Alman Gazeteciler Sendikası (DJV) Başkanı Frank Überall: "Gazeteciler eğer zulüm görüyorsa elbette iltica hakkına sahiptirler. Bu doğrultuda böyle bir prosedürden faydalanabilirler ya da en azından geçici olarak vize alarak Avrupa'da çalışma fırsatına sahip olabilirler ve işlerini sürgünde sürdürebilirler."
Alman Gazeteciler Sendikası (DJV) Başkanı Frank Überall, AB ülkelerinin Türk gazetecilere uyguladığı vize engelini doğru bulmadığını belirterek Alman hükümetini Türk meslektaşlarını güvence altına almaya çağırdı.
Türkiye’yi birçok kez ziyaret etiğini ve gazetecilerle görüştüğünü kaydeden Überall, “Gazeteciler eğer zulüm görüyorsa elbette iltica hakkına sahiptirler.’ dedi.
Frank Überall ‘Bu prosedürden faydalanabilir, en azından geçici olarak vize alarak Avrupa’da çalışma fırsatına sahip olabilir ve işlerini sürgünde sürdürebilirler. Bu açıdan hızlı ve bürokratik olmayan çözümlere ihtiyacımız var. Bu en başta vize sürecinin kolaylaştırılması anlamına geliyor. Ama tabii ki sadece Türkiye için değil. Rus gazeteciler için de bu yolun kolaylaştırılması gerekiyor. Vize bu güncel durumda temel bir insan hakkı olarak görülmeli” ifadelerini kullandı.
Avrupa Gazeteciler Federasyonu, geçen hafta yaptığı açıklamada AB’ye üye ülkelere vize başvurusunda bulunan ve ret alan Türk gazetecilerin sayısının arttığını ve bundan endişe duyduklarını açıklamıştı.
“DJV’YE ÜYE OLUN, GELİN BİRLİKTE MÜCADELE EDELİM”
Fotoğraflar: Ersin Şanlı
Tenkil Müzesi‘nin 10 Temmuz’da Frankfurt’ta açtığı “Tenkil Felaketi: Hatırlamak, Yüzleşmek, İyileşmek” adlı sergi kapsamında 22 Temmuz cumartesi günü, tarihi Nazi cezaevi Gestapo Hapishanesinde gerçekleştirilen “Medya ve Adalet” başlıklı konferansa katılan Überall, sürgündeki gazetecilere de bir çağrıda bulundu.
Şu anda Almanya’nın önemli gazetelerinde Türkiye kökenli muhabirler olduğuna dikkat çeken Überall, “Eskiden böyle bir şey yoktu. Bizim DJV olarak önceliğimiz üyelerimiz. Ama uluslararası çalışmalarımız var. Başka ülkelerde baskı altında olan meslektaşlarımızla dayanışma içindeyiz. Bu sadece bizim tek başımıza aşabileceğimiz bir konu değil. Uluslararası diplomatik ve siyasi baskı gerekli. Hepinizi DJV’ya davet ediyorum gelin birlikte mücadele edelim” diye konuştu.
‘ERDOĞAN İSTEMESE DE ELEŞTİRİ GAZETECİLİĞİN BİR PARÇASIDIR’
Türkiye’deki son seçimlerin adil olmadığını buna rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçimi zor kazandığını savunan Überall Almanya’da AKP’ye oy veren kesimlerle daha fazla irtibatta olunmasını gerektiğini de dile getirdi.
Erdoğan’ın AB üyeliğini tekrar gündeme getirmesiyle ilgili olarak “Bu iyi ancak bunun olması için özellikle basın ve düşünce özgürlüğü ve insan hakları konusunda yapılması gereken çok şey var” diyen Überall, “Erdoğan istemese de eleştiri gazeteciliğin bir parçasıdır. Çünkü basın özgürlüğü olmalı ve insan hakları da temel bir haktır” şeklinde konuştu.
Sergide, hapiste beyaz sandalye üzerinde ölü bulunan KHK’lı komiser yrd. Mustafa Kabakçıoğlu’nın yaşadıkları bir hücreye yerleştirilen beyaz sandalye ile sembolize ediliyor.
‘HAPİSTEKİ GAZETECİLERİN SESİNİ DUYURMAYA ÇALIŞIYORUZ’
Überall sözlerini şöyle sürdürdü:
“DJV başkanı olduktan sonra Türkiye de bazı gazeteleri ziyaret ettim. Oradaki gazetecilerle irtibatta kalalım, ilişkileri geliştirelim diye konuşuyoruz ama bunun mümkün olup olmayacağını bilmiyoruz. Çünkü bir gün sonra bu arkadaşlardan bazıları tutuklanabiliyor. Onlar bana ‘Bizi unutmayın ve uluslararası ortamlarda sesimizi duyurun’ dedi. Biz de bunu yapıyoruz. Almanya bu konuda küçümsemeyecek bir ülke. Basın özgürlüğü Türkiye gibi Rusya’da yok. Bizim hem Türkiye ile olan bağlarımız hem de Almanya’da yaşayan çok sayıda Türkiye kökenli olması iki ülke arasındaki ilişkileri farklı kılıyor. Biz bu konuyu siyasilerle görüşüp siyasi ve diplomatik baskı yapılmasını istiyoruz. DJV olarak dikkatimizi Türkiye’ye ve basın özgürlüğüne odaklayacağız. Ancak bu uzun bir süreç olacak. Diplomatik ve gazetecilik baskısına ihtiyaç var. İşte bu nedenle bugünkü gibi sergilerin gerçekleşmesi önemlidir. Onlar seslerini yükselten inanılmaz cesur insanlar. Onlar gibi biz de sesimizi yükseltmemiz lazım. Sesimiz Putin’den veya Erdoğan’ınkinden daha yüksek çıkması lazım.”
