BÜLENT CEYHAN
Türkiye’de 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasının 1 numaralı şüphelisi Reza Zarrab’ın ABD mahkemesinde rüşvet vererek serbest kaldığını itiraf etmesi gözleri Türkiye’deki yargı makamlarına çevirdi.
Zarrab’ı soruşturduğu gerekçesiyle polisler, hakimler ve savcılar tutuklanırken, soruşturma dosyasını kapatan savcı Ekrem Aydıner ve tahliye kararı veren İslam Çiçek terfi almıştı. Dosyanın kapatılmasının önünü açan ve soruştumanın tüm aşamalarını takip eden isim ise dönemin Başsavcısı Hadi Salihoğlu’ydu. Adliyede Reza Zarrab tarafından çuval dolusu parayla rüşvet dağıtıldığı iddiaları konuşuluyordu. Artık birinci ağızdan bu bilgi doğrulanmış oldu.
Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluk soruşturmasının sanığı Reza Zarrab, AKP’li 4 bakan çocuğuyla birlikte tutuklandıktan sonra siyasi iktidarın müdahalesiyle serbest bırakılmış ve aklanmıştı. Devleti milyarlarca dolar zarara uğrattığı belirtilen Reza Zarrab, 70 günlük tutukluluğunun ardından hayırsever ilan edilirken başta ‘polisin koyduğu’ iddia edilen rüşvet paralarını da ‘bana aittir’ diyerek faiziyle adliyeden almayı ihmal etmemişti.
İran asıllı işadamı Reza Zarrab ve dönemin AKP’li bakanları Muammer Güler, Egemen Bağış, Zafer Çağlayan, Erdoğan Bayraktar’ın da adının geçtiği soruşturma Başsavcı Vekili Zekeriya Öz’ün uhdesinde Cumhuriyet Savcısı Celal Kara ve Mehmet Yüzgeç’in sorumluğundaydı.
Savcı Celal Kara, dosyayla ilgili bilgilerin özellikle dönemin İçişleri Bakanı Güler’e sızdığını tespit edince 17 Aralık 2013 tarihinde operasyon için düğmeye basmıştı. Zarrab ile adamlarının yanısıra bakanların oğulları Salih Kaan Çağlayan, Abdullah Oğuz Bayraktar ve Barış Güler de gözaltına alınmıştı.
ERDOĞAN HÜKÜMETİ İSTEDİ HADİ SALİHOĞLU MÜDAHALE ETTİ
Çok sayıda rüşvet, yolsuzluk ve kara para aklama suçlarının işlendiğinin tespit edildiği soruşturma dosyasına AKP iktidarının müdahalesi gecikmedi. Kısa süre içerisinde soruşturmaya Başsavcı Hadi Salihoğlu tarafından savcı Ekrem Aydıner dahil edildi. Aydıner başlangıçta dosyadaki delilleri görünce tutuklama kararlarına Celal Kara ile birlikte imza atsa bile daha sonra kararlarından döndü. Yine Salihoğlu’nun müdahalesiyle Celal Kara’nın görevden el çektirilerek sürülmesiyle birlikte tek başına yetkili kılınan savcı Ekrem Aydıner, “kuvvetli deliller” gerekçesiyle tutuklama kararlarına imza attığı tüm şüphelilerin tahliyesini sağladı.
Reza Zarrab ve adamları 70 günlük tutukluluklarının ardından serbest bırakıldı. Tahliye kararlarının altında ise Sulh Ceza Hakimi İslam Çiçek’in imzası vardı. Hakim Çiçek Erdoğan hayranlığıyla biliniyordu. Hakim Çiçek, facebook sayfasından Recep Tayyip Erdoğan için “Allah UZUN ömür versin UZUN adam” paylaşımları yapmıştı.
Neticede Savcı Aydıner soruşturma dosyası davaya dönüşecekken “delil yetersizliği” gerekçesiyle takipsizlik kararı vererek dosyayı kapattı. Reza Zarrab hakkındaki yurtdışına çıkış yasağını da kaldırdı. Zarrab’ın ABD’ye gitmesinin de yolunu açmış oldu.
Soruşturma dosyasında imzası olan hakim ve savcılar sürülmekle ve ihraç edilmekle kalmadı. Haklarında darbe suçlamasıyla davalar açıldı. Emniyet teşkilatında ise binlerce polis sürgün edilirken bazı üst düzey emniyet mensupları da tutuklandı. Hükümetin isteği üzerine istifalarını veren bakanlar hakkında da fezlekeler hazırlandı. Ancak Meclis çoğunluğunu oluşturan AKP’liler bakanların yargılanmasına da izin vermedi.
SAVCI KARA, ZARRAB İÇİN 600 YILA KADAR HAPİS İSTEYECEKTİ
17 Aralık yolsuzluk, karapara ve rüşvet soruşturmasına bakan Cumhuriyet Savcısı Celal Kara iddianameyi tamamlamak üzereyken Başsavcı Hadi Salihoğlu tarafından görevden alındı. Kara büyük bölümünü bitirdiği ancak sonradan yok sayılan iddianamesinde Reza Zarrab için yaklaşık 600 yıla kadar hapis cezası isteyecekti. Ceza istemlerinin büyük kısmını bakanlara verdiği tespit edilen rüşvet suçu oluşturuyordu.
Hadi Salihoğlu kendisine Celal Kara’nın görevden alınıp Aydıner’in neden verildiği sorulduğunda, “Sorumluluk bana ait. Öyle tercih ettim. Aydıner daha önceden de tanıdığım güvendiğim biri” demişti. Hakkında disiplin soruşturması olduğu hatırlatıldığında da kendisine güvendiğini vurgulamaya devam etmişti.
