Cavit Çağlar, gerisi ağlar!

Hani Twitter’da pek moda bir laf var: Bir fotoğrafı ya da olayı paylaşıp, ‘Durumun şöyle şöyle olduğuna yemin edebilirim ama ispatlayamam’ diyorlar ya. Cavit Çağlar’ın durumu tam da böyle. Cavit Çağlar’la ilgili çok şey söyler ya da iddia edebilirsiniz ama ispat edebilir misiniz, bilmiyorum. Gerçi ispat etseniz de bir şey değişir mi, ondan da emin değilim.

Peki, bayram değil seyran değil Cavit Çağlar nereden çıktı? Hani şu olaylı Olay TV işi var ya, gündeme bir kez daha o getirdi Çağlar’ı malum. Olay TV, HDP’nin grup toplantısını yayınladı. İddialara göre hükümet kızdı bu yayına, Cavit Çağlar’a göre de ‘kendisi’! Sonra bu yayın gerekçesiyle 26 günlük Olay TV’nin kapısına kilit vuruldu. Biz de insanların Çağlar’a şaşırmasına şaşırıp iki kelam edelim dedik.

‘SULTANHAMAM ÜNİVERSİTESİ’ MEZUNU

Bursa’da doğduğunda çok fakirmiş Çağlar’ın ailesi. Kendi deyişiyle, araba da yıkamış, amelelik de yapmış geçinebilmek için. Sonra ver elini İstanbul. Haydarpaşa’da trenden inerken mi, indikten sonra mı “Seni yeneceğim İstanbul!” diye dayılanmış koca şehre bilmiyoruz. Bildiğimiz, bırakın İstanbul’u, koca Türkiye’ye kafa tuttuğu ve her defasında da bir şekilde ülkeyi kündeye getirmiş olduğu.

Mahmutpaşa’da bir de Sultanhamam’da -kendi anlatımıyla- ‘Yahudi’ tüccarların yanında pişmiş. O yüzden okul sorulduğunda ‘Sultanhamam Üniversitesi’ mezunuyum demiş her defasında. Ama KHK ile kapatılan Aksiyon dergisindeki bir yazıdan, Çağlar’ın Sultanhamam’da çok da bulunmadığını, daha çok İrfaniye Çarşısı’nda astar sattığını öğreniyoruz.

1946 doğumlu Çağlar, 1961’de babasını kaybetmiş, dayısı ile birlikte İstanbul’a adım atmış. (Dayıyı unutmayın. Dayı Şükrü Şankaya hayatının geri kalanında hep baş rolde.) ‘Er dayıya kız bibiye çeker,’ dedikleri bu olsa gerek. Çağlar artık hep dayısı ile takılmış. Huyları da ona benzer. Askere gider Çağlar, dönemin Genel Kurmay Başkanı, ne hikmetse Cavit Bey’e süresiz izin kağıdı verdirir. Tezkere alana kadar bir daha birliğine uğramaz.

DEMİREL’LE İHSAN SABRİ ÇAĞLAYANGİL TANIŞTIRDI 

Daha 21 yaşındayken Yapı Kredi Bankası ‘iş kursun’ diye o zamanın parasıyla 75 bin TL kredi verir genç Çağlar’a. Kurar işini Çağlar, Bursa’da. Dayı bey de yanındadır tabii ki. Sonra İhsan Sabri Çağlayangil, Demirel’le tanıştırır genç iş adamını. Adalet Partisi’ne kaydolur Çağlar. Demirel yasaklıyken en sevdiği eski bakanlarına şirketlerinde çalışıyormuş gibi gösterip yüksek maaşlar verir Çağlar’a. Unutmadan, şimdi herkes Ethem Sancak’ın “Erdoğan’a âşığım. Şems ile Mevlana aşkı gibi ilahi bir aşk” deyip ihalelerden ihale beğenmesini eleştiriyor ya, Cavit Çağlar’ın Demirel aşkının yanında Sancak’ın Erdoğan aşkı flört bile sayılmazmış. “Demirel’in kara gün dostuyum, servetim feda olsun ona” sözü pek meşhurmuş Çağlar’ın. Demirel de Çağlar’a karşı boş değilmiş ki, alıp bakanlık üstüne bakanlık vermiş Sultanhamamlı tüccara.

Cumhurbaşkanı Turgut Özal, 20 Ekim 1991 genel seçimleri sonrasında kurulan 49. hükümetin Başkanı Demirel’e tebrik ve iade-i ziyarette bulundu.

Çağlar’ın başı 1980 ile 1991 arasında hep devletle belalı olmuş ne hikmetse. Nergis Holding’in bitmeyen borçları, açıklanamayan paralar, icra dosyaları kavgalarla geçmiş 11 yıl. Güneş Taner ve Adnan Kahveci merhum Çağlar’ın yüzünü ortaya çıkarmak için çırpınmış ama başarılı olamamış. Demirel bakmış ki bu iş böyle olmayacak, 1991 koalisyon hükümeti kurulunca Cavit Çağlar’ı hazinenin başına koymuş bir de davalık olduğu Ziraat Bankası’ndan sorumlu yapmış. Çağlar da Ziraat Bankası kendisine bağlanınca 399 milyar liralık borcunu 176 milyara indirmiş bürokratlarına. Sonra onu da ödememiş, o başka.

ADNAN KAHVECİ, ‘CİĞERİ KEDİYE EMANET ETTİNİZ’ DEMİŞTİ ÇAĞLAR İÇİN

Burada Çağlar’ın bitmek bilmeyen hesap-kitap işlerinin hepsini yazacak değilim. Kamu bankaları Cavit Çağlar’a bağlanınca merhum Adnan Kahveci’nin, “Ciğeri kediye emanet ettiniz” dediğini bilin yeter. Çağlar hakkındaki onlarca yolsuzluk, irtikap, dolandırıcılık ve bilumum iddialardan kıvrak hareketlerle kurtulurken durduk yerde iki de banka sahibi olur. İnterbank’ı alan Çağlar hakkında kendi bankasının içini boşalttığı için dava açılır. Üstelik Çağlar bu sırada bankalardan sorumlu devlet bakanıdır. O da yetmez, üstüne bir de Etibank’ı alır Cavit Çağlar. Dönem gemisini yürütenin kaptan olduğu dönemdir. Allah var, Cavit Çağlar da gemisini iyi yürütüyordur. Sonra işler sarpa sarar. Çağlar kendi bankasının içini boşaltmaktan tutun da devlete olan borçlarını ödememekle ilgili onlarca şeyle suçlanıp yargılanır. TMSF malına mülküne el koyar. Çağlar ABD’ye kaçar ama yakalanır…

Süleyman Demirel, Erdal İnönü TBMM görüşmelerinde.

‘KRAL FARUK’ LAKAPLI AKP’Lİ FARUK ÇELİK DOLANDIRICILIĞA KIYAK YAPAR

Başlığa koyduğumuz ‘Cavit Çağlar, gerisi ağlar’ cümlesi de tam bu döneme denk gelir. Çağlar’ın malı mülkü TMSF’dedir ama bir el onlarca yıl olduğu gibi korur kollar Çağlar’ı. Yeni Türk Ceza Kanunu’nda değişiklik için AKP’li Zeyid Aslan tarafından bir teklif verilir. Teklifi getiren de yine AKP’li eski bakan, Bursa’nın malum ‘Kral Faruk’u, milletvekili Faruk Çelik’tir.

Teklife göre, banka hortumlayanlar arasında ‘dolandırıcılıktan’ yargılananların etkin pişmanlık yasasına başvurmaları halinde cezalarında indirime gidilecektir, ‘zimmetine para geçirmekle suçlanan’ hortumcular ise maddenin dışında kalacaktır. Tesadüfe bakın ki onlarca banka hortumcusu arasında bir tek Cavit Çağlar, ‘dolandırıcılıktan’ yargılanıyordur. Çağlar bu maddeden de yararlanır ve cezası iner. Vatan Gazetesi de bu unutulmaz manşetle ölümsüzleştirir Çağlar’a kıyağı: “Cavit Çağlar, gerisi ağlar”!

AĞAR, ÇAKICI, PERİNÇEK SAHNEDE, CAVİT ÇAĞLAR’A ROL MÜ YOK BU HİKÂYEDE 

Bir kâğıtla kışla göstermeden terhis eden, hakkındaki onlarca davadan sıyrılmasına sebep olan ‘yed-i beyza’ yine dokunmuştur Çağlar’a… Bundan sonra da dokunmaya devam edecektir görüldüğü kadarıyla…

Bir ara ortadan kaybolur Çağlar, yıllar sonra Türkiye-Rusya krizinde baş gösterene kadar çok fazla bilen de yoktur nerede olduğunu. ‘Putin ile Erdoğan’ın arasını yapıyormuş’la başlayan dedikodular ‘Çağlar Putin’den devlet nişanı almış’la devam edince bilenlerin yüzünde acı bir tebessüm belirir. Çağlar çıkar ortaya sonra. ‘Erdoğan’a ne kadar hayran olduğunu’ haykırır kamuoyunun yüzüne. 90’lı yılların karanlık lordları sahnededir zaten uzun zamandır. Ağar’ından Çakıcı’sına, Perinçek’inden Çiller’ine herkes dönmüştür sahneye. Bir Çağlar’a mı rol yoktur bu hikâyede?

Olay TV hikâyesine bir de bu açıdan bakın…