Avrupa Birliği (AB) Dönem Başkanı Almanya’nın Avrupa İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Michael Roth, vize serbestisi için Türkiye'nin hukuk devleti ve yargı bağımsızlığı koşullarını yerine getirmesi gerektiğini söyledi. Roth, Türkiye'nin AİHM kararlarına uymamasını eleştirerek, “Bunlar lütuf değil, Türkiye’nin yükümlülükleri.” dedi.
Almanya’nın Avrupa ile İlişkilerden Sorumlu Devlet Bakanı Michael Roth.
Avrupa Birliği (AB) Dönem Başkanı Almanya’nın Avrupa İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Michael Roth, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarını uygulamamasını büyük bir endişeyle izlediklerini belirtti. “Bunlar lütuf değil, Türkiye’nin yükümlülükleri” diyen Roth, Türkiye’nin vize serbestisi için gerekli çoğu kriteri yerine getirdiğine işaret ederek şunları söyledi: “Ama hukuk devleti, yargı bağımsızlığı gibi önemli konularda koşulları yerine getirmedi. Türkiye bu koşulları yerine getirirse o zaman vize serbestisi de tanınır.”
DW Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Bakan Roth, Türkiye ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
‘AİHM KARARLARI UYGULANMIYOR OLUŞU ÜZÜCÜ’
Alman Bakan Michael Roth, Türkiye’nin AİHM kararlarını uygulamıyor oluşunu büyük bir endişe ile izlediklerini belirterek, “Ama bu Avrupa Konseyi üyesi olmanın bir ön koşulu. Gayet tabii ki aciliyet gerektiren bu konuları konuşacağız. AİHM ve kararları, insan haklarına riayet edilmesini güçlendirmek için var. Türkiye’de AİHM kararlarının uygulanmıyor oluşu üzücü.” dedi.
Bakan Roth, Rusya’yı da Avrupa Konseyi’nde tutabilmek için çok yoğun çaba harcadıklarına işaret ederek, “Ülkeleri atmak çıkarımıza değil. Çünkü bunun ağır bedelini insanlar ödemek zorunda kalacak. Çünkü ancak bir ülke Avrupa Konseyi’ne üye olduğunda yurttaşları kendi çıkarlarını AİHM önüne taşıma hakkına sahip. Bizler devletler taahhüt ettiklerini yerine getirmemeleri halinde ne olacağını konuşmak zorundayız… Bunlar lütuf değil, Türkiye’nin yükümlülükleri.” diye konuştu.
‘HUKUK DEVLETİ ALANINDA GERİLEME YAŞANIYOR’
Roth, Türkiye’de yıllardır hukuk devleti alanında devasa boyutlarda gerileme yaşandığını belirterek, “İnsan hakları, basın özgürlüğü baskı altında. İfade özgürlüğü bir Avrupa ülkesinde olması gerektiği gibi değil. Buna rağmen üyelik müzakerelerine son vermedik, dondurduk.” dedi.
Türkiye ile ortak değerler zemininde, mümkün olduğu ölçüde yakın bir işbirliği çıkarlarına olduğunu kaydeden Roth, “Ama bazı şeylerin Türkiye’de, iç siyasette kötüleştiğini ve Türkiye’nin bölgede gerilimin tırmanmasına yol açtığını göz ardı edemeyiz”dedi. Roth, Almanya ve AB’nin büyük bir hızla müzakerelerde yol almaya hazır olduğunu belirtereke, yaşanan bazı şeylere gözlerini kapamayacaklarını vurguladı.
HDP’LİLERİ DIŞLAMA POLİTİKASINI ELEŞTİRDİ
Hükümetten HDP’li politikacıları dışlama politikasına son vermesini isteyen Bakan Roth, “Geçmiş yıllarda defalarca Türkiye’nin güneydoğusundan yerel yöneticilerle görüşmeler yaptım. HDP ile görüşmeler yaptım. Gayet tabii ki bunu sürdüreceğiz. İktidar temsilcileri kadar muhalefetle görüşmek demokrasinin bir parçası. Biz Türkiye’nin güneydoğusundaki, muhalefetteki siyasetçileri dışlama politikasına son verilmesini çok umut ediyoruz. Net dayanışma sinyalleri veriyor, bunları Türk Hükümeti temsilcileri ile görüşmelerimizde de dile getiriyoruz.” dedi.
VİZE SERBESTİSİ İÇİN İNSAN HAKLARI VE HUKUK DEVLETİ ŞARTI
“Türkiye ile ilişkileri yeni bir evreye taşımak, bağımızı daha da güçlendirmek bizim çıkarımıza.” diyen Bakan Roth, şunları söyledi: “Ama bu ön koşulsuz olamaz. Gerilimler, insan hakları standartları ve hukuk devleti alanlarında kısıtlamalar sürdüğü müddetçe öylesine avantajlar tanıyamayız. Türkiye, vize serbestisi için gerekli çoğu kriteri yerine getirdi. Ama hukuk devleti, yargı bağımsızlığı gibi önemli konularda koşulları yerine getirmedi. Türkiye bu koşulları yerine getirirse o zaman vize serbestisi de tanınır. Bunlar hediye değil. Bunlar şeffaf, anlaşılır koşullara dayanıyor.”
‘TÜRKİYE SADECE BİR CUMHURBAŞKANI DEĞİL’
Türkiye ile ilişkileri iyileştirmek istediklerini vurgulayan Roth, “Özellikle şu anda çok zor bir durumda bulunan çok sayıdaki Türk gençlerini düşünüyorum. Genç işsizliğinin çok dramatik bir şekilde arttığını Almanya’da ve AB’de büyük bir hassasiyetle dikkate alıyoruz. Genç Türklerin, tıpkı genç Almanlar, genç Fransızlar, genç İtalyanlar gibi iyi, özgür, korkmadan farklı olabildikleri, baskı olmadan, kendi perspektifleriyle, kendileri, aileleri, dostları için hayatlarını inşa edebilecekleri bir yaşam istediklerini biliyorum. AB, Türkiye için bir hedef ve çıta olmaya devam ediyor. Bizler mümkün olan yakın bir ilişkiye ilgi duyuyoruz. Bu zor dönemde Türkiye’yi unutmayacağız. Özellikle halkı… Türkiye sadece bir cumhurbaşkanı, sadece bir bölge değil. Türkiye 80 milyon insan. Onlarla yakın ilişki istiyoruz. İyileştirmek isteriz. Geleneksel yakın ilişkiler üzerine inşa etmek isteriz.” şeklinde konuştu.
