Akif Beki ‘İslamcı Dallas’ı tiye aldı: ‘Troliçe, dile düşmüş; Bebecan deme, lazım olur’

'Mahallenin ahlâkı, ahlâk fedâilerinden korunamamış. "Troliçe", dile düşmüş. Dedikoduların yaygınlığına şaşırdım dolayısıyla... Bir de Sisi'yle, Esad'la "ipleri koparma, lazım olur" diyen Japon atasözü çokça dolaşımda. "Bebecan deme, lazım olur" esprileri gırla gidiyor.'

KRONOS 22 Nisan 2023 GÜNDEM

Karar yazarı Akif Beki, bayramlaşma sohbetlerinde iktidar çevrelerinde ve muhafazakar mahallede yaşananların Dallas’a dizisine benzetildiğini hatta bazılarının “Dallas, bunların yanında mazbut aile dizisi kalır” diye tiraz ettiğini yazdı.

Sabah yazarı ve TRT Yönetim Kurulu üyesi Hilal Kaplan’ın evliliği ile ilgili tartışmalara “Troliçe”, dile düşmüş.’ ifadesiyle değinen Beki, ‘Aile yapımızı asıl, onu korumaya soyunanlardan kim koruyacak’ sorgulaması, almış yürümüş. İktidarın asıl, yeminli muhafızlarından kendisini nasıl koruyacağı gibi bir çelişki.’ ifadelerini kullandı.

Akif Beki şunları yazdı:

Bayramlaşma sohbetlerinde laf dönüp dolaşıp Dallas’a geliyor. Sizde de oluyor mu?

Hoşbeş arasında biri, “Dallas gibi olmuşlar” diyor. Diğeri itiraz ediyor; “Dallas, bunların yanında mazbut aile dizisi kalır”.

Tuhaf yanı, kimse de sormuyor; kim bunlar, ne Dallas’ı?

İsimlere, ince detaylara girmeden, kapalı konuşarak bile anlaşıyorlar. “Bu kadar kim kime, dum duma entrika Dallas’ta yok” demeleri yetiyor.

Müge Anlı şovlarındaki çarpık yakınlaşmalardan, Cihangir marjinallerinin sözüm ona dejenere ilişki durumlarından daha çapraşık, daha yoz geliyor insanlara.

“Troliçe”, dile düşmüş. Dedikoduların yaygınlığına şaşırdım dolayısıyla, şaşırmadım değil.

‘Aile yapımızı asıl, onu korumaya soyunanlardan kim koruyacak’ sorgulaması, almış yürümüş.

İktidarın asıl, yeminli muhafızlarından kendisini nasıl koruyacağıı gibi bir çelişki.

Mahallenin ahlâkı, ahlâk fedâilerinden korunamamış. İki yüzlü ahlakçılık sorunu yani. Ahlâk, ahlâklı olmak içindir ya; başkasına dayatıp ahlâkçılık taslamak için değil…

Bir de Sisi’yle, Esad’la “ipleri koparma, lazım olur” diyen Japon atasözü çokça dolaşımda.

“Bebecan deme, lazım olur” esprileri gırla gidiyor.

Mehmet Şimşek’in arkasından çalınmadık teneke mi bırakılmıştı! O gün yuhalatanlar, bugün rica minnetle Şimşek’e ip atıyor. Ya yarın Babacan’ın da geri dönüp kurtarmasına ihtiyaç duyarlarsa?

Yüz yüze baktırmayacak suçlamalar, yadırganıyordu muhabbetlerde. “Hain deme, lazım olur” takılmalarıyla.

Her neyse… Madem Dallas’a ilgi ve merak tekrar uyandı, yaşı yetmeyenlere bir hatırlatma.

Komünizmin sonunu, bir gün rejime gelen bir film kaseti başlatmıştı.

Pop grubu Eurythmics’ten Dave Stewart, Sovyetler’in son lideri Gorbaçov’dan aktarıyordu. 90’larda dinlemişti ondan.

Kapalı rejimin çözülmesinde Dallas dizisi, büyük rol oynamış meğer.

Bir el, Rusya’da bir VHS cihazını çalıştırıp diziyi korsan olarak yayınlamış. İzleyenler de ‘yani ABD’de insanlar böyle yaşıyor’ diye şaşalamış.

Dallas, işte o yarım saatte komünizmin çöküşünü, diğer her şeyden daha çok etkilemiş.

Amerikan pembe dizisiydi Dallas. 1978’den 91’e kadar sürmüştü. Bizde de efsaneydi. Ewing ailesinin petrol imparatorluğunu anlatıyordu. Kirli entrikalarıyla Ceyar karakteri, hâlâ unutulmaz. Popüler kültürde karaktersizlik ve ahlâkî çürümenin baş sembollerinden.

Büyülü, renkli dünyasıyla Sovyet vatandaşlarının da gözünü açacakmış; kim derdi!

Halbuki Sovyet halkı, devletleri sayesinde gül gibi geçinip giderken dışardakilerin süründüğünü sanıyordu.

Batılılar aç ve açıktaydı güya, sahipsizdi. Kendileri tarafından kurtarılmayı bekliyorlardı.

Pravda gazetesinin ‘gerçek’ diye çizdiği dünya, palavra çıkmasın mı!

Hiç de kendilerine anlatıldığı gibi olmadığını, diziyi izleyince anlayacaktı Ruslar.

Dallas, nereye girse bozuyor.

 

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram