Berivan Aslan: Bedel ödemiş insanlar için mücadele ediyorum

Avusturya Yeşiller Partisi Viyana Milletvekili Berivan Aslan Kronos'a konuk oldu: "İşkencelerden geçen, ailelerinden koparılan, Akdenizlerde boğulan insanlar için veriyorum. Bu insanlar bedel ödedi. Avrupa’nın ortasında onların sesi olmuş çok mu, diyorum. Bunlar canlarını ortaya koyuyor. "

KRONOS 23 Kasım 2020 SÖYLEŞİ

 

 

Avusturya Yeşiller Partisi Viyana Milletvekili Berivan Arslan, siyasi hayatı boyunca, bedel ödemiş, hapis yatmış insanlar için siyasi mücadele verdiğini belirterek, “İşkencelerden geçen, ailelerinden koparılan, Akdenizlerde boğulan insanlar için veriyorum. Bu insanlar bedel ödedi. Avrupa’nın ortasında onların sesi olmuş çok mu diyorum. Bunlar canlarını ortaya koyuyor. “dedi.

Kronos Genel Yayın Yönetmeni Doğan Ertuğrul ve gazeteci Bilal Baltacı’nın Facebook üzerinden canlı yayınlanan programına konuk olan Berivan Aslan, hem Avrupa’da hem Avusturya’da radikal İslam, Ülkücü Hareket ve Müslüman Kardeşler’e yönelik operasyonları, MİT’in kendisine yönelik suikast hazırlığıyla ilgili gelişmeleri yorumladı.

“ERDOĞAN KENDİ ÇIKARI İÇİN BURADAKİ GENÇLERİ HARCIYOR”

Aslan, son IŞİD saldırılarının ardından Fransa ve Almanya ve Avusturya’da gündeme gelen ‘radikal İslam’ ve ‘Ülkücü Hareket’in engellenmesiyle ilgili olarak Türkiye’nin politikasını eleştirdi. “Erdoğan kendi çıkarı için buradaki gençleri harcıyor” diyen Aslan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, yaşadıkları ülkelerle sorun yaşayan göçmenlere daha sonra sahip çıkmadığını söyledi. Aslan, buna örnek olarak da Avusturya’da gündeme gelen ‘çifte vatandaşlık iptali’ni göstererek, 20 binden fazla kişinin mağdur olduğunu ancak Erdoğan’ın onlara sahip çıkmadığını belirtti.

Avrupa’daki son IŞİD saldırılarının ‘IŞİD kalıntıları’ tarafından gerçekleştirildiğini kaydeden Aslan, bu durumu ‘motive’ eden çeşitli politikaların varlığının da kabul edilmesi gerektiğini söyledi. “Yanlış entegrasyon programları gençleri IŞİD’in kucağına atıyor” diyen Aslan, Avusturya’nın da saldırılara hem istihbari olarak hem de entegrasyon anlamında ‘hazırlıksız’ yakalandığını kaydetti.

Avrupa’da genç Müslüman kitle üzerinde aşırı bir baskı olduğunu kaydeden Aslan, “Bu kitlenin aidiyet duygusu elinden alınmaya çalışılıyor. Demokrasi içerisinde yaşamak varken, dışarıdan gelen etkiler, politikalar, gençleri kendi politikaları için harcıyorlar. Türkiye de yapıyor, Suudi Arabistan da yapıyor, Katar da yapıyor. Gençlerin dışlanma sorunlarını fırsat biliyorlar. Dertleri gençleri sahiplenmek değil, kendi güç politikaları için Avrupa’da kullanmak istiyorlar” dedi.

“AŞIRI SAĞ VE RADİKAL İSLAMCILIK BİRBİRİNDEN BESLENİYOR”

Avrupa’daki aşırı sağ ile radikal İslamcıların birbirlerinden beslendiğini savunan Yeşiller Partisi Milletvekili Berivan Aslan, “Radikal İslamcılar, gençlerin, genç Müslümanların entegre olmasını istemiyorlar, çünkü işlerine geliyor. Avrupa’daki aşırı sağcı da besleniyor. Son saldırılarda ‘gördünüz işte bunlar böyle, entegre olmuyorlar’ demeye başladılar. Avusturya’daki son saldırıdan radikaller faydalandı. Radikal İslamcılar, Nazi grupları, aşırı sağcılar. Farklı kutuplarda olsalar da siyasi metodları aynı. Her iki taraf da birbirinden besleniyor. Erdoğan politikasından da gördük. Hollanda örneğinde, Gert Wilders örneğinde gördük. Kaybedenler ise göçmenler, Türkler, Kürtler, azınlıklar oluyor” değerlendirmesinde bulundu.

