‘Ayşe’nin babasını kapsam dışı bırakan bir genel affın herhangi bir meşruiyeti olmaz’

'Gerçek suçlara af çıkarılıp Ayşelerin annelerini babaları kapsam dışında bırakılırsa Ayşelerin vebali omzumuzda olmayacak mı? Kaybettiğimiz Ayşe kızımızın affedip affetmeyeceğini bilemeyiz ama başka Ayşelerimizden de vebalini yüklenmemek için bir şeyler yapmak gerekmez mi?'

KRONOS 02 Ağustos 2023 GÜNDEM

Ayşe ardında bıraktığı mektubunda, "Kimsenin suçu değildi ama iktidara ve bir kez olsun bunlara oy veren herkese hakkım haramdır. Hoş ben cennete, cehenneme inanmıyorum, inanmak istemiyorum. Ölünce bari bitsin. Bilimcimin ve ruhumun veyahut herhangi bir 4. boyutumun varlığını sürdürmesini istemiyorum." diye yazdı.

İzmir’de 18 yaşındaki Ayşe D.‘nin tutuklu babasını ziyaretten sonra hayatına son vermesi ve KHK’lı astsubay baba İ.D.nin ailesiyle son açık görüşte söylediği “Genel af çıkar, herkesi çıkarırlar ama bizi çıkarmazlar” şeklindeki ifadeler kapsam dışı bırakılan siyasi suçlara af tartışmasını yeniden gündeme getirdi.

Avukat Levent Mazılıgüney, siyasi suçların kapsamayan affın meşruiyetinin olmayacağını belirterek ‘Gerçek suçlara af çıkarılıp Ayşelerin annelerini babaları kapsam dışında bırakılırsa Ayşelerin vebali omzumuzda olmayacak mı?’diye sordu.

Levent Mazılıgüney,  Bir defa olabildiğince geniş bir af ilan edilmesi teknik olarak zaruri hale gelmiştir. Af sonrası yapılması gereken en önemli iş yargı ve kolluğun enerjisini gerçek suçlara yoğunlaştırıp cezasızlık algısını kırmaları ve vatandaşların güvenliğini sağlamalarıdır.’ ifadelerini kullandı.

Avukat Levent Mazılıgüney şunları yazdı:

6 Temmuz 2023 günü İzmir’de tutuklu babasını ziyaretten döndükten sonra metro istasyonunda canına kıyan 18 yaşındaki Ayşe’nin hikayesini duydunuz mu? Yoksa duymadınız mı? Duymadığımız için mi sessiz kalıyoruz? Duymuş olsak yine de sessiz kalır mıyız?

Ayşe, İzmir’de Buca Kırklar cezaevinde tutuklu ve KHK’lı astsubay babasını ziyaretten dönmüş. Masasına bir mektup bırakmış ve Nergis istasyonunda canına kıymış.

Ziyarette babasının “Genel af çıkar, herkesi çıkarırlar ama bizi çıkarmazlar” sözünden etkilenmiş olabileceğini söylüyor annesi.

Ben hukuk eğitimi ve 45’i aşan yaşımla anlayamıyorum ülkemdeki hukuksuzluk girdabını, 10 yaşından bu yana bu girdaba düşen Ayşe nasıl anlasın? Anlayan var mı hukukun nasıl işlediğini, kime işlediğini? Ayşe hepimize hitaben bir mektup da yazmış.

Ben haberi, hikâyeyi, mektubu okuduğumdan bu yana perişanım ama herkes okumalı ki yüzleşmeli. İlk yayınlayan haber sitesi bağlantısını da paylaşıyorum.(https://kronos36.news/tr/khkli-babasiyla-gorus-yaptiktan-sonra-canina-kiyan-18-yasindaki-aysenin-mektubu/)

Ayşe’nin ciğerimizi dağlayan ölümü ve babasının sözleri üzerinden başka bir konuya dikkat çekmek istiyorum. Sürekli gündemimizde olan “Genel Af”, “Af” ya da her ne kadar aklımızla dalga geçercesine “af değil” denilse de bal gibi af olan “infaz düzenlemeleri” ile kimler affediliyor, kimler affedilmiyor? Ülkemizin cezaevleri sorunu neden bir türlü çözülemiyor? Noktasına virgülüne dokunmadan Adalet Bakanlığı verilerine bakarak resmi görmeye çalışalım ve üzerimize gelen çığı konuşalım mı?

