Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başdanışmanı Prof. Yasin Aktay, muhalefetin bu seçimde Erdoğan’dan kurtulma çağrısının ‘nihilist bir tutum’ ve ‘nefret söylemi’ olduğunu iddia etti.
Yeni Şafak yazarı olan Aktay, Ondan kim neden kurtulmak istesin? Buna dair takındıkları nihilist inkârcı tutumdan başka bir tarzları yok. Ondan kurtulma hırsından başka ve bunun ötesinde bu millete vaat edilen ne var?’ dedi.
Millet ittifakı’nın daha demokrat, daha açılımcı, daha genç, daha rasyonel bir alternatif umudunu telkin ettiğini belirten Yasin Aktay ‘İyi de kim olacak bu daha açılımcı, daha genç, daha başarılı, daha demokrat alternatif? Kılıçdaroğlu’na yakışıyor mu hiç bu vasıflar? Aslında herhangi bir CHP’liye yakışır mı bu vasıflar?’ iddiasında bulundu.
Erdoğan’n bir seçim kampanyasında sağlığını riske edecek derecede bu kadar çok çaba sarf etmesinin hırs, kaybetme korkusuna karşı endişe ile ilgili olmadığını savunan Aktay, ‘Erdoğan’ın seçimlere herkesten daha fazla asılması bile aslında o samimiyetinin göstergesi. Hileli yollara tevessül etmek yerine, aslında hileli yollarla başkalarından önce kendini kandırmak anlamına gelen yollar yerine kendini insanlara anlatmayı çok önemsedi.’ ifadesini kullandı.
Yasin Aktay “Erdoğan’dan kurtulma” söyleminin ardındaki nefret dili’ başlıklı yazısında şunları yazdı:
…Millet ittifakının ana bileşeni CHP’nin bütün CV’sini temizleyerek, geçmişini unutturarak kendinden bir demokrasi kahramanı çıkarmaya çalışmalarını hayretle karşılamamak mümkün değil. AK Parti’ye ve Erdoğan’a yakıştırdıkları kutuplaştırıcılık, anti-demokratiklik, kucaklayıcılıktan ve akılcılıktan uzaklık gibi meziyetlerin, belli ki, Kılıçdaroğlu’nda tam tersinin olduğunu da iddia etmiş oluyorlar.
Erdoğan’ın veya cumhur ittifakının “Türkiye için kazanımların devamı” üzerine kurdukları kampanyayı boşa çıkarmaya çalışıyorlar. Bunu yaparken bir yandan bu kazanımları nihilistçe yok saymaya, önemsizleştirmeye, anlamsızlaştırmaya çalışıyorlar bir yandan daha demokrat, daha açılımcı, daha genç, daha rasyonel bir alternatif umudunu telkin etmeye çalışıyorlar.
İyi de kim olacak bu daha açılımcı, daha genç, daha başarılı, daha demokrat alternatif? Kılıçdaroğlu’na yakışıyor mu hiç bu vasıflar? Aslında herhangi bir CHP’liye yakışır mı bu vasıflar?
Erdoğan’n bir seçim kampanyasında sağlığını riske edecek derecede bu kadar çok çaba sarfetmesine, koşturmasına bile bir olumsuzluk, hırs, kaybetme korkusuna karşı endişe vs. atfetmeye çalışıyorlar.
Seçimlere herkesten daha fazla asılması bile aslında o samimiyetinin göstergesi. Hileli yollara tevessül etmek yerine, aslında hileli yollarla başkalarından önce kendini kandırmak anlamına gelen yollar yerine kendini insanlara anlatmayı çok önemsedi. Süreç içinde kendini anlatmayı halkına saygının en önemli yolu olarak benimsedi.
Kılıçdaroğlu’nun atanamamış teorisyenleri bu gücü, bu değeri, bu avantajı boşa çıkarmanın derdindeler. 25 yıldır girdiği hiçbir seçimi kaybetmemiş bir Erdoğan’a karşı millete vaat ettikleri tek şey, hiçbir seçimi kazanamamış biri eliyle “ondan kurtulmak”tan ileri gidemiyor.
Ondan kim neden kurtulmak istesin? Buna dair takındıkları nihilist inkârcı tutumdan başka bir tarzları yok. Kendisinden kurtuluş vaat ettikleri bu lider 25 yıldır bu millete rağmen mi başta duruyor? Her seçimde halka kendini anlatmak ve tekrar onayını almak hususunda herkesten daha fazla çalışıp bunu başarabilen kişiden kurtulmanın yolu nedir? Ondan kurtulma hırsından başka ve bunun ötesinde bu millete vaat edilen ne var?
Erdoğan’ı kutuplaştırmaktan, sert bir dil kullanmaktan veya kullandığı argümanlardan dolayı eleştirenler, sanırsınız ki siyasete güllük gülistanlık, elele tutuşmuş, birlik olmuş, hayatı bayram etmiş bir ortam vaat ediyorlar.
Bütün motivasyonları Erdoğan ve onun liderliğini yirmi yıldır yaptığı bir değişimin bütün birikimlerinden kurtulmak olunca sözlerinden de, burunlarından da öfke ve intikamın dilinden başka bir şey dökülmüyor. Erdoğan’dan kurtulma vaadinin yirmi yıldır arkasında durmuş toplumun en az bir yarısına karşı bir kin ve nefret diline kolayca tercüme edildiğini göremiyorlar bile.