nin araştırma kuruluşu SETA tarafından Cumhurbaşkanlığından özel olarak hazırlanmış bir rapor. Partimizi, beni, politikalarımızı övmek için hazırlanmamış. Nitekim Hüseyin Alptekin, tutuklanmamız, katil olarak adlandırılmamız için neredeyse her gece televizyonlara çıkmış bir özel savaş elemanıdır. Bu raporla devlete ve iktidara ‘Demirtaş ve HDP geliyor, tehlikenin farkında mısınız’ denilmiş” ifadelerini kullandı.

Demirtaş, on yıl önce hazırlandığını söylediği söz konusu raporun partilerine yönelik kumpasların ve ‘Çöktürme planı’nın alt yapısı olduğunu söyledi.

‘O GÜN DEĞİLDİ AMA BUGÜN YANDAŞ’

İktidara yakın Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan’ın Kobani olayları sırasında yazdığı yazılara dikkat çeken Demirtaş, şu ifadeleri kullandı:

“O dönemin amiral gemisi olarak adlandırılan Hürriyet’in yazarından Ahmet Hakan’dan okuyacağım. 6 Ekim’de HDP tweet atmış, 7 Ekim’de Ahmet Hakan’ın yazısından okuyacağım. Daha sonra diğer basının ve yazarların nasıl yaklaştığını anlatacağım. Ahmet Hakan diyor ki ‘araç yakmayı, öldürmeyi, şehirleri yakmayı meşru görmeyiz’ diyor. ‘Ama eğer IŞİD’i bir öfke hareketi olarak düşünüyorsak; bugün ortaya çıkan bu öfkeyi anlamak zorundayız. Olan barışa olacak, Kobanî ile bugün ortaya çıkan öfkeyi anlamadılar ya. Hükümete sesleniyorum, bir şefkat çağrısı yapmak çok mu zor? Ne yapıyorlar? Korkutuyorlar, güç gösteriyorlar, anlayışsızlık yapıyorlar. Bir tane bile şefkat gösterisi yok, bir tane bile empati yok. Madem Tansu Çiller’e dönüşecektiniz, ne diye ‘Biz farklıyız’ diye ortaya çıktınız’ diyor.

Devamla Ahmet Hakan, ‘bir hakkı teslim edelim. Bir kurşun atılmadan 3 katı olan Musul teslim oldu ama Musul’un 3’te biri olan Kobanî 22 gündür destansı bir direniş sergiliyor.’ Bunu Salih Müslim söylerse ‘terörist’ dersiniz ama bunu Ahmet Hakan diyor yazısında. 10 Ekim 2014 bu yazının tarihi. O dönem böyle bir hava var. Devam ediyor Ahmet Hakan ‘kimse polis kurşunuyla öldürülmemiş diyor vali…’ Bunun üzerinden Ahmet Hakan hakkında soruşturma açılmamış tabi ki açılmamalı. Ahmet Hakan 10 Ekim’de sormuş ‘yaşasın IŞİD diye slogan atan polis kim’ ama bu soruyu tek bir savcı sormamış.

O gün değildi ama bugün yandaştır Ahmet Hakan. O günlerde ciğer yemiş ve gerçekleri yazıyordu. Kobanî’nin Kürtlerle alakasını yazıyordu uzun uzun. Ahmet Hakan bilirkişi değil ama o dönemki algıyı anlatmak için bunları okuyorum. O dönem algı buydu ve siz (mahkeme) 10 yıl sonra tersi bir algı yaratmaya çalışıyorsunuz. O gün Kürtleri ve HDP’yi anlamaya yönelik bir hava vardı.

21 Ekim tarihli yazısı. ‘Kürtler Bijî Obama demesin de ne desin? Kobanî üzerine bombalar yağarken Türkiye ne yaptı? İzlemekle yetindi, düştü düşecek diye fal tuttu. İki terör örgütü bize ne dedi? Peki ABD ne yaptı? Bir Kobanî’nin düşmesini engellemek için havadan bomba yağdırdı. PYD ile işbirliği yaptı, PYD’ye silah desteği verdi. Kürtler Bijî Obama demesin de ne desin? Bijî Türkiye denilmesi için Türkiye’nin ne yapması gerekiyor’ diyor Ahmet Hakan ve ‘PYD terör örgütü değil’ diyor. YPG’nin terör örgütü olmadığı yıllarca yazıldı, çizildi bunları anlatacağım. Anlaşmalar yapıldı.”

‘SALDIRILARIN İLK FİTİLİNİ TETİKÇİ ABDULKADİR SELVİ ATEŞLEDİ’

HDP’ye dönük saldırıların ilk olarak Abdülkadir Selvi’nin 8 Ekim 2014’te yazdığı “Çözüm Kandil’in insafına terk edilmeyecek kadar önemlidir” yazısı ile başladığını aktaran Demirtaş, şöyle konuştu:

“Medya taraması yaptık 6-7-8 Ekim medya taraması yaptık hiç HDP ve Demirtaş eleştirisi yok. Sağduyu çağrıları var, birlikte çalışma yürüttüğümüze dair haberler var. Öcalan’dan gelen çağrıyı okuduğuma dair haberler var. 6 Ekim’de tweetler atıldıktan sonra da bu eleştiriler yok. Ama bu konuda ilk tetikçilik yapan Abdulkadir Selvi’dir. Abdulkadir Selvi 9 yıl önce benimle ilgili ilk fitili ateşledi ve arkasından bunlar geldi. Muhtemelen ‘bir fırsat yakalamışız hazır elimizde Demirtaş ve HDP’nin ne kadar büyük tehlike olduğuna ilişkin rapor da var’ dediler ve 9 Ekim 2014’te Selvi yazısıyla ilk fitili ateşledi.

Yazısında Demirtaş’ın gençleri sokağa ve savaşa davet ettiğini ileri sürdü. O yazıya kadar tek bir iddia yok. Bu cümle ilk kez düşkün tetikçi Abdulkadir Selvi tarafından kullanıldı ve arkasından bizi sorumlu tutan yazılar yazılmaya başlandı. Bunları dosyaya sunacağız. 10 Ekim’de 11 Ekim’de bu yazılarını sürdürdü Abdulkadir Selvi. Ahmet Davutoğlu ile görüşmüş ve bunu yazıyor. Abdulkadir Selvi benim insanları şiddete çağırdığımı savunuyor ve inanmıyorum bu Demirtaş mı diye yazıyor.

Abdulkadir Selvi özel savaşın tetikçiliğini yaptı. 14-15 Ekim’de yazdı, Ekim ayı boyunca neredeyse her gün yazdı. İlginçtir, 28 Ekim’de Abdulkadir Selvi bizi hedef göstermekten vazgeçti ve ‘AKP ile HDP’nin işbirliğine ihtiyacı var’ diye yazılar yazmaya başladı. Bu ne zamandır? Hükümetle yaptığımız anlaşmadan ve olayın sorumlularının açığa çıkarılması için anlaştığımız zaman. Muhtemelen Abdulkadir Selvi’nin kulağını çektiler. Kim yazdı? Cem Küçük yazdı, bugün TRT’nin yönetiminde olan Hilal Kaplan yazdı. İtirafçılar.”


 

‘EŞİMİ BİLE YANILTACAK ALGI OPERASYONUNA BAŞLADILAR’

7 Haziran seçimlerinin ardından HDP’nin 80 milletvekili ile Türkiye siyasetini etkileyecek güce ulaşmasıyla iktidarın düğmeye bastığına dikkat çeken Demirtaş, “2015 Haziran seçimlerinden hemen sonra daha önce durdurdukları soruşturmaları yeniden devreye koydular. Öyle büyük bir algı yarattılar aklınız hayaliniz durur. Bir ara eşim Başak bile ‘gerçekten senin bir çağrın yok mu’ diye sordu. Onu bile yanıltacak bir algı operasyonuna başladılar” dedi.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram