ANKARA – Akademisyen Dr. Burak Bilgehan Özpek’in TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesindeki görevine rektörlük kararıyla son verildiğini duyurdu. Özpek, savunması bile alınmadan verilen karara tepki gösterdi.
Özpek, kendisine herhangi bir gerekçe gösterilmediğini, soruşturma süreci yürütülmediğini ve savunmasının alınmadığını belirtti. Özpek, Twitter paylaşımında, “TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi’ndeki görevime, 28 Şubat 2020 tarihinde, üniversite rektörü Güven Sak’ın imzasıyla son verilmiştir. Bu işlem için herhangi bir gerekçe gösterilmemiş, soruşturma yürütülmemiş, savunmam alınmamıştır.” ifadelerini kullandı.
“MÜNFERİT VE KEYFİ KARAR” YORUMU
Türkiye Cumhuriyeti kanunlarının hilafına bir eylemi olmadığını kaydeden Özpek şunları kaydetti: “Hakkımda bir kovuşturma veya savcılık soruşturması yoktur, olmamıştır. Yüz kızartıcı bir eylemim yoktur, olmamıştır. Akademik çalışmalarım üniversite kriterleri açısından tatmin edicidir. TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi ülkenin en iyi, en umut vadeden üniversitelerinden birisidir. Birçok çalışkan akademisyen, başarılı mezun ve pırıl pırıl öğrencinin mensubu olduğu, mütevelli heyetinin üzerine titrediği bir kurumdur. Benim üniversitemdir ve hep öyle kalacaktır. Umuyorum ki, üniversitemizin akademik kimliğine ve kalitesine halel getirebilecek, öğrencilerimizin diplomalarının değerini etkileyebilecek bu münferit ve keyfi karar bir şekilde ya Türkiye Cumhuriyeti mahkemeleri ya da mütevelli heyeti tarafından temyiz edilir.”
SOSYAL MEDYADA DESTEK MESAJLARI
Görevden uzaklaştırılan Burak Bilgehan Özpek’e pek çok akademisyen destek mesaj attı. Yüzlerce kişi Özpek’e geçmiş olsun dedi.
Eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, “Değerli bilim insanlarının siyasi kaygılarla işinden, öğrencilerinden, akademik çalışmalarından uzaklaştırılması, üniversitelerimizin bilimsel düzeyini aşağı çeken uygulamalardır. Umalım ki, bu yanlışlardan tez zamanda vazgeçilsin” mesajıyla Özpek’e destek verdi.
Barış akademisyenlerinden Halil İbrahim Yenigün de görevden almaya tepki göstererek şöyle dedi: “Türkiye’de akademisyen olmak kitap-makale için “tebrikler,” “hayırlı olsun” demekten ziyade türlü bahanelerle atıldığında karşılıklı “geçmiş olsun” demenin adı oldu. Geçmiş olsun hocam. Bizim imzamızın suç olduğunu iddia ettiler; tazminatımızı gaspettiler; bunu yapmazlarsa iyi.”