Erdoğan’ın entegrasyon politikalarını yerle bir ettiğini savunan Aslan, ”Gençlerin aidiyet duygusunu ellerinden aldı. Ne yaparsan yap, o ülkenin bir parçası olmayacaksın mesajı verildi buradaki insanlara. Tabi ki gençler aidiyet hissetmez, düşman olur” yorumunda bulundu.

ÜLKÜCÜ HAREKETİN YASAKLANMASI

Fransa ve Almanya’nın ardından Avrupa’nın genelinde Ülkücü Hareket’in yasaklanmasına yönelik yasal hazırlıkların olduğunu hatırlatan Berivan Aslan, “Ben yasaklamaya karşıyım. O dernekler kapatılırsa yarın öbür gün başka dernek adı altında açılacak. İlle de yasak olsun diye yasakları siyasette olmamasını umuyorum ve diliyorum. Diğer taraftan Bozkurtçular tamamen antidemokratik gruplar. Öteki istemeyen, farklı dünya görüşlerine düşman, şiddet eğilimi olan gruplar. Bu grupları kontrol altına almak için sorumluluk biraz da göçmenlere düşüyor, bize düşüyor” dedi.

Göçmen insanları Avrupa’ya ‘ırkçı’ derken, bir başka ‘ırkçı’ grubu desteklediğini kaydeden Aslan, şöyle devam etti:

“Avrupa’ya sen ırkçısın diyorsun ama bozkurtlara katılıp sen ırkçısın diyorsun. Göçmenlerin çocuklarına buna hatırlatması lazım. Sen ötekisin, sen dışardan gelmişsin, azınlıksın, entegre olmak istemediğin için bir kitleye karşı tepkilisin demesi lazım. Ama bunu yapmak lazım, Nazinin yaptığını da yanlış buluyor, kendi kitlesiyle başka kitleleri ötekileştiriyor. Bir zihniyet devrimine ihtiyacımız var. Avrupa’da demokrasinin içinde yaşayıp bu kadar çelişkili olmamak lazım. Göçmen derneklerin camilerin görevleri bilgilendirme yapmalı. Ben bunun eksikliğini görüyorum, Türkiye topluluğu olarak bu konularda yüzleşemiyorsak Avrupalılardan bekleyemeyiz, Avrupalının çözmesini bekleyemeyiz.”
MHP ve AKP’nin şu an birbirinden ayrılamayan iki parti olduğunu kaydeden Yeşiller Partisi Milletvekili Berivan Aslan, “Erdoğan, Türkiye’de iktidardaysa güç sahibiyse MHP sayesinde. MHP olmasaydı Erdoğan bulunduğu yerde olmayacaktı. Her iki parti benim için aynı şeyleri temsil ediyorlar. MHP Erdoğan’ın dediğini yapmasaydı çoktan fişini çekmişti. MHP’yi AKP’den ayrı tutmak yanlış düşünce bence” dedi.

Erdoğan’ın Avrupa’daki göçmen kitle oy versin diye, çıkarı için kullandığını savunan Berivan Aslan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Erdoğan kendi çıkarı için buradaki vatandaşını harcıyor. Sırf Avrupa’daki göçmen kitle oy, sırf oy gelsin diye birkaç ülkeyi karıştırdılar. Avusturya’da çifte vatandaşlık yasaktı. Öyle bir hale getirdiler ki insanlar perişan oldu. En sonunda insanların arkasında kalmadılar. Yaklaşık 20 bin kişi çifte vatandaşlıktan çıkarıldı. Erdoğan onlara sahip çıkmadı, somut bir çaba içerisine girmediler. Bu insanlar Avusturya vatandaşlığında kalsın diye. Bizi zaten vatan haini terörist olarak görüyorlar vatan hainleri kimler? Kendi vatandaşlarını harcayanlar mı vatandaşın daha iyi yaşaması için çaba sarf edenler mi? Gençleri kenti çıkarları için kullananlar mı?”

“TÜRKİYE’DE YARGININ NASIL ÇALIŞTIĞININ BELGESİ”

Avusturya polisi tarafından yakanan ve MİT mensubu olduğunu iddia eden Feyyaz Ö, Yeşiller Partisi Milletvekili Berivan Aslan’a yönelik suikast girişiminde bulma yönünde hazırlık yaptığını itiraf etmişti.

Arslan, konuyla ilgili durumun ne olduğuna yönelik bir soru üzerine, “Soruşturma devam ediyor, kişi Türkiye’de çok önemli bir davada gizli tanık olarak yer almış, Metin Topuz davasında. İlginç olan ifadesinde şunu dile getirmesi, ‘bana bir boş kâğıt imzalattılar. Yargılamalar Türkiye’de bu şekilde işliyor’ diye ifadede bulundu. Bu aslında çok önemli bir bilgi, Avrupalı için. Neticede hukuk devletinin ne şekilde kemirildiğini, binlerce insanın suçsuz şekilde hapiste atıldığını göstergesidir. Aynı zamanda neden binlerce insanın hapiste olduğunu tasdiknamesini vermiş oluyor bu insan. Boş kâğıtların ne şekilde imzalandığını, ne şekilde doldurulduğunu apaçık dile getiriyor.” dedi.

“BİR NEVİ EV HAPSİNDEYİM”

Suikast iddiasının Türkiye’nin Avusturya büyükelçiliği tarafından hemen yalanlandığını ifade eden Aslan, “Soruşturma doğru dürüst başlamadan yalanladı. Diplomatik olarak profesyonel bulmuyorum. Yargıya güvenmek lazım. Erdoğan bizim işleyen bir yargımız var diyebiliyorsa, büyükelçiliğinin yalandır bunlar. Bunlar amatörce bir şey. Maalesef Türkiye diplomasinin geldiği noktaya geldiğinin göstergesi.” diye konuştu.

“YAPAMAZ DEDİKLERİ HER ŞEYİ YAPTILAR”

Olayın ortay çıkmasının ardından “bir nevi ev hapsinde” olduğunu ifade eden Aslan, şunları söyledi: “Bir nevi ev hapsindeyim. Bu açıkçası çok zor bir durum. Açıkçası bu noktaya gelebileceğini bu noktaya gelebileceğini ihtimal vermedim. Ama neticede şöyle bir şey var: Yok canım, bunu yapamazlar, bu kadar da olamaz dediğimi her şeyi yaptılar. Her şeyi bekliyorum. Çünkü kestiremiyorum. Neler yapabileceklerini kestiremediğin için her türlü vahşeti de bekliyorum.”

“ERDOĞAN REJİMİNİN MAĞDURLARININ YANINDA OLMALIYIZ”

Bu baskılar, bu tehditlerin, bu mafyavari yöntemlerin psikolojik olarak yorucu olmasına ayakta durmayı sağladığına dikkat çeken Aslan, şöyle devam etti:

“Her ne olursa olsun bizi daha güçlendiriyor, sabır, inanç veriyor. Aslında doğru yolda olduğumuzu gösteriyor. Bu suikast olayı başıma geldikten sonra ben eskiye nazaran çok çok daha inançlı olmaya başladım. İnanmaya başladım. Dedim ki evet gerçekten her olursa olsun özgürlükleri kısıtlamamız lazım. Bireysel olarak bir başka kitlenin benim insan onurumu kırmaması lazım, hangi kesimden olursa olsun. Her ne olursa olsun Türkiye’deki demokrat kesimleri yani Erdoğan rejimi mağdurlarını hiç birini yarı yolda bırakmamız lazım. Onların tek umudu Avrupa’da yaşayan özgürlük, demokrasi içerisinde yaşayan insanlar. Onlara vermemiz gereken mesaj budur. Evet çok yorulduk yıllar boyunca. Farkında olmayarak idaremizi güçlendirdiğini unutuyorlar. Daha fazla kenetlediğimizi unutuyorlar.”

“BEDEL ÖDEMİŞ İNSANLAR İÇİN MÜCADELE EDİYORUM”

Aslan, bu siyasi mücadeleyi Ahmet Mehmet için, her hangi bir dernek için vermediğine dikkat çekerek, ”Bir bedel ödemiş insanlar için veriyorum, binlerce hapis yatan insanlar için veriyorum. İşkencelerden geçen, ailelerinden koparılan, Akdenizler boğulan insanlar için veriyorum. Bu insanlar bedel ödedi.  Avrupa’nın ortasında onların sesi olmuş çok mu diyorum. Bunlar canlarını ortaya koyuyor.” şeklinde konuştu.

“EL ETEK ÖPENLERDEN OLMADIK”

Türkiye halklarının  hukuk devleti ve demokrasi içinde yaşamayı hak ettiğine söyleyen Aslan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bir çok insandan daha fazla hak ediyorlar. Çünkü her birinin geçmişte olan yaşadıkları yaralara var ve yaraların kabukları bile soğumadı. Maksatları bizi susturmaksa doğru demek ki yoldayız. İnandığımız, doğru bildiğimiz bir şey yapıyoruz. Yoksa boş yere niye hedef haline gelelim. El etek öpenlerden olmadık. Olsaydık hedef haline gelmezdik. Çok önemli bir şey. Bunu da unutmamak lazım, bilakis siyasetti. Avrupa’da bir çok çok göçmen siyasetçi var, aman ha başım ağrımasın, Bodrum’da tatilimi yapayım, İstanbul’da gidip rahatıma bakayım, her kesimden oy gelsin, ülkü ocaklarından bana oy gelsin, diyanetten gelsin, Kürt derneğinden gelsin, alevi derneğinden gelsin. Bu tür politikaları yanlış buluyorum. Tavır koymak lazım. Demokratsan Avrupa’da demokrasiyi savunuyorsan bunu Türkiye için talep etmelisin.”