Özdağ'la imzalanan gizli protokolü Kılıçdaroğlu'na sorduğunu belirten Davutoğlu, "Yok dedi, sonra tekrar aradı. Kusura bakmayın. Tekrar baktım, protokol varmış. Bakanlık görüşülmüş" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ ile cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turu öncesi üç bakanlık ve MİT başkanlığı için yaptığı gizli protokolün ortaya çıkması siyasetin gündemine oturdu. Millet İttifakı’na üye partilerin “Haberimiz yoktu” dediği protokole ilişkin son olarak Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’ndan açıklama geldi.
Ahmet Davutoğlu, Kılıçdaroğlu’na gündeme gelen protokolü sorduğunu, önce olmadığını, daha sonra kendisini aradığını ve “Kusura bakmayın. Tekrar baktım, protokol varmış. Bakanlık görüşülmüş” dediğini aktardı.
Sözcü yazarı İsmail Saymaz’a konuşan Ahmet Davutoğlu, protokolle ilgili Kılıçdaroğlu’nu aradığını şu sözlerle ifade etti:
“Sordum. Böyle bir protokol var mı? İçişleri Bakalığı ve üç bakanlık verildi mi? ‘Yok’ dedi. ‘Bir bakanlık konuşuldu ama karara bağlanmadı. Bağlanmadığı için size getirmedim. Olsa bile benim kontenjanımdandı’ dedi. Ben de o akşam Karar TV’de, ‘Muhatabımız Kılıçdaroğlu’dur. O da ‘Yok öyle bir protokol dedi’ minvaline konuştum. Onun üzerine (Kılıçdaroğlu) aradı. ‘Kusura bakmayın. Tekrar baktım, protokol varmış. Bakanlık görüşülmüş’ dedi. Üzüldüm ama bir şey söylemedim.”
‘HEPİMİZİN ONAYINI ALMASI LAZIM’
Saymaz’ın protokolle ilgili Davutoğlu’na yönelttiği sorular ve yanıtları şöyle:
“Kılıçdaroğlu, Özdağ’la protokol imzaladığında bakanlık paylaşımından haberiniz yok muydu?
Bize İçişleri Bakanlığı da dahil olmak üzere herhangi bir bakanlık konusu iletilmedi.
Cumhurbaşkanı adayının destek istemesi normaldir.
Ancak ülkeyi birlikte yönetmek konusunda varılacak mutabakat Altılı Masa’yı yedili haline getireceği için açık olarak konuşulması lazım. Hepimizin onayı lazım.
Böyle bir konu görüşülmediği gibi bakanlıklar da konuşulmadı. Bizim, İyi Parti’nin, diğerlerinin hangi bakanlığı alacağı belli değil. Bunlar ilkesel olarak konuşulmadan pazarlığa girildiğine ihtimal vermemiştim, açık söyleyeyim.
Yedi maddelik mutabakatı yanlış görmedim. Orada bakanlık konusu yok. “Siyasi ve ahlaki değeri yoktur” dediğim şey, bilgisi dışında yapılan protokol.
Bakanlıkları konuşmadınız mı?
Paylaşım konuşulmadı. Aslında ben 14 Mayıs öncesi ve iki seçim arası “Bakanlarımızı ve yüksek bürokratlarımızı ilan edelim. Hem kamuoyunda güven oluşur hem de terör ithamlarına karşı ‘Bu isimler arasında PKK ya da FETÖ ile iltisaklı kim var?’ diye meydan okuruz” dedim.
Kabul görmedi ama.
Kabul görmedi. Bunu yapabilseydik seçimi iki kişi arasında değil iki farklı anlayış ve kadro arasında olduğunu gösterirdik.
‘HABERİMİZ OLSA POZİSYON BELİRLERDİK’
Gizli protokolden haberiniz yoktu.
Yok tabii. Olsa zaten masada pozisyon belirlerdik. Yeni bir katılım teklifi olsaydı bunu önceki usullerle karara bağlardık. Birisi gelmek istiyorsa ve Altılı Masa uygun görürse gelir. Ama kimlerle beraber olacağımıza biz karar veririz.
Elbette Altılı Masa’daki partilerden birinin olması doğaldır. Çünkü nihai referans, liderlerin imzaladığı ortak politikalar metnidir. Bu metne imza atmamış bir partiyle mutabakatımız yokki. Mesele, hangi kontenjandan verildiği değil, kimlerle ülkeyi yöneteceğiniz. Herkesin ittifakta kimlerin olduğunu bilme hakkı var.
“İçişleri Bakanlığı ve MİT gibi üst düzey bürokratların tayinini istişareyle yapalım” dedik. Bizim için demokratik ve özgürlükçü ortamın sağlanması önemli. İçişleri Bakanlığı başta olmak üzere bu niteliklere sahip kişilerin gelmesi…
Birlikte oturmadığınız bir partiden kim olursa olsun, Altılı Masa’da “İçişleri Bakanlığı olacak, şu olacak” demek doğru gelmedi bana.
Kılıçdaroğlu’nun PM’de “Bakanlığı CHP’nin kendi hakkından verdim” dediği iddia ediliyor.
Fakat o masayı kuran altı liderle bunu konuşmamışız. Kimlerle bakanlar kurulunda olacağımız, bizim kendi olmamız kadar önemli.
Özdağ’la beş dakika bile oturup konuşmamışız. Uygulamada nasıl beraber olacağız? Birçok tartışmalı konu gündeme gelecek. Hele İçişleri Bakanlığı gibi bir konuysa…
İlkeler önem taşır bizim için. Biz makamlara önem vermekten ilkeleri gözardı ediyoruz. Mesele makama gelmek değil, o makamda neyi uygulayacağınız ve kimlerle uygulayacağınız.
‘BİZİ BİLGİLENDİRMELİYDİ’
O halde Altılı Masa gizli protokolle fiilen yediye çıktı.
Evet, öyle bir durum ortaya çıkıyor.
Altılı Masa sizce bilgilendirilmeli miydi?
Bilgilendirilmeliydi. Yedi maddelik kamuoyuna açıklanan protokol bize iletildi. Baktık, tamam. Problem yok. (Ama) gizli protokolde bilgilendirilmedik, haberimiz yok. Onun için Cansu Çamlıbel’in ropörtajı çıkınca (Kılıçdaroğlu’nu) aradım. Sordum.
Ne sordunuz?
Böyle bir protokol var mı? İçişleri Bakalığı ve üç bakanlık verildi mi?
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
‘TEKRAR ARADI, VARMIŞ DEDİ’
Ne dedi?
“Yok” dedi. “Bir bakanlık konuşuldu ama karara bağlanmadı. Bağlanmadığı için size getirmedim. Olsa bile benim kontenjanımdandı” dedi.
Ben de o akşam Karar TV’de, “Muhatabımız Kılıçdaroğlu’dur. O da ‘Yok öyle bir protokol dedi” minvaline konuştum.
Onun üzerine (Kılıçdaroğlu) aradı. “Kusura bakmayın. Tekrar baktım, protokol varmış. Bakanlık görüşülmüş” dedi.
Üzüldüm ama bir şey söylemedim.”