Dibini sıyıran dolar ve altın alıyor

Herkes kendi başının çaresine bakıyor. Rant ekonomisinde faizler alır başını gider ve imkânı olanlar imalat, ticaret ve ithalat-ihracat ile uğraşmaz. Zengin daha zengin olurken, fakir daha fakir düşer. Hâlâ kredi bulabilecek kadar talihli iseniz, dibine kadar sıyırıp dolar alın ve kara gün akçesi olarak muhafaza edin.

TURHAN BOZKURT 24 Mayıs 2023 HABER ANALİZ

Merkez Bankası (TCMB) resmî dolar kurunu 20’nin altında tutmak uğruna piyasayı kilitledi. Cumhurbaşkanı Seçimi’nin 2’nci turundan sonra cehennemin kapılarının sonuna kadar açılacağı endişesi ikili kur ile başlayan krizin tuzu biberi oldu.

“Kırmızı alarm” veren bankalar kredileri durdurdu, hatta onaylanmış ve ekspertize giden krediler dahi iptal edildi.

Nakit avans ve taksitli kartlar önce kilitlendi, 48 saat geçmeden geri açıldı. Ancak limitler kuşa döndü. 350 bin TL limitli kredi kartına 3 bin TL nakit avans hakkı tanındı. Bankaların vanayı ne kadar kıstığını görmek için sadece bu örnek bile kâfi.

TAHSİLAT AKSADI, ÇEKLER YAZILIYOR

Borcu borçla çeviren firmalar bankaların sert freni ile camdan dışarı fırladı. Kimse kimseye ödeme yapmıyor. Tahsilat zinciri çöktü. Çekler yazılmaya başladı. İcra avukatları yardımcı personel ilanları yayımlıyor.

Ayşe teyze nakit avans çekip dolar veya altın almasın diye reel sektörün yüzüne bütün kapıları kapatan TCMB’nin kasasında yine de efektif (nakit döviz) kalmadı.

Çin, Katar, Güney Kore ve Birleşik Arap Emirlikleri merkez bankaları ile tesis edilen swap (dolar-TL takası) mekanizması sayesinde gelen emanet dövizler hariç tutulduğunda TCMB’nin kasasındaki açık net 55 milyar dolar.

Cumhuriyet tarihinde bir ilke imza atan ve sıfırı tüketen TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu tek kelam etmedi.

Saray’ın talimatı ile örtülü (zımnî) kur çıpasını tabelada parlatmak için arka kapıdan satılan doları iki sokak ötede herhangi bir döviz bürosuna götürüp sata asgari yüzde 5 kazançlı çıkıyor.

SERBEST PİYASADA DOLAR 22 TL’YE KOŞUYOR

TCMB dolar TL kuru tabelada 19,85, serbest piyasada 21,50. Euro bugün 23 TL’yi geçti. Devasa firmalar bile kendi kurlarını ilan etmeye başladı. Kiminde TCMB Döviz Kuru+1,50 TL, kiminde İş Bankası Döviz Kuru geçerli. Bankalar ile piyasa arasındaki makas 2 TL’ye yaklaştı.


 

Kur tamamen kontrolden çıktı, çıkacak. Alım ile satış arasında farkı 1 liraya kadar açan bankalar döviz taleplerini de geri çeviriyor. Paranın toptancıları döviz vanasını kısınca piyasada kurlar tırmanıyor.

Bankalar kredi ve döviz arzını kısarken, diğer tarafta para bulmak için hem döviz bozdurup kur korumalı mevduat (KKM) hesabı açanlara hem de TL mevduat getirene üç ay evvel kimsenin hayal edemeyeceği kadar yüksek faiz veriyor.

KKM’de dövize yüzde 25 faiz veren bankalar var. Hatta dövizin yüzde 10’unu vade açıldığı gün aktarıyorlar.

TL mevduatta yüzde 40 eşiğini önce kamu bankası Vakıfbank geçti. Akabinde Koç’un bankası Yapı Kredi koştu. Diğer bankalar da aynı parkurda mesafeyi azaltıyor.

DİBİNİ SIYIRIP DOLAR YA DA ALTIN ALIYORLAR

Kredi kalmadı da tabelada faizler yüzde 50’yi geçti. İhtiyaç kredisinde 12 aylık vadede bulmak samanlıkta toplu iğne aramak gibi. Yüzde 70 faize razı olanlara 70 bin TL ihtiyaç kredisi tahsis ediliyor. Böyle bir finansman yükünün altından hiç kimse kalkamaz.

Ahval-i umumi böyle iken kredi kartından nakit avans ya da bankadan ihtiyaç kredisi çekip dolar veya altın almak cazip mi?

TCMB’nin çarpık kararları yüzünden böyle bir takas cazip. Zira TCMB kredi kartı aylık akdi faiz oranı yüzde 1,36, gecikme faizi ise, yüzde 1,66. Yıllık yüzde 20 bile etmiyor. Resmî enflasyon bile yüzde 43 iken Ayşe teyze kredi ile döviz ve emtia alıyor.

Bireysel kredilere 24 Mayıs itibarıyla 70 bin TL sınırı getirildi. Esnek hesap limit artış müracaatı durduruldu.

Yeni müracaat en fazla 3.000 TL limitle onaylanacak. Kredi kartları nakit çekim limiti 3.000 TL. Taksitli nakit avans kapalı. Cehennemin kapıları sonuna kadar açıldı.


 

Risk iştahı azaldı, yabancı bavulu toplayıp gidiyor. Borsa İstanbul’da (BİST) bankacılık endeksi (XBANK) son bir ayda yüzde 15’ten fazla değer kaybetti.

Bankaların piyasa değeri hem dolar hem TL olarak pula döndü. 10 milyar dolar getiren üç-dört büyük bankanın anahtarlarını alabilir.

YENİ 5 NİSAN KARARLARI’NIN AYAK SESLERİ

Tansu Çiller’in başbakan koltuğunda oturduğu 1994 yılında ne olduysa fazlası ile tekrar ediyor.

O gün de Merkez Bankası kuru ile piyasa kuru arasındaki fark giderek yükselmişti.
İkili kur, büyük rantlara sebep oldu ve döviz ağırlık ticaret çökmüştü. Ham madde temin etmek, ilaç ithal etmek lüks olmuştu.

Dış ödemeler dengesindeki açık daha da büyümüştü. 5 Nisan Kararları ile Türk Lirası diğer para birimlerine karşı yüzde 40 devalüe edilmişti.

İflas eden Merkez Bankası kur belirleme sistemini değiştirmişti. 10 büyük bankanın verilerinden kurlar hesaplanmaya başlamıştı.

Fatura yine sokaktakilere kesilmişti. Memur ve işçi ödemeleri bütçe ödenekleri ile sınırlı tutulmuştu.

İşçilerin fazla mesai ücreti yarı yarıya düşürülürken, kamuya personel alımı dondurulmuştu.

Faizlerin evvela düşürülmesi sebebiyle TL mevduattan dolara hücum başlamıştı.

Dolar serbest piyasada 7 bin lira artarak, 40 bin liraya yükselmişti. İki günde devalüasyon oranı yüzde 73’e dayanınca ekonomi küçülmeye başladı.

5 Nisan Kararları işsizliği artırdı ve gelir dağıtımında ücretliler aleyhinde oldu.
Yüksek faizle Hazine’ye borç veren sermayedarlar servetlerine servet kattı.

Devalüasyon öncesinde dolar alanlar büyük rant sağlamış oldu. Durgunluk birçok firmayı ya küçülttü ya da iflas ettirdi.

ERDOĞAN KAZANIRSA, SERMAYE KONTROLLERİ KAPIDA

28 Mayıs Pazar günü Cumhurbaşkanı Seçimi’nin 2’nci turunda ekonomik iflasın fâili Recep Tayyip Erdoğan ile değişim vaat eden Kemal Kılıçdaroğlu halkın terazine çıkacak.

Şirketler imalatı ve ticareti temadi ettirmek için kendi başının çaresine bakıyor. Üç kuruş kredi bulsa ya da kasa fazla verse dolar biriktiyor.

Vatandaşın sisteme itimadı kalmadı ve emekli maaşını alan elde kalan 300-500 lira ile dolar alıyor. “Seçimin akabinde şiddetli bir kur sarsıntısına bağlı seri iflaslar başlayacağına” dair endişe top yekûn ekonomiyi esir aldı.

Bankaların vardır bir bildiği. Erdoğan bu pazar seçilirse en kötüsüne hazırlanıyorlar. Acilen 20-30 milyar dolar temin edilemeyeceğine göre, dolar bulmak imkânsız hâle gelecek. Döviz karaborsaya düşerse kimse şaşırmasın.

Erdoğan en iyi bildiği işi yapacak ve sermaye kontrolleri ile dövize uzanan elleri kıracak. Hatta döviz geliri olmayanlara döviz alıp satmayı yasaklayacak.

Bugün şirketlere 5 bin dolar gibi komik bir döviz limit getirenler haftaya bunu tamamen yasaklayabilir.

SERİ İFLAS DALGASI GELİYOR

Ekonomi ani duruş tehlikesi ile karşı karşıya. Şirketler iflasa sürükleniyor. Açlık sınırının altında 8 bin 500 TL’ye talim eden çalışanlar birkaç ay sonra sefalet ücretini bile bulamayabilir. Fabrikalar kapanırken, işsizlik artacak.

Anadolu’nun dört bir bucağından her gün yüzlerce mesaj geliyor. İdamını bekleyen mahkûma dönmüş tüccar. Kredilerle yüzdürdükleri takalar geçen hafta karaya oturdu. Şahıslar da hayat memat mücadelesinde.

Bana bugünlerde en fazla yöneltilen soru şu: “Kredi ile döviz ya da altın-gümüş alalım mı?”

Bir memleketin kuvvetinin imalattaki kuvveti ile doğru orantılı olduğunu bilen biri olarak böyle bir soruya “Hayır.” diye cevap vermek istesem de acı hakikat ortada.

Enflasyonist bir ekonomide ufuk kararmışsa hayatta kalmak için başka çare var mı? Siyasetin derdi ve öncelikleri ile halkın öncelikleri aynı değil.

Herkes kendi başının çaresine bakıyor.

Rant ekonomisinde faizler alır başını gider ve imkânı olanlar imalat, ticaret ve ithalat-ihracat ile uğraşmaz. Zengin daha zengin olurken, fakir daha fakir düşer.

Hâlâ kredi bulabilecek kadar talihli iseniz, dibine kadar sıyırıp dolar alın ve kara gün akçesi olarak muhafaza edin.

—————————————

İletişim için:

https://www.youtube.com/turhanbozkurt

Twitter: @turhanbozkurTV

https://www.facebook.com/TurhanBozkurt/

e-posta: [email protected]