Önce devlette yürütme yetkisini tek başına deruhte eden ve yasama ve yargıdaki etkisi yadsınamaz olan Sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu konuda defalarca açıkladığı görüşlerine bakalım.

2016’da bir infaz düzenlemesi yapılmıştı, sonra 2020’de yine yapıldı. Son olarak da 31 Temmuz 2023 tarihinde yürürlüğe giren son infaz düzenlemesi yapıldı ki bunların tamamı birer “af” ve aftı değildi tartışmasını dahi gereksiz buluyorum.

Tahmin edeceğiniz üzere Ayşe’nin babası, Ayşelerimizin anneleri ve babaları faydalanamıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın fikri neden değişti ki?

Milyonlarla ifade edilen bu kadar dosyanın altından kaç ceza mahkemesi, kaç hakimle kalkılabilir? Kaç yeni adliye binası kiralamak gerekir?

2018 yılından bu yana imkan bulduğum her platformda dile getiriyorum. Yargı ve kolluk neredeyse tüm enerjisini “siyasi suçlar” için tüketirse “gerçek suçlar” kelimenin tam anlamıyla patlar. Bir de bunun üzerine adına af denilemeyen infaz düzenlemeleriyle gerçek suçlular cezaevinin bir kapısından girip diğerinden çıkarsa cezasızlık algısı yerleşik bir hal alır. Cezasızlık algısı suç işleme motivasyonunu artırırken, mağdurlarda haklarını kendileri arama eğilimi artar. İnsanlar sorunlarını yargıda çözmek yerine bizzat ya da çetelerle çözme derdine düşer. Yargıya düşen de “borsa”ya sarılır.

Evet, görüldüğü üzere yargının da kolluğun da altından kalkamayacağı bir çığ geliyor üzerimize. Bu “çığ” elbette öncelikle siyasetin sonra da popülizme prim veren toplumun katkısıyla üzerimize geliyor. Siyaset ya da toplum çığın altında kalınca mı fark edecek ne olup bittiğini? Depremde enkaz altından şu kadar insan çıkardık diye övündüğümüz gibi adaletsizliğin oluşturduğu çığın altında kaldıktan sonra kurtulabilenlerle mi övüneceğiz?

Tekrar doğan görünümlü şahin gibi infaz düzenlemesi adıyla çıkarılan aflara gelelim. Ben hiç kimseye bana karşı işlenen suçları affetmek için yetki verdiğimi hatırlamıyorum. Ayşe’nin, Ayşelerimizin de yetki verdiğini sanmıyorum. Devlet kendine karşı işlendiğini düşündüğü ve iktidara göre değiştiği malum suçlara karşı çok katı iken vatandaşa karşı işlenene karşı hangi yetkiyle af çıkarıyor.

Af hukukun karşısındadır. Ancak gelinen noktada yargı çözemeyeceği düğümleri üst üste atmıştır. Sayılar ortadadır ve yargı mekanizmaları içinde çözüme inanan da kalmamıştır. Ben de bu gerekçelerle tek bir mağdurun bir gün erken mağduriyetten kurtulacağı her çalışmaya destek vereceğim. Bir defa olabildiğince geniş bir af ilan edilmesi teknik olarak zaruri hale gelmiştir. Ancak affın öncesinde ve sonrasında yapılması gerekenler yapılmazsa kısa sürede aynı duruma düşülmesi de kaçınılmazdır. Af sonrası yapılması gereken en önemli iş yargı ve kolluğun enerjisini gerçek suçlara yoğunlaştırıp cezasızlık algısını kırmaları ve vatandaşların güvenliğini sağlamalarıdır.

Masada suçun mağdurlarının olmadığı herhangi bir düzenlemenin de iktidara göre tanımları değişen siyasi suçların kapsam dışında bırakıldığı bir düzenlemenin de herhangi bir meşruiyeti olmayacaktır.  Gerçek suçlara af çıkarılıp Ayşelerin annelerini babaları kapsam dışında bırakılırsa Ayşelerin vebali omzumuzda olmayacak mı? Ayşelerin babalarını cezaevinde bırakıp gerçek suçlara af çıkarıldığını düşünelim; devlet affederse Ayşe de affedecek mi? Kaybettiğimiz Ayşe kızımızın affedip affetmeyeceğini bilemeyiz ama başka Ayşelerimizden de vebalini yüklenmemek için bir şeyler yapmak gerekmez mi?

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram