‘Tutuklu muhalif liderlerle cezaevinde pazarlık yapmak mide bulandırıcı’

Belarus Devlet Başkanı Lukaşenko'nun kendi tutuklattığı muhalif liderleri cezaevinde ziyareti ülkede infial yarattı: Devlet başkanı  ile muhalefetin bazı kesimleri arasındaki buluşma yeterince mide bulandırıcı. Rehin alınmış insanları kendi propagandası için kullanması görülmemiş bir alçaklık.

ALİN OZİNİAN 21 Ekim 2020 HABER ANALİZ

Belarus'ta şaibeli seçim sonrası ülkeyi terk eden muhalefetin adayı Svetlana Tikhanovskayanın da katılımıyla Litvanyanın başkenti Vilbiusta toplanan kadınlar, yaptıkları yürüyüşle Lukaşenkoyu protesto ettiler.

Dünya, Kafkaslar’da Azerbaycan- Ermenistan gerilimine odaklanmışken, eski SSCB coğrafyasında Belarus’da da sular durulmuyor. 9 Ağustos’ta gerçekleştirilen Devlet Başkanlığı seçimlerinin ardından bu ülkede patlak veren hükümet karşıtı protestolar 70 günü geride bıraktı.

Seçim sonucu göreve gelen ama muhalefetin kabul etmediği devlet başkanı Lukaşenko’nun seçimlerdeki rakibi Svetlana Tikhanovskaya güvenlik gerekçesiyle sığındığı Litvanya’dan, Lukaşenko’ya 25 Ekim tarihine kadar görevi bırakması çağrısında bulundu. Geçen pazar, başkent Minsk’te 10 binlerce kişi, sert tehditlere rağmen Lukaşenko karşıtı eylemler için yine sokağa çıktı.

Rus Interfax haber ajansına göre son protestolara katılım 30 bini geçti, 2 ay süresince ülkeden çıkamayan tüm muhalefet liderleri ve 13 binden fazla gösterici gözaltına alındı. Rusya ülkeye sert müdahalelerden kaçınırken, Avrupa Birliği, Belarus’ta durumun düzelmemesi halinde Lukaşenko’ya karşı yaptırımlara hazır olduklarını bildirdi.

Tikhanovskaya, Lukaşenko’nun görevi bırakmaması durumunda protestoların şiddetinin artacağını ve ülkede genel grev ilan edileceğini “tehditkar” bir şekilde dile getirse de, Belarus liderinin koltuğunu bırakmayacağı aşikar. Rusya için çok özel bir konumu olan Belarus’ta olaylar daha karıştığında Putin’in nasıl tepki vereceği ise hala soru işareti.

Belarus’taki şaibeli seçimlerden sonra muhalif liderler tehdit altında.

KADINLAR İTİCİ GÜÇ

Uluslararası Güvenlikte Kadınlar (WIIS) Belarus ağı üyesi ve araştırmacı Alina Baihuzhakava, Belarus halkının geri dönüşü olmayan bir noktaya ulaştığını ve insanların artık bu liderden kurtulmayı arzuladıklarını belirtiyor. Baihuzhakava’ya göre ülkede ilkler yaşanıyor, sadece Minsk değil, tüm şehirleri, kasabaları ve hatta köyler bu amaç için birleştiriyor, protestolara ve grevlere katılıyor.


Bu haberler de ilginizi çekebilir: 

d ‘Tutuklu muhalif liderlerle cezaevinde pazarlık yapmak mide bulandırıcı’

d ‘Tutuklu muhalif liderlerle cezaevinde pazarlık yapmak mide bulandırıcı’

d ‘Tutuklu muhalif liderlerle cezaevinde pazarlık yapmak mide bulandırıcı’

 

Araştırmacı, “Protestolar, Ukrayna’da olduğu gibi AB’ye yönelik siyasi yönelimi değiştirmekle ilgili değil. Ne Rus karşıtı ne de Rusya yanlısı. Göstericiler kitlesel gösterileri değil, şiddet ve siyasi baskılar nedeniyle protestolara katıldı.” derken protestolardaki kadın varlığının da altını çiziyor.

