Yüksek minarede ‘Ciao Bella’ okunur…

KRONOS 22 Mayıs 2020 GÜNDEM

Akif Beki, Karar: Dünyaya şablonlarla bakan, sloganlarla düşünen kalabalıkları yönlendirmenin şaşmaz formülüdür: Semboller üstünden kışkırtarak istediğiniz tarafa sürüklersiniz. Bu hinliğin hemen her denemede tuttuğu da tecrübeyle sabit. Böyle tehlikeli provokasyon kimin aklına gelir derseniz… İstihbarat örgütlerinin psikolojik savaş birimlerinden başka kim olabilir! Yardımı dokunur belki, lafın burasında eski Özel Harp Dairesi Başkanı Org. Sabri Yirmibeşoğlu’na kulak vermekte yarar var. Ahir ömründe, 2010’da Haberürk’e şöyle bir ifşaatta bulunmuştu: “Eğer bir yerde halkı galeyana getirmek isterseniz, sizin saygın değerlerinize düşmanın küçültücü hareket yaptığını gösterirsiniz. Özel Harp’te bir kural vardır. Halkın mukavemetini arttırmak için, düşman yapmış gibi bazı değerlere sabotaj yapılır. Bir cami yakılır. Kıbrıs’ta cami yaktık biz mesela.”

Sevilay Yılman, Habertürk: Tam olarak kim ya da kimlerin organizasyonu ile yapılıyor bu alçaklık bilinmiyor henüz ama… Ben iyi tarafından bakmak ve “İnşallah birilerinin zevzekliğidir… İki üç şımarık gencin şuursuzluklarının bir tezahürüdür” diye düşünmek istiyorum. Çünkü öteki seçenek yani provokasyon seçeneği ürkütüyor beni. Çünkü ne zaman bu ülkede cami ya da diğer ibadethane merkezleri veya bayrak, heykel vs gibi dini, siyasi semboller üzerinden toplumu tahrik edici girişimler olmuşsa… O girişimlerin gelişimi ve sonucu hep korkunç olmuştur. O nedenle aman dikkat!

Orhan Kemal Cengiz, P24: Bir havlu neden bir türlü bu ülkeye demokrasi gelmediğini anlatabilir mi? Havlunun dili olsa anlatırdı. Kayseri’deki o havlu konuşabilse, bize “benim gibi on binlerce, yüz binlerce havlu var dünyada ama hiç birisi benim gördüklerime tanık omadı,” derdi. Bu konuşan, Kayseri’de linçe uğramaktan kıl payı kurtulan İranlı’nın havlusu. Üzerinde Britanya bayrağının desenleri var. Adam havluyu balkona asınca, etraftan gelen şikayetler üzerine gözaltına alındı. Bu havlu yüzünden Kayseri Valiliği birkaç defa açıklama yaptı. Bir “art niyeti olmadığı” anlaşılınca adamı bıraktılar. Nasıl bir art niyeti olabilirdi ki? Velev ki olsun; adam balkona Britanya bayrağı asarak kendince bir protestoda bulunsun veya bir şey demek istiyor olsun! Neden bir ülkenin insanları, başka bir ülkenin bayrağını görmekten bu kadar gocunurlar? Nasıl olur da bayrağa benzeyen bir havlu böylesine hezeyan yaratabilir? Neden insanlar bir başka ülkenin bayrağına benzeyen bir havlu karşısında kendilerini tehdit altında hissederler?

Cevher İlhan, Yeni Asya: Cumhurbaşkanı “muhalefet ve medya virüsleriyle hesaplaşacakları”nı söylüyor; Bahçeli “memleket masası” çağrısına bütün muhalefeti toptan aşağılayıcı salvolarla saldırıyor. Altı milyon oyla Türkiye’nin ve Meclis’in üçüncü partisi olarak Hazine’den on milyarlarca lira ödenen, Meclis Başkanvekilinin seçildiği HDP üzerinden tam bir soğuk savaş yürütülerek “millet ittifakı” bileşenlerinin birbirine düşürülmesi taktiği güdülüyor. Bu maksatla,“millet ittifakı” adaylarına oy veren milyonlarca seçmen rencide edilerek bunun üzerinden meşruiyet tartışması” çıkarılıp bu partiyle “millet ittifakı” içindeki bir partiyi çatıştırmakla “millet ittifakı”nın bozulması plânlanıyor.

Esfender Korkmaz, Yeni Çağ: Cumhurbaşkanımız “Ülkemizden yurt dışına döviz kaçıranlara asla merhametli olmayacağız ” diyor. Faizi düşük tutarsak dalgalı kur sistemi ve konvertibilite varken ve de spekülatif kar beklentisi varsa; elbette herkes, ucuz TL alır dolara çevirir. Dışarıda veya içeride kullanır. 32 sayılı kararın 4 maddesi ”Yurda döviz ithali ve yurttan döviz ihracı serbesttir” diyor. Bu şartlarda döviz kaçırma olur mu? Yapılması gereken iktisat politikalarını, kur ve faiz politikasını ve konvertibilite’yi spekülasyonu önleyecek şekilde yeniden düzenlemektir. CHP’de, ”İMF’ ortaklığından çekilmeli’ diyor. Aman Allah’ım! İMF bir fondur. Dünyada resmen tanınan 193 ülke var. Bunların 189’u İMF’ye üyedir. Biz de 20 sırada yüzde 1 kota ile İMF ortağıyız. Üstelik kotamız artsın diye uğraştık. İMF ve Dünya Bankası dünya para sisteminin ikiz yürütücüleridir.

Yalçın Karatepe, Birgün: Kurlar mı yükseliyor, hemen “dış güçler” dersiniz konu kapanır. Önce rahip meselesi filan dersiniz. Zaman geçer ama baktınız kapanmıyor, hemen birkaç yabancı bankaya TL ile işlem yapma yasağı getirirsiniz. Fakat yurtdışında işler karışınca anında geri adım atarsınız ama olsun. Sonuçta “dış güçlerin” yaptıklarını gösterdiniz. Bir sonraki “kur saldırısında” kimi işaret edecekler merakla bekliyorum. Bir taraftan dış güçleri döviz piyasasında olup bitenden sorumlu tutarken diğer taraftan onlardan “swap” işlemi üzerinden döviz bulmaya çalıştığınızı da açıklarsınız. Gerçi o girişimler şimdiye kadar karşılık bulmadı ama olsun. Sonuçta Katar ile yaptık. Ne güzel.

Günün öne çıkan yorumları Kronos Podcast yayınında:
https://soundcloud.com/user-436877268/220520-kp

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram