Meral Akşener: Bahçeli, 9 aylık erkek torunuma ‘nesebi gayri sahih’ dedi

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin kendisine 'Fosforlu Cevriye' dediğini ifade ederek bir ifşada bulundu: 19 Haziran'da bir kongre yaptık biz. O kongreden sonra benim 9 aylık erkek torunuma, hem de nikah şahidi olduğu oğlumun çocuğuna 'nesebi gayri sahih' (soyu belli olmayan, evlilik dışı doğan çocuk) dedi.

KRONOS 10 Mart 2021 GÜNDEM

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Sayın Bahçeli, benim 9 aylık erkek torunuma, hem de nikah şahidi olduğu oğlumun çocuğuna ‘nesebi gayri sahih’ dedi” diye konuştu.

Partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki (TBMM) Grup Toplantısında konuşan Akşener, “5 yıl önce yol yürüdüğümüz arkadaşlarımız bilirler. Sayın Bahçeli, Konya’dan üst kurul delegelerini çağırdı ve orada bana ‘Fosforlu Cevriye’ dedi. Konya’nın çok genç iki üst kurul delegesi bunu tam da kastedildiği manada fahişe olarak algıladılar ve ağlayarak bana geldiler. Ben onlara kastedildiği gibi olmadığını izah etmeye çalıştım.

“TORUNUMA ‘NESEBİ GAYRİ SAHİH’ DEDİ”

19 Haziran’da bir kongre yaptık biz. O kongreden sonra benim 9 aylık erkek torunuma, hem de nikah şahidi olduğu oğlumun çocuğuna ‘nesebi gayri sahih’ (soyu belli olmayan, evlilik dışı doğan çocuk) dedi.”

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin Meclis grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Akşener’in sözlerinden öne çıkan bölümler şöyle:

“AKDENİZ’DE DÖRT PARMAKLA RABİA İŞARETİ KALDI”

“Dış politikaya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Akşener, “Doğu Akdeniz meselesindeki kilit rolü hesaba katılmadan, Mursi ile olan arkadaşlık her şeyin önüne geçti. Ve gelinen noktada, birçok Müslüman ülke gibi, Mısır da, Doğu Akdeniz meselesinde, Yunanistan’dan yana saf tuttu. Kala kala elimizde ne kaldı? Dört parmakla yapılan Rabia işareti kaldı” ifadelerini kullandı.

“HİÇBİR ADIMI MİLLET İÇİN, MEMLEKET İÇİN ATMIYORLAR”

Hukuk ve demokraside çıta ne kadar yükselirse, ekonomi de o kadar yükselir. İktidar ise maalesef bu gerçeği bir türlü görmedi, göremiyor. Ama son dönemde, batı ile ilişkilerini düzene sokmak için bazı adımları, atarmış gibi yapıyorlar. Hukukta reformdan, yeni anayasadan, insan hakları ile ilgili adımlardan bahsediyorlar. Bahsediyorlar ama, icraata gelince her zamanki gibi ortalıkta yoklar. Sonra ne oluyor? İşin doğasının aksine, Türk Lirası değerleneceğine, döviz yükseliyor. Bu ne demek biliyor musunuz? Vatandaş da, piyasayalar da, artık bu iktidara güvenmiyor demek. Çünkü artık herkes biliyor ki, Sayın Erdoğan ve ortakları hiçbir adımı, millet için, memleket için atmıyor. Her adımda, siyasi bir hesapları var. Her adımda bir koltuk kaygısı, her sözde bir hamaset var. O yüzden kimseye güven vermiyorlar. O yüzden, ne içeride, ne de dışarıda kredileri kalmadı. Bu iktidarın artık Türkiye’ye ve milletimize verecek bir şeyi kalmadı.

“BU EZİKLİK YAKIŞIYOR MU KOLTUK UĞRUNA”

Haydi küçük ortak, Perinçek’in elinde esir, onu anladık. Koltuk uğruna, Türklük Davası’ndan caymış, onu da anladık. Peki bu eziklik, bu boynu büküklük, 5000 yıllık Türk Devleti’nin Cumhurbaşkanına yakışıyor mu? Hiç mi utanmıyorsun? Hiç mi sıkılmıyorsun? Yazıklar olsun.

“SEN GİDERKEN BEN DÖNÜYORDUM”

Bunlarda ne utanma kalmış, ne de sıkılma kalmış… Biliyorsunuz son dönemde yeni bir alışkanlıkları var: Neymiş, İYİ Parti, PKK ile iş birliği yapıyormuş. Kendine oy vermeyen vatandaşına, terörist deyip bela okuyacak kadar, şirazesinden çıkan bu zihniyetin, bize de terörist demesini elbette yadırgamıyoruz. Bunların da zihniyeti böyle işte, ne yapalım… Son dönemde, hızla büyüdüğümüzü, milletimizin İYİ Parti’ye ilgisini gördükleri için, akıllarınca yalanla, iftirayla yolumuzu şaşırtacaklar. Sayın Erdoğan sen o yollardan giderken ben dönüyordum. Bu salonda bulunan arkadaşlarımızın büyük çoğunluğu sen top oynarken mücadele ediyordu. Şimdiye kadar, önümüze çıkardığın her engeli aştık, her yalanı yendik, her tuzağı bozduk. Bundan da evelallah bileğimizin gücü, alnımızın akıyla çıkarız.

“DOĞU TÜRKİSTAN’DAKİ ÇİN ZULMÜNE NE ZAMAN SES ÇIKARACAKSIN”

Aylardır soruyoruz doğu Türkistan’daki Çin zulmüne ne zaman ses çıkaracaksın diyoruz? arkadaşlarımız Şentop’tan randevu aldılar isminin başında Türkiye yazan TBMM’nin hiç değilse bir mezalim kelimesiyle ortak bir karar almasını talep ettiler. Ağalardan tık yok ama bunun takipçisi olacağız. Rabia’dan slogan üretenler aynı parmakları Çin’e sallamaya korkuyorlar. Erdoğan yıllarca Filistin’le ilgili hepimizin yanında durduğu sözler söyledi. Filistin’deki çocuklarla ilgili sözler söyledin her birimiz yanında durdu. Hayal et kardeşim gözünü kapat hayal et kızının evine eşinin evine sen yoksun oğlun yok damadın yok almış Çinliler götürmüşler kampa gözünden sakındığın o torunlarını almışlar Çin’lilik öğretiyorlar. Eşinin bulunduğu eve, kocaları yok oğulları yok o eve Çinli adamlar koyuyorlar. Bu ne Türklüğe sığar ne Müslümanlığa sığar ne insanlığa sığar. Gözünü kapa ve bunu hayal et.


 

“HANENE BÖYLE BİR TECAVÜZ OLSA NE YAPARSIN ERDOĞAN”

Ne yaparsın sayın Erdoğan. Evine, mahremine, hanene böyle bir tecavüz olsa ne yaparsın Sayın Erdoğan. Bu ülkenin seçilmiş cumhurbaşkanı olarak ne yaparsın sayın Erdoğan? Biz söze bile razıyız. Hafta sonu Türkistan’daki camilerden gelen görüntüleri izlemeyeniniz yoktur. Görüntülerde insanlar Kaşkar’daki camilerimizde insanlar yiyip içip eğleniyorlar. Birçok mescit ve cami kafe ve restorana dönüştürüldü. Sayın Erdoğan ve medyasının Dolmabahçe Camii’nde içki içtiler fantezisi dost gördükleri Çin’de gerçek oldu.

Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı (IKYB) Mesut Barzani Diyarbakır’da.

“ERDOĞAN BU KAFAYLA DAHA ÇOK KONFETİ TEMİZLERSİN”

Papa geçtiğimiz hafta Irak’ın kuzeyine bir ziyarette bulundu. Barzani de anısına bir pul bastırdı. Ne var pulda Papa’nın başının üzerinde bir harita. Bunun üstündeki şurası bir harita nerenin haritası bu? Bu sözüm ona Kürdistan haritası. Peki neler var o haritada? Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu’nun bir bölümü var. Sayın Erdoğan’ın Diyarbakır’da başından konfeti temizlediği Barzani’ye göre Doğu ve Güney Doğu Anadolu da aslıdan Kürdistanmış. Şimdi bu arkadaşlara göre terörist olan bizler bu durumdan rahatsız olurken bu arkadaşların çok büyük bir tepki vermesi gerekir değil mi. Siz Erdoğan’dan böyle bir tepki duydunuz mu? Hayır. Peki küçük ortaktan şöyle okkalı bir Twitter tabelası gördünüz mü? Hayır. İşte size iktidarın zikzaklarla dolu hazin hikâyesi. Ekonomide, dış politikada, terörle mücadelede zikzak. Sayın Erdoğan bu kafayla gidersen daha çok konfeti temizlersin. Küçük ortağın da artık o pulla İmralı’daki arkadaşına mektup gönderir herhalde.”

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram