AKP’ye yeni bir hayat öpücüğü

Hesaba katmadığımız ne olabilir? Belki de hiçbirimizin AKP’nin ‘karanlık tarafı’ hakkında derin bir bilgiye sahip olamadığımız için oluyor bunlar.

HARUN ODABAŞI 16 Eylül 2019 EKONOMİ

| HARUN ODABAŞI

Futbol tabiri ile söyleyecek olursak, AKP bir kez daha gol olmasına kesin gözü ile bakılan topu kalesinden uzaklaştırdı. Maç bitmiş değil ve rakip takım ayağa paslarla yeni bir atak çalışması başlatsa da topu henüz kale çizgisinin ötesine bırakmayı başaramadı. Evet 18 yıllık AKP iktidarındaki Türkiye 2018 yılında tarihinin en büyük ekonomik krizlerinden birini yaşadı. Gösterge faizleri yüzde 25, ticari kredi faizleri yüzde 35, enflasyon yüzde 25 ve dolarda 7 lira seviyelerine demir atmıştı. Amerika ve Avrupa Birliği ile ilişkiler yine tarihin en kötü dönemlerinden birini yaşıyordu. S-400 yaptırımları kapıdaydı. Amerikan Merkez Bankası FED faizleri yükseltiyor ve Türkiye gibi faiz cenneti ülkelere giden sıcak para ana vatanına dönme hazırlığı yapıyordu. Damat Berat Albayrak yönetimindeki bir ekip paket üstüne paket açıyor, Batı ülkelerinde taze para arıyor ve istediği parayı bir türlü bulamıyordu. Fakat şimdilik kaydını düşmek zorunda olsak bile AKP bir kez daha bütün tahminlerini “bu krizden geri dönüş yok”a yatıranları şaşırtarak, ekonomiyi önce rolantiye sonra da göstergeleri olumluya çevirmeyi başardı. Biz iflah olmaz muhaliflerin artık AKP ekonomiyi kriz bölgesinin dışına çıkaramaz dediği, doların 10 TL’nin üzerine çıkmasının an meselesi olduğunu düşündüğü noktada konjonktür AKP’ye yeni bir hayat öpücüğü kondurmuşa benziyor. Peki benimde içinde bulunduğum muhalefet cephesi neden bu kadar yanılıyor?

Hesaba katmadığımız ne olabilir? Belki de hiçbirimizin AKP’nin ‘karanlık tarafı’ hakkında derin bir bilgiye sahip olamadığımız için oluyor bunlar. Bu yazıda AKP’nin üç bilinmezine itiraz edilebilir noktaları görmezden gelerek bir izah getirmeye çalışacağım.

Birinci nokta AKP’nin uluslararası oyun kurucular nezdindeki yeri. AKP özellikle Arap Baharı olarak adlandırılan dönemde Mısır’da, Libya’da ve Suriye’de çok belirleyici tavırlar alarak sürece etki etti. Hatta Suriye’deki iç savaşın taraflarından biri oldu. Türkiye bu dalgadan komşularını kaybederek çıktı. Artık Mısır, Libya ve Suriye bizim için dünyanın öbür ucu olsa da parçalanmış Ortadoğu isteyen bir dünya için mükemmel bir fotoğraf. Bir süredir işlerin kesatlığından yakınan silah satıcıları bilançolarını çoktan düzeltti bile. Şimdi AKP’nin bu başarısı(!) ve bu başarılı politikasını devam ettirme azmi onu bir süre daha vazgeçilmez kılıyor olabilir mi?

Normal şartlar altında ABD, Reza Zarrab olayında Türkiye’nin belini bükecek ölçüde ağır tazminat davaları açabilirdi. İtirafçı Reza Zarrab’ın anlattıkları bunun için yeterliydi. İran ambargosu, Türkiye’de ucu dönemin başbakanı ve bakanlarına uzanan bir kadro eli ile delinmişti. Geçmişte bu suçu işlemiş kurumlara ABD çok ağır cezalar kesmişti. Hukuğun bağımsız olduğuna inanılan ABD’nin Türkiye konusunda istisna yapacağı hiç akla gelmiyordu. Ama ABD bir durum değerlendirmesi yaptı ve AKP tere yağından kıl çeker gibi konuyu bir şekilde kapattı. Halk Bankası eski genel müdür yardımcısını devlet töreni ile karşılamaları da yemeğin arkasından yenilen tatlı gibiydi. Abdüllatif Şener’in Meclis’te dile getirdiği gibi Erdoğan iki kere BOP eş başkanı olduğunu mikrofonlardan ifade etti. Eğer BOP diye bir şey varsa ve bu proje tamda birilerinin istediği gibi yürüyorsa AKP elbette korunup kollanmalı değil miydi?

İkinci nokta S-400 füzelerinin alımı ile ilgili yaşananlardı. Bende işin doğrusu Türkiye’nin Rusya’dan S-400’leri alması durumunda NATO’dan çıkması dahil pek çok seçeneğin masada olduğunu düşünenlerdendim. Nasıl düşünmeyelim ki, ABD Türkiye’yi çok ağır bir dille tehdit ediyor, Trump twitter hesabından bedel ödetmekten bahsediyordu. Ekonomik ambargo ile karşı karşıyaydık. Perşembenin geleceği çarşambadan belliydi. Ama öyle olmadı!! S-400’ler gelmeye başladı ve birden bire ABD Başkanı Trump Erdoğan’a hak verdi. Türkiye’yi anladığını ve Türkiye’yi S-400 almaya Obama dönemindeki yanlış tutum sebebi ile ABD’nin zorladığını söyledi. Sanki konu kapanmış gibi bir fotoğraf var karşımızda.

S-400’ler üzerinden Türkiye’nin çok büyük bir ekonomik ve siyasi kriz yaşayacağını düşünenler bir kez saha yanılmıştı.

Üçüncü büyük yanılgı ise dünya ekonomisinin gidişatında yaşandı. ABD uzunca bir süredir faizileri düşük tutarak piyasada para bolluğu oluşturup yatırımları teşvik ediyordu. Ama ABD Merkez Bankası (FED) faizleri kademeli artıracağını söyleyerek bu sürecin sonlanacağını açık bir dille ilan etti. Hatta faiz artırımını başlattı. Türkiye artık eskisi gibi yabancı sermaye bulamıyordu. AKP ekonomiyi yabancı sermayeye bağımlı hale getirmişti ve alternatifi yoktu. İşte tam AKP’nin köşeye sıkıştığı düşünülürken FED umulmadık bir şekilde düşük faiz politikasına geri dönüldüğünü açıkladı. Böylece yabancı sermayenin kaçmasının en önemli sebeplerinden biri ortadan kalkmış oldu. AKP’ye bir kere daha umulmadık bir yerden kurtarıcı bir el uzatılmış oldu. Tabiki FED’in faiz düşürme kararını Türkiye için aldığını kastetmiyorum ama çok iyi bir bonus olduğu kesin.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com