Yargıtay Başkanı’ndan ‘Gülşen’ yanıtı: ‘Hatalı karar üzerinden yıpratmak yanlış’

2022-2023 Adli Yıl Açılış Töreni'nde konuşan Yargıtay Başkanı Akarca, müzisyen Gülşen’in tutuklanmasıyla ilgili eleştirilere "Eleştirilerin insaf ve vicdan ölçüleri içinde olması gerekir. Hatalı bir karar üzerinden tüm yargı sisteminin hedef alınarak yıpratılması doğru değildir” yanıtını verdi.

KRONOS 01 Eylül 2022 GÜNDEM

Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca

Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca, Yargıtay’ın yeni binasındaki 2022-2023 Adli Yıl Açılış Töreni’nde konuştu. Hâkimlere ve yargı sistemine yönelik eleştirilerin temel bir hak olan ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu ancak iftira edilmemesi, aşağılama ya da gerçeklerin çarpıtılmaması gerektiğini belirten Akarca “Yargısal kararların eleştirilmesi doğaldır. Ancak, eleştirilerin insaf ve vicdan ölçüleri içinde mantıklı ve hukuki olması gerekir. Hatalı bir karar üzerinden tüm yargı sisteminin hedef alınarak yıpratılması doğru değildir” dedi.

‘KARAR VERMEK HAKİMİN GÖREVİ’

Asuman Aranca’nın T24’te yayımlanan haberine göre; Akarca konuşmasına şöyle devam etti: “Karar vermek hâkimin anayasal görevi olup, kimseye devredilemez. Hakimlere tavsiye ve telkinde bulunulamaz. Karar verme yetkisi kamuoyuna ait olsaydı, mahkemelere gerek kalmazdı. Hüküm kesinleşinceye kadar yargısal haberlere yorum katılmamalıdır. Aksi takdirde, verilen karar ne kadar doğru olursa olsun kamuoyunda yargıya olan güven zedelenmektedir. Bilinçli veya bilinçsiz şekilde kamuoyu oluşturmaya yönelik bu tür faaliyetler karşısında vatandaşlarımızı dikkatli ve uyanık olmaya davet ediyorum.”

‘YENİ ANAYASA’YA İHTİYAÇ VAR’

Konuşmasının devamında Türkiye’nin yeni bir Anayasa ihtiyacının olduğunu kaydeden Akarca, şunları söyledi: “İki yüzyılı aşkın anayasacılık anlayışının insanlığa öğrettiği gerçeklere sırtımızı dönemeyiz. Kuvvetler ayrılığı ilkesi demokrasinin, insan haklarının ve Anayasanın teminatı olup, yargı organı da dahil olmak üzere devlet organları arasında işlevsel bir denge ve kontrol mekanizmasının varlığını gerektirir.

Bu nedenle yargı bağımsızlığı yeni anayasanın en karakteristik özelliği olarak ön plana çıkmalı ve daha teminatlı olması nedeniyle yüksek mahkemelerin yargı yönetimindeki rolleri güçlendirilmelidir. Bu yaklaşım, yüksek mahkemelerin liderlik ve eğitici olma işlevi ile tam bir tutarlılık içindedir. Yeni anayasa hazırlanırken Hâkimler ve Savcılar Kurulunun yapısı da gözden geçirilmeli, yasama ve yürütme organlarının etkilerine karşı yargı bağımsızlığını teminat altına alan mekanizmalar ve usuller genişletilerek açıkça düzenlenmelidir. Yargıtay, bu konuda yapılacak çalışmalara gerekli desteği sağlamaya hazırdır.”


 

‘ÖN KOŞUL YARGI BAĞIMSIZLIĞIDIR’

Akarca, konuşmasında hukukun temel işlevinin toplumsal barış ve düzeni sağlamak olduğunu, hukuk devleti olmanın ön koşulunun ise yargı bağımsızlığından geçtiğini ifade ederek özetle şunları söyledi:

“Siyaset ve bürokrasinin devam eden yargılama süreçlerine ilişkin yorumları, yargı bağımsızlığının ve tarafsızlığının zedelenmesine, yargı otoritesinin zayıflamasına, masumiyet ilkesi ile lekelenmeme hakkının ihlaline yol açmaktadır.

Yargı bağımsızlığının temelinde yasama ve yürütmeye karşı bağımsız olma fikri yer almakla birlikte, günümüzde bunun dışındaki olgular da öne çıkmaktadır. Hızla gelişen dünyada, ortaya çıkan yeni suç ve dava tiplerine ilişkin kararların önem ve çeşitliliği nedeniyle bu kararlardan etkilenenlerin farklı yöntemlerle kamuoyu oluşturdukları ve bu suretle yargı mensuplarını etkilemeye çalıştıkları görülmektedir.”

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com