‘Saray’da yan gelip yatanlar, kılını bile kıpırdatmıyor; haram, zıkkım olsun’

İYİ Parti lideri Meral Akşener, "Milletimizi akaryakıt için duaya davet ediyorlar. Bizzat sebep oldukları ekonomik sıkıntılara çözüm olarak da milletimize şükretmeyi öğütlüyorlar. Nereden nereye değil mi?" diye sordu.

KRONOS 15 Haziran 2022 GÜNDEM

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener

AKP’nin ekonomik sıkıntıları çözmek yerine vatandaşa dua etmeyi ve şükretmeyi öğütlediğini söyleyen İYİ Parti lideri Meral Akşener, “Zihniyet böyle olunca da çare olarak sundukları, sözde kurtuluş reçeteleri, sadece vatandaştan yandaşa servet aktarımına yol açıyor” dedi.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin haftalık TBMM grup toplantısında gündemdeki konulara ilişkin konuştu, AKP’ye ekonomi üzerinden yüklendi.

Akşener, son dönemde Kredi Yurtlar Kurumu (KYK) yurtlarında yaşanan öğrenci intiharlarına değinerek, “Ülkemizdeki ağır ekonomik koşullar nedeniyle yorulan, bunalan ve yıpranan gençlerimizin barınma imkânını bile zor buldukları yurtlarda neler yaşadıklarını bilmek zorundayız. Eğer ortada gençlerimizin hayatını baskılayan, özgürlüklerini kısıtlayan, onlara düşük kaliteli ve sağlıksız beslenme koşullarını dayatan şartlar varsa, bunu öğrenmek zorundayız. Öğrencilerimizin yaşadığı barınma sorunu; onları dernek ve vakıflara ait, özel yurtlara mecbur bırakırken ve Enes’in acısı, hâlâ yüreğimizdeyken, KYK yurtlarının da başıboş yönetimlerin eline bırakılmasına göz yumamayız” diye konuştu.

Daha önce konuya ilişkin Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslendiğini hatırlatan Akşener, “Ama belli ki Sayın Erdoğan’ın vicdanı kapsama alanı dışında ve kendisine ulaşılamıyor. Çünkü bu konuda, tek bir somut adım atmıyor. Çünkü kürsü şovları peşinde koşup, hâlâ üç maymunu oynuyor” dedi.

‘BECERİKSİZLİĞİN CEFASINI ÇEKİYORUZ’ 

Türkiye ekonomisinin, adım adım bir ödemeler dengesi krizine doğru gittiğini söyleyen İYİ Parti lideri, “Ancak, açıklanan makroekonomik verilerden, daha korkunç bir şey daha var. O da devlet terbiyesinden, ciddiyetten ve liyakatten nasibini almamış bir zihniyetin, hâlâ yönetimde olması… Bu liyakatsiz ekonomi yönetiminin elinde, Türk Milleti olarak çok büyük bir imtihandan geçiyoruz. Her gün, saçma sapan açıklamalar dinliyor, akıl dışı kararlarla karşı karşıya kalıyor ve büyük bir beceriksizliğin cefasını çekiyoruz” dedi.

‘ŞAŞIRTICI DEĞİL’ 

AKP’li bir milletvekilinin, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, “Şehir hastaneleri için ödenecek paranın, bütçede bir yükü var ama devlet memurlarının da bütçeye yükü var” dediğini aktaran Akşener, “Bunu duyan, bir başka Ak Partili vekil ise altta kalmak istememiş olacak, ‘Akaryakıt pahalı ama, sebebi biz değiliz. Dua edin, bol akaryakıt çıksın’ dedi. Şaşırdık mı? Maalesef şaşırmadık. Başını, ‘Enflasyon sorunu yok, hayat pahalılığı var’ gibi, akıl dolu tespitlerle, piyasalara güven veren, Bay Kriz’in çektiği; kabinesindeyse, dar gelirli vatandaşlarımızı, düşünmediklerini itiraf eden, Nebati Bakan’ın olduğu, olağanüstü yetkin bir siyasi kadronun, milletvekillerinin de böyle konuşmaları, elbette şaşırtıcı değil” diye konuştu.

