Cezaevinde kalmış gazetecilerden çağrı, ‘Geç olmadan önlem alın’

KRONOS 20 Mart 2020 GÜNDEM

Cezaevinde tutuklu kalan gazetecilerden Yüksel Durgut, Cevheri Güven, Tuncer Çetinkaya ve Zafer Özsoy.

Dünyaya hızla yayılan koronavirüs salgını cezaevlerini de tehdit ediyor. Türkiye genelindeki 355 cezaevinde 300 bin tutuklu ve hükümlü, 150 bin ise cezaevi çalışanı bulunuyor. Cezaevlerinde koronavirüse karşı alınan önlemler toplam 450 bin kişiyi ilgilendiriyor.

Cezaevinde 22 ay kalan Gazeteci Zafer Özsoy, “Berat edip tahliye olmuş biri olarak sesleniyorum; Lütfen acilen cezaevlerini boşaltın. Ne kadar kalabalık olduğunu benden daha iyi biliyorsunuzdur herhalde. Kışın bile kar yağdığı zaman cam açık yatıyorduk ki hava alabilelim. Orada olacak bir salgını hiç bir şekilde önleyemezsiniz. Sadece mahkumları tutukluları, infaz koruma memurlarını değil onların ailelerini, Jandarmayı hepsini risk ediyorsunuz. Bütün dünya tahliye ederken ABD’de, Norveç’te, İran’da, Çin’de. Halen ne beklediğinizi anlayabilmiş değilim. Lütfen çok geç olmadan acilen cezaevlerini tahliye edin.” dedi.

Gazeteci Cevheri Güven de bugün Adalet Bakanlığı’nda bir toplantının olduğunu hatırlatarak, Toplantı, cezaevlerindeki tutuklulara koronavirüs süresince nasıl müdahale edileceğiyle ilgili ya da koronavirüs ile ilgili cezaevlerinde nasıl mücadele yapılacağıyla ilgili. Aldıkları büyük karar tutuklulara telefonla görüş hakkı sayısını ikiye çıkarmak sadece. Şu an ki adalet bakanı ve hükümet üyeleri çok anlamaz, empati kurmazlar ama ben yine de cezaevinde hasta bir tutuklu olmak nasıl bir şeymiş, orada yaşadığım kendi tecrübelerimden anlatayım. Ben Silivri’deyken bir kez hastalanmıştım. 15 Temmuz’dan önceydi. Şartlar çok daha iyiydi. Revire çıkmam bir hafta sürdü. İlaçlara ulaşmam ise 10 gün sürdü. ” ifadelerini kullandı.

Şu an cezaevinin 15 Temmuz’dan öncesine göre kat kat daha fazla tutuklu ve hükümlü olduğunu altını çizen Güven şunları söyle; “Şu an şartlar çok daha kötü. Cezaevinde hastalandığınız zaman sizin önünüze sıcak bir çorba koymak bile mümkün olmuyor. Sıcak bir çorba bile içemezsiniz. Koronavirüs gibi bir salgında cezaevlerinde katliam olur. Bu insanların hastaneye sevkleri öyle normal bir insan gibi olmuyor. Telefon açıpta ambulans çağıramıyorsunuz. Bu insanlar önce dilekçe veriyorlar. Bir hafta o dilekçelerine gelecek yanıtı bekliyorlar. Ondan sonra cezaevi yönetimi dilekçeyi uygun bulursa doktora iletiyor. Doktor sonra çağırıyor muayene ediyor. O muayenenin sürecinde sevk kararı çıkıyor. Sonra jandarma ne zaman sevk edileceklerine karar veriyor ve sevk ediyorlar. Bu şekilde bir ay sürüyor. Bu bir ay demek Koronavirüs sürecinde insanlar ölür. Cezaevlerinde katliam olmadan önce bir an önce karar alınıp tahliyelerin başlatılması lazım. Özellikle bebekli anneler için.”

Gazeteci Yüksel Durgut ise paylaştığı videoda yetkililere seslendi: “Yönetimin dünyayı saran ve büyük yıkımları da beraberinde getiren koronavirüs karşısında masum insanların sesine bir an önce kulak vermesini diliyorum. Dünyanın birçok yerinde bu virüse karşı siyasi tutukluların da dahil olduğu toplu tahliyelerin yapılması, kapıda olan felaketin bırakacağı yıkım altında kalmak istememelerindendir. Erdoğan rejiminin de böyle bir yıkımın altında kalmaması için cazaevlerinde bulunanları bir an önce tahliye etmesi gerekiyor. Bu kadar ölümcül bir virüsün karşında durabilecek yüksek duvarların ve demirparmaklıkların olmadığı unutulmamalı.”

Gazeteci Tuncer Çetinkaya da, paylaştığı videoda, “Cezaevlerinde bir felaket yaşanmadan acil önlem alınmalı.” dedi.

 

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com