İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 10 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırdığı ve adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verdiği Ahmet Altan, Silivri Cezaevi’nden çıktı. Aynı saatlerde Nazlı Ilıcak da Bakırköy Kadın Tutukevi’nden tahliye oldu.
23 Eylül 2016’dan bu yana tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi’nden tahliye edilen Altan’ı çok sayıda yakını ve arkadaşı karşıladı. Silivri Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndaki işlemlerinin ardından Altan, saat 23.00 sıralarında tahliye edildi. Ahmet Altan’ı kızı Sanem Altan, kardeşi Mehmet Altan ve yakınları karşıladı. Altan’ı karşılarında gören yakınları uzun süre birbirlerine sarıldı.
“YILLARIMIN KAYBOLMASINA İZİN VERMEDİM”
Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Ahmet Altan, “İlk tahliye kararımı duyduğumda biraz üzüntü hissettim. Öbür çocuklar tahliye olmadılar onlar için çok üzüldüm. İçeride binlerce masum adam var. Bu biraz üzücü tabii ki” şeklinde konuştu. Altan en çok gökyüzüne bakmayı özlediğini ifade etti.
Altan, “Yıllarım kaybolmadı. Yıllarımın kaybolmasına izin vermedim. Kitaplar yazdım. Yıllarımı o kadar kaybetmem ben” İfadelerini kullandı.
Davada hakkında beraat kararı verilen Mehmet Altan, ağabeyi Ahmet Altan’ın cezaevinden çıkışını beklerken Silivri Cezaevi önünde T24’e yaptığı açıklamada, “İnsanların özgürlüklerine kavuşması son derece mutlu eden bir gelişme. Özellikle kardeşiniz, özgürlüğe bu kadar uzun süreden sonra kavuşuyorsa bu insanı mutlu eden bir gelişme. Ama bu cezanın düzeleceğini, hukukun yerini bulacağını adaletin tecelli edeceğini düşünüyorum. Çünkü düşünce suçu gelişmiş ülkede olamaz. Hukuk devletinde olamaz. Ben de buradan 2018 Haziran’ın da beni bırakmışlardı. Kendi yaşadıklarımızı şimdi Ahmet Altan üzerinden yaşıyorum.” dedi.
Ahmet Altan’ın avukatı Figen Çalıkuşu da Elif Akgül’e yaptığı açıklamada, “3 yıl 1 ay 27 gün boyunca tek bir suç vardı: Düşünce.” sözlerini kullandı. Mahkeme kararında yer alan ifadelere tepki gösteren Çalıkuşu, “Eğer ki devletin içine sızan unsurlar tarafından darbe olacağı bu kadar bilinen bir dönem ise, bu dönemi çok ciddi sorgulamak lazım.” dedi.
Eski Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın’ın 2 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırılmasına göndermede bulunan Çalıkuşu sözlerine şöyle devam etti:
“Devlet bir gazeteci yazar ile vücut bulmaz. Devlet İstanbul Valisi’yle vücut bulabilir, devlet İstanbul Emniyet Müdürü ile vücut bulabilir. ‘Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme’ suçundan İstanbul Emniyet Müdürü ceza almıştır. Ama en asgari hadden ve iyi hal indirimi ile ceza almıştır. Bir darbe ortamının gerçekleşeceği biliyorsa sormak lazım:
Bu neden engellenmedi? Engellenmediyse de, bundan ötürü birtakım cezalar veriliyor ise mahkemeler arasında böyle ciddi savrulmalar olamaz. En alt sınırdan ceza verilebiliyorsa devletin görünen yüzüne; bir düşünce adamı 1138 gündür cezaevinde tutulmaması gerekir.”
NAZLI ILICAK: İNFAZ YASASI BİR AN ÖNCE ÇIKSIN
Adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verilen Nazlı Ilıcak da 1197 gün sonra Bakırköy Kadın Tutukevi’nden serbest bırakıldı.
İşlemlerinin tamamlanmasının ardından saat 23.00 sıralarında cezaevinden çıkan Nazlı Ilıcak’ı, oğlu Mehmet Ali Ilıcak ile ağabeyi Ömer Çavuşoğlu’nun aralarında bulunduğu yakınları karşıladı. Ilıcak çıkışta gözyaşlarına hakim olamadı.
Nazlı Ilıcak da tahliyesinin ardından, “Cezaevinde olanları Allah kurtarsın diyorum, lütfen onları unutturmayın olur mu? İnfaz Yasası bir an önce çıksın” dedi.
