BÜLENT CEYHAN
Kapatılan Zaman gazetesi muhabiri ve Hukuk Fakültesi öğrencisi Ayşenur Parıldak (27), 6 aylık tutukluluğunun ardından ilk kez hakim karşısına çıktı.
Twitter fenomeni Fuat Avni’nin takip ettiği 214 isimden biri olduğu, Bank Asya’da hesabı bulunduğu gibi iddialar nedeniyle terör örgütü üyeliğinden 15 yıla kadar hapsi istenen genç gazeteci suçlamaları reddetti.
Tüm iddialara cevap veren Parıldak örgüt suçlamasının dayanaksız olduğunu savundu. Parıldak davanın tek şüphelisi olmasına rağmen bir sonraki duruşma için tam 3 ay sonrasına gün verildi.
Cumhuriyet gazetesine gönderdiği mektupta gördüğü işkenceleri anlatan Parıldak, “Burada unutulmak istemiyorum” demişti. Duruşmayı çok sayıda yakını ve uluslararası gözlemci bir heyeti izledi. Asılsız suçlamalarla ilgili çok sayıda haber geçen adliye muhabirleri bu davayı takip etmedi, haber geçmedi. Duruşmada yaşananları sadece Türkiye Gazeteciler Sendikası eski başkanı Ercan İpekçi, sosyal medya hesabından duyurdu.
Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesinde 9 Şubat’ta görülen davanın ilk duruşması için tutuklu Ayşenur Parıldak sabah saat 9’da adliyeye getirildi. Hücrede tutulan Parıldak’ın duruşması 11’de başlaması gerekirken mahkeme salonuna 2’de alındı.
SAVCI, GAZETECİYE SU VEREN ASKERE KIZDI
Duruşma sırasında iddia makamında oturan mahkeme savcısının, gazeteci Parıldak’a su veren askeri uyarıp kızması tepki çekti. Duruşmayı izleyen Parıldak’ın annesi kızının savunmasını gözyaşları içinde dinledi.
Parıldak, 7 sayfalık iddianamedeki tüm suçlamalara cevap verdi. Anayasa Mahkemesi’nde çekilmiş bir fotoğraf ve altında “Yüce Divan Salonu. Fotoğrafa iyi bakın, bir dahakine ne amaçla geliriz, bilinmez” yazısının tehdit içerikli olduğu iddia edilmişti. Anayasa Mahkemesi’nin bakanları ve Cumhurbaşkanını yargılamaya yetkili tek mahkeme olması nedeniyle imada bulunulduğu belirtiliyordu.
Ayşenur Parıldak; “Anayasa Mahkemesi’nde çekilmiş bir fotoğrafım var. Instagram ve twitter’da paylaştım. Ama altındaki yazı bana ait değil. Niye bu fotoğrafın altına bir şey yazayım ki? Bunlar, ben gözaltına alındıktan sonra, özel programlar kullanılarak ekran görüntüsü şeklinde hazırlanmış ve sosyal medyada paylaşılmış. Ben böyle bir paylaşım yapmadım” dedi.
Parıldak, suç delili olarak gösterilen, “A.B adlı kişiden 25.000 TL para transferi…” iddiası üzerine ise, “A.B, Samanyolu’nda çalışan, aynı zamanda ikinci el araba alım satım işleri de yapan bir kişi. Boşandıktan sonra ihtiyacım olduğundan arabamı satmak için A.B’ye vekalet verdim. Noterdeki vekalet işleminden sonra, İş Bankası hesabından bana 25.000 TL havale etti” şeklinde savunmasını yaptı.
“600 LİRA BORÇ PARA ÖRGÜT SUÇU GÖSTERİLMİŞ”
Parıldak, iddianamede örgüt suçlamasına delil olarak gösterilen “Ö.Ö adlı kişiye 600 TL gönderilmesi…” suçlamasını da izah etti: “Arabamı sattıktan sonra aldığım paradan Ö.Ö’ye ödünç olarak 600 lira verdim. Ö.Ö, Bugün gazetesinde çalışan gazeteci bir arkadaşım. O sırada onun da paraya ihtiyacı vardı. Ben cezaevine girince, bu parayı kardeşime ödemiş…”
DOSYADA GERÇEK DIŞI DELİLLER!