‘ÇÖZÜM OLARAK ŞÜKRETMEYİ ÖĞÜTLÜYORLAR’ 

Akşener, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hatırlarsınız, Ak Parti bundan 20 yıl önce, ‘Yolsuzlukla, yoksullukla, yasaklarla mücadele edeceğiz’ diye yola çıkmıştı. Bugün ise bu arkadaşlar siyasi yolculuklarının son durağında, artık dar gelirliyi ikinci sınıf vatandaş, memurları ise bütçeye yük olarak görüyorlar. Milletimizi akaryakıt için duaya davet ediyorlar. Bizzat sebep oldukları ekonomik sıkıntılara çözüm olarak da milletimize şükretmeyi öğütlüyorlar. Nereden nereye değil mi?”

‘HARAM OLSUN, ZIKKIM OLSUN’ 

“Ferizli’de asgari ücretli çalışanları olan bir esnaf kardeşim ise dedi ki, ‘Asgari ücrete zamma ihtiyaç var’ Bakın, bunu söyleyen esnaf kardeşim, kendisinin de zora gireceğini biliyor. İktidarın, asgari ücretin vergisini üstlenmeyeceğini de biliyor. Yani, kendi maliyetlerinin de artacağını biliyor. Ama yine de, bu zammı istiyor. Çünkü etrafında yaşananları anlıyor. Çünkü asgari ücret zammının, daha 6’ıncı ayında eridiğini biliyor. Çünkü enflasyon canavarı yüzünden, insanlarımızın, zamdan önceki günlerini aradığını biliyor. Bunu, Ferizli’deki esnaf kardeşim biliyor, görüyor ve anlıyor. Ancak Saray’da yan gelip yatanlar, kılını bile kıpırdatmıyor. Haram olsun zıkkım olsun.”

‘BİR AN ÖNCE ASGARİ ÜCRETİ GÜNCELLEYİN’ 

“‘Asgari ücrete rekor zam yaptık’ diye sabah akşam böbürlenenler, başta akaryakıt olmak üzere, hemen her ürüne, neredeyse her gün gelen zamlarla, zerre ilgilenmiyor. Bu kürsüden, daha önce de söylemiştim, bugün yeniden, iktidara seslenmek istiyorum: Asgari ücretli milyonlarca vatandaşımız evine ekmek götüremiyor. İğneden ipliğe her şeye gelen zamlara doğrultusunda, bir an önce, asgari ücreti güncelleyin. Ayrıca 2500 liraya çıkardığınız en düşük emekli maaşını da asgari ücret seviyesine çıkartın. Milletimizi, ayın ortasına bile gelmeden eriyen maaşlar ile açlığa, yokluğa ve çaresizliğe mahkûm edemezsiniz.”

‘GETİRİN SANDIĞI’

“Yandaşınız üç kuruş zarar etti diye, dünyaları yerinden oynatırken; milletimizi geçim sıkıntısıyla, borçlarla bir başına bırakamazsınız. Kendi eşinizi, dostunuzu, akrabanızı ihya ederken, bu milletin evlatlarını görmezden gelemezsiniz. Artık kabul edin. Sizin bu aziz millete verecek, hiçbir şeyiniz kalmadı. Bu saatten sonra yapılacak belli. Getiririn sandığı, kararı milletimiz versin. Demokrasinin altın kuralıdır: İşi yapamayanlar gider, daha iyi yapacak olanlar başa gelir. Türkiye sahipsiz değil, milletimiz de çözümsüz değil. Biz varız, biz buradayız. Madem yapamıyorsunuz, o zaman daha fazla gölge etmeyeceksiniz. Madem beceremiyorsunuz, o zaman yoldan çekileceksiniz. Madem yönetemiyorsunuz, o zaman Türkiye’nin önünde takoz olmayacaksınız. Siz sadece sandığı getireceksiniz, sonra da muhalefet saflarında yerinizi alıp memleketi nasıl düze çıkartıyoruz, oturup izleyeceksiniz. Bu kadar basit.”

‘NEREDEN GELDİĞİNİ UNUTTUN’

“Sayın Erdoğan, o evler dipsiz birer dert kuyusu olmuş durumda. Sen onlara ‘şükürsüz’ desen de uzun uzun bakıp o dertleri görmesen de Niçe’nin söylediği gibi, o dert kuyusu artık seni çok net görüyor. Ve sabırla, hesabı göreceği sandığı bekliyor. Benden söylemesi… Kendini sarayına kapattın, nereden geldiğini unuttun. Zamanında seni o koltuğa, o dipsiz kuyuya attığın insanlarımızın oturttuğunu unuttun. Yandaşlarını ihya ettin, o evlere verdiğin sözleri, ahde vefayı unuttun. Ama hatırlayacaksın. Seçim günü geldiğinde, o mahalleleri hatırlayacaksın. Oylar sayılırken, o evleri hatırlayacaksın. Sandıkta tokadı yediğinde, o aileleri hatırlayacaksın. Ve İYİ Parti yetkiyi aldığında, o kadınları, o çocukları, yeniden hatırlayacaksın.”

‘MISIR İLE ARAMIZ ERDOĞAN’IN MURSİ’NİN İNTİKAMINI ALMA SEVDASI İÇİN BOZULDU’

“Yıllardır iyi ilişkiler kurduğumuz Mısır ile aramız, Sayın Erdoğan’ın Mursi’nin intikamını alma sevdası için bozuldu. Sonuç olarak da Mısır ile Yunanistan’ın imzaladığı, askeri antlaşmaya bakakaldık. Mesela mavi vatan savunmasında kendisi yine tek bir tarafı seçti. Libya ile anlaşma imzaladık, ama diğer tüm ülkelerle karşı karşıya geldik. Peki, Sayın Erdoğan’ın bu tek taraflı, şahsi tercihleri; Türk Devleti’ne ve Türk milletine ne kazandırdı? Hiçbir şey… Çünkü Sayın Erdoğan, sadece bir tarafı seçmekle de kalmıyor. Keşke öyle olsaydı… Kendisine tek bir tarafı seçtikten sonra, çıkıp bağırmaya başlıyor. ‘Eyyy’ diyor. ‘Bu caaaan, bu bedende olduğu müddetçe…’ diyor. Her defasında, büyük büyük gürültüler çıkartıp sonrasında ise tüm bağırdıklarıyla ya kanka ya da dost oluveriyor. Sesini kısıyor ve maalesef başını eğiyor. İşte; Bu tek taraflı, çok bağıran, bolca gürültü çıkarıp, sonra da geri adım atan, tutarsız tavırlar uluslararası toplumda, Türkiye’nin de başını öne eğiyor. Türkiye’yi ciddiyetsiz gösteriyor.”

‘YARIN KARDEŞİM MİÇOTAKİS DİYEBİLİR’

“Nitekim bugün, Yunanistan ile yaşanan sorunda da, biz yine aynı şeyin olmasından endişe ediyoruz. Türkiye olarak, Yunanistan ile davamızda sonuna kadar haklıyız. Ama Sayın Erdoğan yüzünden haksız duruma düşmekten kaygılıyız. Çünkü bugün; ‘Şaka yapmıyorum, ciddi konuşuyorum diyen sayın Erdoğan’ın, Yarın ‘Şaka yapmıştım’ deme ihtimali olduğunu, gayet iyi biliyoruz. Bugün ‘Benim için Miçotakis diye biri yok’ diyen sayın Erdoğan’ın; yarın ‘Kardeşim Miçotakis’le, aramızı bozmaya çalıştılar’ diyerek işin içinden sıyrılıp Türkiye’yi de taca çıkarabileceğini de çok iyi biliyoruz.”

‘DÜZENSİZ GÖÇ SORUNUN SUÇLUSU BİZZAT RECEP TAYYİP ERDOĞAN’DIR’

“Bugün, Türkiye’de bir göç sorunundan bahsediyorsak; öncelikli olarak, mevcut sorunların, bir basiretsizlik veya bilinçsizlik olmadığını, maruz kaldığımız her olumsuzluğun, bizzat iktidar eliyle tasarlanan, bilinçli bir şekilde kurgulanarak, uygulanan, kasıtlı bir politikasızlık olduğunu da, bilmemiz gerekiyor. İşte bu nedenle, düzensiz göç sorunun muhatabı da sorumlusu da suçlusu da bizzat Recep Tayyip Erdoğan’dır.”

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com