Davutoğlu: Sadece Türköne değil Terkoğlu için de aynısı olmalı

Gelecek Partisi lideri Davutoğlu ihale yasasındaki sorunun ekonomi politik bir mesele olduğunu belirtti.

KRONOS 24 Haziran 2020 GÜNDEM

Eski Başbakan ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Mümtaz’er Türköne çıkışıyla ilgili, “Hukuku şahsileştirmek doğru değildir. Hiçkimsenin düşüncesi nedeniyle cezaevinde olmasını istemem ama bunun yanında son dönemde hapse giren Barış Terkoğlu gibi isimler için de aynı tutumun sergilenmesi gerekiyor” yorumunu yaptı.

Sözcü TV’de Nevşin Mengü ile Özel Haber’in konuğu olan Davutoğlu, gündeme ilişkin şu açıklamalarda bulundu:

Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi iklimi bozdu. Muhalefette de ittifak yapma durumu var, ama toplumsal tepki nedeniyle geri planda kalıyor.

Mesele bazlı uzlaşılır, baro konusunda bizim tutumumuz net. İktidarın tasarısına karşıyız. Ama Libya konusunda ya da başka konusunda aynı düşünebiliriz.

Yasasından tutun, infaz yasasına kadar son dönemde yaptığımız açıklamalarda, bankalardan atamalara kadar. Diğeri ise süreç bazlıdır.

Burada diğer partilerle birlikte olursunuz, kalıcı bir ittifak değildir bu. Parti ayrımından daha çok ilkesel bir şekilde ele almak gerekir. Doğrudur, yanlıştır deyince size bir yanda olmuş olursunuz. Seçimler yaklaşınca ittifaklar mevcut olarak kalmıyor.

“Devlet Bahçeli, ‘Mümtazer Türköne serbest bırakılmalıdır’ dedi. Ne dersiniz?” sorusuna, “Hukuku şahsileştirmek doğru değildir. Hiçkimsenin düşüncesi nedeniyle cezaevinde olmasını istemem ama bunun yanında son dönemde hapse giren Barış Terkoğlu gibi isimler için de aynı tutumun sergilenmesi gerekiyor. İşte aynı şey, bize yakında serbest bırakılsın, bize uzaksa vatan hainidir deniliyor” diyerek cevap verdi.

İhalelerde yapılan yolsuzluklara ilişkin de konuşan Davutoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

Bizim başbakanlığımızda bir sorun olduysa ve ben nasıl sorumluysam aynı şekilde. Herkes hesap vermeli. Şu ihalede, şu şirketlere verin diye bir ifadem varsa hesabını veririm.

Davetiye usulü, acil temin usulü. Bu yeni bir şey değil. Boğaziçi’ne tek tercihle girmiştim, ekonomi okuyacağım diye. Mesele ekonomi politik. İlişkiler ülkenin çıkarları yenide şahsi çıkarlara dönüştüğünde, ülkenin kaynakları gidiyor.

Hiçbir al gülüm, ver gülüm olmayacak. Ben kuralları tanımlarım, ondan sonra şirketlerin hepsi benim nazarımda eşittir. Türkiye’nin problemi ekonomi politik bir problemdir.

Ben ayrıldıktan sonra, bakan düzeyinde, müsteşar düzeyinde, müdür düzeyinde görev yapanlar, diğer şirketlerin başına geçti. Burada bir ekonomi politik mesele var, çözülmesi gereken. Bir de hukuksal bir problem vardır, bugün barolarda gördüğümüz gibi. Hukuku kendi zeminini oluşturacak şekilde oturtmamız lazım.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram