Karar yazarı Mehmet Ocaktan: "Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan-CHP lideri Özgür Özel görüşmesinin Türk siyaseti için önemli bir fırsat olabileceği kanaatindeyim. Bu müzakereci tavır, Erdoğan’a meşruiyet kazandırmaz, tam aksine CHP’yi geniş kitlelerle buluşturur."
Türkiye, yerel seçimleri geride bıraksa da sandıktan çıkan sonuç siyasetin geleceği açısından önemli donelere sahip. Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerde altılı masaya rağmen beklediği sonucu elde edemeyen CHP’de yaşanan liderlik değişimi, hem partinin hem de siyasetin geleceğini etkiledi. Genel Başkan Özgür Özel kısa sürede girdiği ilk seçimde sandıktan birinci parti olarak çıktı ve AKP’nin ilk kez ikinci konuma düştüğü tarihî hezimette önemli bir siyasi figür olarak öne çıktı.
CHP lideri Özgür Özel’in yarın Cumhurbaşkanı Erdoğan’la yüz yüze görüşecek olması ise siyasetin gündemine oturdu. Özel’in selefi Kemal Kılıçdaroğlu’nun aksine Saray’la müzakere etme yönündeki politikası ise tartışmalara neden oldu. Özgür Özel’in “mücadele etmeyeceğiz, müzakere edeceğiz” tavrının siyasetin geleceğini nasıl etkileyeceği merak edilirken, Karar yazarı, eski AKP milletvekili Mehmet Ocaktan bu tartışmalara yanıt verdi. Ocaktan, “Bu müzakereci tavır, Erdoğan’a meşruiyet kazandırmaz, tam aksine CHP’yi geniş kitlelerle buluşturur” görüşünde…
‘KUTUPLAŞTIRICI SİYASETİN RAF ÖMRÜ DOLDU’
Mehmet Ocaktan, 31 Mart seçim sonuçlarının kutuplaştırıcı siyasetin, toplumun neredeyse yarısını ‘hain’ ilan etme söylemlerinin raf ömrü doldurduğuna dikkat çekti.
“Sonunda kendisi dışında herkesi tehdit olarak gören, toplumu kutuplaştıran fanatizmin de kaybettiği günlere ulaştık. Şimdi iktidar ve muhalefet arasındaki duvarları daha da tahkim etme değil, diyalog ve müzakere diline şans verme zamanı” diyen Ocaktan, “Bu açıdan bakıldığında yarın gerçekleşecek olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan-CHP lideri Özgür Özel görüşmesinin Türk siyaseti için önemli bir fırsat olabileceği kanaatindeyim. Unutmayalım şu anda Türkiye’nin şiddetle bir normalleşmeye ihtiyacı var. Ülkede yeniden merkez siyasetin inşa edilebilmesi ve kutuplaşma duvarlarının yıkılabilmesi için özellikle AK Parti ve CHP’nin demokratik değişime odaklanmak gibi bir yükümlülükleri var” ifadelerini kullandı.
Özgür Özel’in diyaloğa ve müzakereye açık tavrının siyasette pozitif bir rüzgar estirdiğine dikkat çeken Ocaktan, “Biliyorum CHP’nin hinterlandında yer alan bazı yapılar ve özellikle de Ortodoks sol, Özel’in bu diyalog siyasetinden hiç mutlu değil. Hatta öyle ki bu yapı, müzakereci tavrın “Erdoğan’a meşruiyet kazandıracağını; yeni anayasayı konuşmanın otoriter rejimi kurumsallaştıracak bir tuzak” olduğunu dillendirmeye bile başladı. Bir kere yeni anayasa meselesini Özel değil, Cumhurbaşkanı Erdoğan gündeme getirecektir. Ayrıca yeni anayasayı konuşmak neden “tuzağa düşmek” olsun ki… Herhalde CHP’nin de önüne gelen metni anlayabilecek bir kabiliyeti ve itiraz edebilecek bir iradesi vardır. Aksi düşünülebilir mi?” diye sordu.
‘ÖZGÜR ÖZEL DOĞRU YOLDA’
CHP’nin bütün Türkiye’yi kucaklayan bir merkez partisi olması için belli ideolojik mahalleri aşarak bütün kesimlerin hak ve özgürlüklerinin sözcülüğünü üslenmesi gerektiğini vurgulayan Ocaktan, şöyle devam etti:
“Ayrıca unutmamak gerekiyor ki bu müzakereci tavır, Erdoğan’a meşruiyet kazandırmaz, tam aksine CHP’yi geniş kitlelerle buluşturur. Hemen hatırlatalım, CHP bu selefi yapıların aklıyla hareket etseydi 2019 ve 31 Mart seçimlerinde böyle bir başarıya imza atamazdı. Eğer CHP bu başarıyı sürdürülebilir kılacaksa, bugüne kadar belli aralıklarla AK Parti’ye oy vermiş yüzde 70 seçmene bir şekilde ulaşmak zorunda.
Bu çerçevede Özgür Özel’in yaptığı değerlendirmeler, Türkiye siyaseti açısından umut verici: “Biz seçmenin bize verdiği gücü müzakere masasında da kullanmak durumundayız. Yoksa ‘Ben kimseyle görüşmüyorum’ dersen seçimden seçime seçmenin verdiği oya sevinir ya da üzülürsün. Ama biz bu kadar çok hizmet etmemiz gereken belediye lehimizdeyken müzakereyi sürdüreceğiz. Ama sonuç alamadığımız yerde siyasetin diğer mücadele enstrümanlarını kullanmaktan da hiç geri kalmayacağız.”
Bu ifadelere bakarak söylemek gerekirse, Özgür Özel kesinlikle doğru yolda. Zira seçim zaferiyle elde edilen güce dayanarak diyalog kapılarını kapatmak kimseye bir şey kazandırmaz. Unutmayalım AK Parti de Ortodoks solun yıllarca iman ettiği bu jakoben zihniyet yüzünden kaybetti, her seçimde millet onu başarıya taşıdı ve zafer kazandırdı ama AK Parti kazandıkça kibre kapıldı, kibre kapıldıkça milletle olan gönül köprülerini yıktı ve sonunda hezimetle tanıştı.”
