Mustafa Yeneroğlu, Adalet Bakanlığı verilerine dayanarak Türkiye'de yapılan "terör" soruşturmalarına ilişkin vahim tabloyu açıkladı. Verilere göre 2016-2021 yılları arasında toplam 1 milyon 768 bin 530 adet "terör" soruşturması başlatıldı.
Türkiye’de özellikle 15 Temmuz darbe girişiminden sonra çok sayıda kişi “terör” soruşturmasına maruz kaldı, gözaltına alındı, tutuklandı ya da hakkında hiçbir soruşturma olmadan dahi kamu görevlerinden uzaklaştırıldı, ihraç edildi…
DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu, Dünya Demokrasi Günü vesilesiyle Türkiye’de yapılan “terör” soruşturmalarına ilişkin vahim tabloyu açıkladı.
Buna göre 2016-2021 yılları arasında toplam 1 milyon 768 bin 530 adet “terör” soruşturması başlatıldı. Bu rakamlar iki büyükşehir nüfusundan çok daha fazla.
2021 yılı içerisinde TCK’nın 314. maddesi kapsamındaki “silahlı terör örgütü” iddiasıyla başlatılan soruşturma sayısı 191 bin 964 oldu.
BU TABLO DAHA VAHİM HALE GELECEK’
Mustafa Yeneroğlu, Adalet Bakanlığı’nın paylaştığı ‘Adalet İstatistikleri 2021’ istatistiklerine yansıyan “silahlı terör örgütü üyeliği” soruşturmalarına ilişkin verileri değerlendirdi.
Türkiye’nin demokrasiyi kaybettiğini belirten Yeneroğlu, “Bu istatistikler, 15 Temmuz darbe teşebbüsünden sonra silahlı terör örgütü yargılamalarının çok büyük bir ekseriyetinin ne kadar hukuksuz olduğunun ve bu yargılamaların toplum üzerinde ceza tehdidi olarak nasıl kullanıldığının en bariz göstergesidir. Nitekim gerçekte TCK anlamında suç oluşturmayan eylemler nedeniyle yani suç işleme kastı olmayan ve suç olarak değerlendirilebilecek herhangi bir eylemi olmayan sayısız insanın yargılanması dolayısıyla söz konusu soruşturma sayıları 2 milyona yaklaşmıştır. 2022 sayıları ile birlikte bu tablo daha da vahim hale gelecektir” ifadelerini kullandı.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
‘BU DELİLİĞİ HUKUK DEVLETİ KALDIRAMAZ’
Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi’ni de eleştiren Yeneroğlu, şu değerlendirmeleri yaptı:
“Bu nedenlerle yargı mercileri de hukuksuz uygulamaları sürdürmeye devam etmektedir. Son yıllarda çıkan AİHM kararları da ülkemizde yapılan yargılamaların hukuktan ne kadar uzak olduğunu göstermektedir.
Siyasi nefretle yargı üzerinde oluşturulan baskı nedeniyle hukuk devletine verilen en ciddi zararlardan biri de ne yazık ki ceza yargılamalarında yaşanmaktadır. Oysa suç örgütleri ile mücadele ancak hukuk zemininde kalarak, adaleti sağlayarak ve insanları hakkaniyetli mücadele esaslarına ve yöntemlerine ikna ederek olur.
İki milyona yakın insanın, yani Kocaeli, Gaziantep veya Şanlıurfa nüfusuna yakın sayıda olan bu mesnetsiz soruşturmalara son verilmeli. Hukuka dönülmesi ve haksız şekilde yargılanan kişiler hakkında çözüm yolları geliştirilmesi hukuki ve vicdani bir zorunluluk teşkil etmektedir. Milyonlarca insanın hayatını cehenneme çeviren, inat ve ısrarla sürdürülen bu akıl tutulmasını, bu deliliği bir hukuk devleti kaldıramaz.”
