Anayasa Hukukçusu Kaboğlu: İstanbul Sözleşmesi’nin feshi Anayasa açısından yok hükmünde

CHP İstanbul Milletvekili ve Anayasa Hukukçusu İbrahim Kaboğlu, İstanbul Sözleşmesi’nin feshini amaçlayan Cumhurbaşkanı kararının Anayasa açısından yok hükmünde olduğunu söyledi. Kaboğlu, fesh dayanak olarak gösterilen maddenin anayasa aykırı olduğu gerekçesiyle Danıştay'a ön başvuru yapılması gerektiğini belirtti.

KRONOS 20 Mart 2021 GÜNDEM

CHP İstanbul Milletvekili ve Anayasa Hukukçusu İbrahim Kaboğlu, sözleşmenin feshini amaçlayan Cumhurbaşkanı kararının Anayasa açısından yok hükmünde olduğunu belirtti.

Kaboğlu, İstanbul Sözleşmesi’nin, 6251 sayılı yasa ile TBMM’de oy birliği uygun bulunarak, Anayasa madde 90 çerçevesinde yürürlüğe konulduğuna dikkat çekerek, sözleşmeden çıkma usullerini şu şekilde açıkladı:

“İnsan haklarına ilişkin bir uluslararası antlaşma olarak İstanbul Sözleşmesi, madde 90 gereğince normlar hiyerarşisi bakımından yasaların da üstünde yer almaktadır. Sözleşmeden çıkışın, ‘usulde paralellik ilkesi’ gereği, ancak TBMM’de kabul koşullarına uyularak mümkün olabileceği öne sürülse de, böyle bir işlem, Türkiye’nin Avrupa Konseyi çerçevesinde insan hakları kazanımlarını sorgulamak anlamına geleceğinden, kazanılmış haklar için geçerli geriye götürülemezlik genel ilkesine aykırılık oluşturur. Cumhurbaşkanı’nın 3718 sayılı kararı, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi (CBK)9 madde 3’e dayandırılmış olsa da, bu maddenin geçerlik alanı, uygulama antlaşmaları ile kanunun verdiği yetkiye dayanılarak yapılan ekonomik, ticari, teknik veya idari antlaşmalara ilişkin olan Anayasa madde 90/3 ile sınırlıdır. Yani yasa ile uygun bulunan uluslararası sözleşmeleri kapsamamaktadır. ‘Milletlerarası antlaşmaları onaylar ve yayımlar’ kaydı (md.104/11), ancak madde 90/3 veya uygun bulma yasası sonrası işlem için geçerli olabilir.”


 

‘CUMHURBAŞKANI’NIN HİÇBİR İŞLEMİ, YASA ALANINDA DÜZENLEME YAPAMAZ’

Kaboğlu, Cumhurbaşkanı’nın bir kararla insan hakları alanında düzenleme yapamayacağına vurgu yaparak, “Cumhurbaşkanı’nın hiçbir işlemi, yasa alanında düzenleme yapamaz. Kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak yetkisi sadece TBMM’ye aittir. 6251 sayılı yasa hâlâ yürürlüktedir ve yürürlükte olduğu sürece Cumhurbaşkanı işlemi ile sözleşmeden çekilmek olanaksızdır” dedi.
Kararın yok hükmünde olduğunu belirten Kaboğlu, “Cumhurbaşkanı’nın 3718 sayılı kararı, Anayasa’nın 2. (hukuk devleti), 6. (kaynağını Anayasadan almayan yetki kullanma yasağı), 7. (yasama yetkisinin devredilmezliği), 11. (Anayasanın üstünlüğü), 13. (hak ve özgürlüklerde yasallık ilkesi), 87. (Kanun koymak ve kaldırmak yetkisinin TBMM’ye aidiyeti), 90. (uluslararası sözleşmelerin normlar hiyerarşisindeki yeri) ve 104. (CB yetkilerinin sınırları) maddelerine açıkça ve çok yönlü olarak aykırı olup hukuken yok hükmündedir” diye konuştu.

‘İPTALİ VE YÜRÜTMEYİ DURDURMA İÇİN HEMEN DANIŞTAY’A BAŞVURULMALI’

Kaboğlu, 3718 sayılı kararın iptali ve yürütmenin durdurulması için hemen Danıştay’a başvurulması gerektiğini ifade etti.

Kaboğlu, sözleşmeyi fesh kararına dayanak olarak alınan ve kötüye kullanıma açık olup hukuk devletine aykırı olması nedeniyle CBK–9 madde 3’ün de Anayasa’ya aykırılık itirazı ön sorun olarak yapılması gerektiğine işaret ederek, “Cumhurbaşkanı’nın 3718 sayılı kararının Anayasa ve hukuk dışı bir işlem olması nedeniyle yargıya intikal ettirildiği, hemen Avrupa Konseyi’ne bildirilmelidir. Sorumluluk bakımından; bundan böyle olası bir kadına yönelik şiddet ve öldürme eylemi ile 3718 sayılı karar arasında nedensellik ilişkisinin kurulması hukukun temel bir ilkesidir. 100. yıla doğru demokratik cumhuriyet yanlıları ile keyfi tek adam yönetimi yanlıları arasındaki ayrışma derinleşiyor. ‘İnsan haklarına dayanan demokratik hukuk devleti’ yolunda anayasal dayanışma halkalarını örmek ve genişletmek her yurttaşın hakkı olduğu gibi 42 milyon kadına karşı bir görevdir.”

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com