Parıldak, babası tarafından Amerika’daki Brooklyn Amity School’a 2.8.2013 tarihinde 1933,50 TL havale edildiği iddiasını ise reddetti. Bu havalenin hangi banka aracılığıyla yapıldığının belli olmadığını, babasının da böyle bir para havalesi yapmadığını açıkladı. Mahkeme, Parıldak ile ilgisi olmadığı halde dosyaya giren şüpheli havale işleminin hangi tespite dayandığının MASAK’a sorulmasına karar verdi.
“ByLock” programı kullanarak iletişim kurmakla suçlanan Ayşenur Parıldak’ın, “ByLock kullanıcısı olduğuma dair gönderilen bilgilerdeki ne telefon numarası ne de IMEI numarası bana ait. Öyle bir telefon numaram olmadı hiç” şeklindeki savunması üzerine mahkeme, bu konunun da yeniden sorulmasına karar verdi.
“FUAT AVNİ’NİN 3,5 MİLYON TAKİPÇİSİ VAR”
Twitter’da “Fuat Avni” hesabını takip etmenin suç oluşturduğu iddiasının kabul edilemez olduğunu belirten Ayşenur Parıldak, savunmasına şöyle devam etti:
“Fuat Avni’nin 3,5 milyon takipçisi var. Onun takip ettiği 214 kişiden biri de benim. Takip ettiği isimler arasında birçok ünlü gazeteci de yer alıyor. Neredeyse adliye muhabirlerinin tamamını takip ediyor. Ben de adliye muhabiri olarak çalışıyordum. Ama Fuat Avni’yle mesajlaşmadım. Fuat Avni’nin kimseyle mesajlaştığını da duymadım. Ben muhabir olarak gazete içinde yukarıdan aşağıya onuncu kademede falanım… Benimle mesajlaşması demek herkesle mesajlaşması demektir.”
ZAMAN’DA, TARAF’TA ÇALIŞMAK SUÇ MU?
Ayşenur Parıldak savunmasında Zaman gazetesinde veya Taraf gazetesinde çalışmanın suç olamayacağını vurgulayarak şöyle konuştu: “Gazeteciliğe ilk olarak Taraf gazetesinde stajyer olarak başladım. Hukuk Fakültesi’nden hocam Mithat Sancar, ‘Ben orada yazıyorum, sen de git stajını yap’ diyerek bana referans oldu. Daha sonra Zaman gazetesinde 2012-2016 arasında çalıştım. Basın sigortam yatırılıyordu. Basın kartı sahibiydim. Profesyonel fotoğraf çekiyordum. Gazetecilikte de başarılı olacağımı düşünüyordum. Ben kendi ideallerim çerçevesinde habercilik yaptım. 2016’nın Şubat ayında da Zaman gazetesinden istifa ettim. Okulumu bitirmek için derslerime yoğunlaştım.”
Ayşenur Parıldak’ın avukatı da “ücreti ve sigortası yasalara uygun olarak yatırılan Zaman gazetesindeki çalışmanın da legal olduğunu” vurguladı.
Duruşma sonunda Ayşenur Parıldak’ın tahliye talebi reddedildi. Karar açıklanırken annesi gözyaşlarını tutamadı. Mahkeme Başkanı, duruşma sonunda Ayşenur Parıldak’ın annesiyle kısa bir süre görüşmesine ve sarılmasına izin verdi.
Duruşma günü 2 Mayıs 2017 olarak belirlendi.
BURADA UNUTULACAĞIMDAN KORKUYORUM
“Ayşenur Parıldak, emniyette ve cezaevinde yaşadıklarını Cumhuriyet muhabirine gönderdiği mektupta şöyle anlatmıştı: Darp edildim, cinsel tacize uğradım. 8 gün boyunca gece gündüz demeden sorgulandım. Alkollü olarak sorguluyorlardı, bunu da açıkça dile getirmekten korkmadılar. Sonra mahkeme süreçleri ve buradayım. Burada da 1 ay koğuşta kaldım. Sonra 20 kişi koğuşlardan toplanarak hücrelere alındık. Tecrit yani… Burada unutulacağımdan korkuyorum.”