“Muhalefet seçim kampanyasının başında yer alan 3 kadın ve şimdi Koordinasyon Konseyi’ne liderlik eden kadınların yanı sıra, kadın protestocular Belarus ayaklanmasında kilit rol oynadılar. Tutuklanan ve şiddete maruz kalan kadınların çoğu aslında erkekleri protesto ederken, saldırıya uğradı.”

LUKAŞENKO VE GÖSTERİCİLER ARASINDA MÜZAKERE MÜMKÜN DEĞİL

Kronos’a konuşan, Bölgesel Çalışmalar Merkezi’nin (RSC) Direktörü, Amerikalı bölge uzmanı, Richard Giragosian, süren protestoların ardından, Lukaşenko ve göstericiler arasında artık uzlaşmanın imkansız olduğunu düşünüyor. Belarus’daki kitlesel tutuklamalar ve göstericilere karşı her zamankinden daha acımasız ve keyfi baskılarla artık “dönülemez bir noktaya” gelindiğinin altını çiziyor.

Lukaşenko ve göstericiler arasında artık hiçbir müzakerenin mümkün olmadığını söyleyen Giragosian, Ermenistan’daki 2018 Kadife Devrimi ile hükümetin devrilmesine neden olan halk protestoları ve Belarustaki olaylar arasında paralellikler görüyor. Tikhanovskaya’nın lideri olmayan protestoların “ağırlık merkezi” olduğu taktirde başarıya ulaşabileceğini vurgulayan Giragosian, “Belarus halkı aynı 2018’de Ermenistanlılar gibi, yönetici elitin küstahlığına dayanamadılar. Halkın öfkesi tetiklendi ve “ulusal bir uyanış” ateşlendi. Cumhurbaşkanı Sarkisyan’ın başbakan olarak iktidarda kalmaya çalışmasındaki küstahlığı ve Lukaşenko’nun 26 yıllık iktidarın ardından korkunç bir şekilde tahrif edilmiş seçimler ile yeniden seçilmesi benzediği gibi, halkın tepkisi de oldukça benzer.” diyor.

Belarus Devlet Başkanı Lukaşenko şaibeli seçim zaferinin ardından destek için Rusya lideri Putin’i ziyaret etmişti.

Giragosian’a göre iki ülke arasında farklar da mevcut. Ermenistan’daki sivil itaatsizlik eylemlerinin şiddetsiz ve az göz altı ile yaşanmasına karşı, Belarus’da güvenlik güçlerinin barışçıl protestoculara sert ve istismarcı tepkisi, amansız bir tezatla öne çıkıyor. Ancak her iki ülkede de, halk kendi gücünün farkına varmanın yanı sıra, korku ve baskıya dayalı bir siyasi sistemin zayıflığını ve kırılganlığını da hissetmiş durumda.

Belarus’daki sokak eylemlerinin gücü bir çokları tarafından kabul edilirken, bölge ülkelerindeki son siyasi protestolar düşünüldüğünde, eylemlerin tarzı Ukrayna’dakilerden farklı olduğu ve Ermenistan’a benzediği vurgulanıyor.

Araştırmacı Baihuzhakava, Belaruslular’ın barışçıl mücadele için yeni araçlar bulduklarını ve Ukrayna’daki yöntemlerle aynı sonuçtan kaçındıklarını belirtiyor.”

RUSYA LUKAŞENKO’DAN KURTULMAK İSTİYOR

Lukaşenko ile Rusya’nın ilişkileri de yine bu dönem oldukça yakından takip ediliyor. Kronos’a konuşan bölge analisti, Kerim Has, Rusya’nın şu an Belarus’taki siyasetinin “yumuşak geçişle” Lukaşenko’dan kurtulmak olduğunu belirtiyor. Lukaşenko’nun yıprandığının, iktidar süresinin Belarus toplumunda sabır sınırlarını zorladığının ve desteğinin hayli azaldığının Moskova tarafından da fark edildiği görüşünde.

Moskova’da yaşayan Has, tam da bu yüzden, “anayasa reformu” gibi bir çeşit zaman kazanma stratejisiyle bu geçiş sürecinin 1-2 yıla yayılmasının ve böylelikle Lukaşenko’dan kurtulurken yerine Rusya yanlısı güçlü siyasi figürlerin hazırlanması veya bu tarz mevcut figürlerin siyasal arenada güçlendirilmesinin hedeflendiğini düşünüyor.

“Lukaşenko’nun dışında şu an Belarus’ta Moskova’nın bu rahatlıkta çalışabileceği alternatif güçlü bir siyasi lider yok. Lukaşenko zaman zaman Moskova’yı yorsa da yine de halihazırda Lukaşenko’nun güçlü siyasi rakipleri Lukaşenko kadar Rusya’nın sözünü dinleyebilecek isimler değil. Ayrıca bu isimler şu an zaten ya tutuklu ya da zorla yurtdışına gönderildiler. Bu yüzden de şu aşamada Kremlin ile Lukaşenko arasında “karşılıklı bir mahkûmiyet” söz konusu.” diyen Has, Belarus’ta yeni siyasilerin “ortaya çıkabileceği” şansının da altınız çiziyor.

“ALTERNATİF” SİYASİLER

Ancak “anayasa reformu” denilen dönemde mevcut sisteme paralel olarak daha önce gördüğümüz siyasi yüzlerin, alternatif liderler gibi, tekrar ortaya atılması ve Rusya ile iyi ilişkiler sağlamak şartı ile göreve getirilmesi de konuşulan olasılıklar arasında.

Has, “Yeni yüzlerin sanki Lukaşenko’ya alternatifmiş gibi parlatılması mümkün olduğu gibi yine Rusya’nın yönlendirmesiyle bazı “siyasi tutuklular” da cezaevinden salınıp bu dönemde Lukaşenko’nun yerine hazırlanabileceği” görüşünde.

CEZAEVİNDEKİ TARTIŞMALI BULUŞMA

Lukaşenko, geçen hafta tutuklu bulunan muhalefet temsilcileriyle cezaevinde buluştu. Belarus medyasındaki haberlere göre, Lukaşenko anayasa reformu için destek arayışında. Görüştüğü bazı muhaliflerin ertesi gün serbest bırakılması oldukça kafa karıştırıcıydı, çünkü buna paralel olarak protestolara daha önce olmadığı kadar sert şekilde bastırıldı. Bu “cezaevi buluşmasının” ardından yabancı basında oldukça farklı yorumlar yapıldı. Lukaşenko, yeni bir diyaloğun başlangıcının temellerini mi atıyordu, yoksa bu danışıklı bir dövüş müydü?

Novaya Gazeta’nın Belarus muhabiri Irina Chalip buluşmayı olumlu bulanlardan. Chaplin, bu buluşmanın teslimiyetin ilk işareti olduğunu, Lukaşenko’nun yavaş yavaş dize geldiğini belirtiyor.

“Öncelikle, Lukaşenko, farklı biçimlerde ve farklı amaçlarla da olsa, hem Batıdan hem Doğudan baskı görüyor. Kimse artık böyle bir müttefik istemiyor. Dahası, artık yalanlar işe yaramıyor. Lukaşenko’nun seçimi kazandığı, cezaevinde olanların suçlu olduğu ya da kitlelerin onu desteklediği yalanlarına inanan kimse yok. Akıllı telefon çağında yalan söylemek giderek zorlaşıyor.”

Ejednevni Jurnal’in genel yayın yönetmeni Alexander Ryklin ise bu “tiyatrolara” daha fazla dayanamayanlardan. Lukaşenko’nun pervasızlığından tiksinmeye başladığını belirten Rykin, “’Devlet başkanı  ile muhalefetin bazı kesimleri arasındaki buluşma yeterince mide bulandırıcı. Rehin alınmış insanları kendi propagandası için kullanması görülmemiş bir alçaklık. Bu insanlar bu koşullarda kendi istekleriyle mi yoksa bir zorba zoruyla mu bu yuvarlak bir masaya oturdu, bilmiyoruz. Lukaşenko’nun, ya da Moskova’daki “vasisinin” düşüncesi çok açık: Bütün dünyaya ve kendi halkına müzakereye ve değişime hazır olduğu mesajını vermek.”

ÖNE ÇIKAN İSİM BABARİKO OLABİLİR

Kerim Has, “cezaevi buluşma” adımlarının akabinde Rusya’yla da belli ölçüde yakın diyalogu olan, Belgazprombank’ın eski tepe yöneticisi Viktor Babariko’nun öne çıkabileceğini düşünüyor.

Lukaşenko’nun seçim öncesi bizzat kendisinin tutuklattığı bir isim Babariko, o dönem Lukaşenko’nun en güçlü siyasi rakibiydi. “Lukaşenko’nun geçen gün Babariko ve diğer siyasi tutuklularla KGB cezaevinde “oldukça tuhaf” bir formatta buluşup ülkedeki anayasa reformu çalışmalarını konuşması başlı başına zaten absürt ama bu tuhaf diyalog  söz konusu “yumuşak geçiş” sürecinin ilk adımı olarak değerlendirilebilir.” diyen Has,  “belli prensipler” üzerinde anlaşıldığı takdirde, yakında Babariko da özgürlüğüne kavuşabileceğini vurguluyor.

BELARUS RUSYA İÇİN ÖZEL

Giragosian, Belarus’da sivil protestoların ivmesi ve kritik değişim talebinin korku veya tereddütleri geride bırakarak, görevdeki rejimi yanıt vermeye ve kendini savunma pozisyona ittiğini söylüyor.

“Protestoların artık pasifleşmesi söz konusu değil. Fakat burada Belarus dışında olanların anlaması gereken önemli bir nokta var, hem Ermenistan hem de Belarus’da huzursuzluğun itici gücü, iç meselelerdi. Buradaki baş kaldırış bir demokratikleşme arzusu ise hayat buluyor. Olu biteni  Rusya ile Batı arasındaki herhangi bir stratejik çekişme veya halkın hangisini seçeceği konusuna indirgemek yanlış” diyen Giragosian’a göre, iki ülkede de yaşanan şey enerjisini içeriden alan bir halk hareketi.

Belarus Muhalefet lideri Svetlana Tikhanovskaya, Almanyanın başkenti Berlin’de bir dizi temasta bulundu.

“Bu önemli ayrımı yaptıktan sonra, ister Moskova’dan ister Brüksel’den dış “etkinin” olması normal ama bu dinamiğin kaynağını anlamak önemli. Lukaşenko için bu dramın sonu ancak Rusya’nın desteği ile gelebilir. Fakat Rusya belli ki sert müdahale taraftarı değil ve Lukaşenko’nun siyasi hayatının çok uzun olmayacağının farkında.”

AB YAPTIRIMLARI

Belarus, gerçekten Rusya için özel bir öneme sahip, Rusya’nın bölgede liderliğini yaptığı tüm uluslararası oluşumların üyesi. Bunların en önemlileri, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü ve Avrasya Ekonomik Birliği. İki ülke arasında oldukça derin etnik, tarihi ve kültürel bağların yanı sıra büyük Belarus’un Rusya’ya çok kritik bir ekonomik bağımlılığı var.

Kerim Has, Belarus’un bu denli önemli olması sebebi ile Moskova için diğer Bağımsız Devletler Topluluğu üyelerinden hayli ayrıştığını ve  kendi “arka bahçesinden” Batı’ya kaptırabileceği veya kaptırmamak için elinden geleni yapacağı “son lokma” olduğunu belirtiyor.

“Rusya’nın Belarus’taki siyasete müdahil olma durumundan ziyade bu ülkedeki siyasetin ana belirleyicisi olduğu rahatlıkla söylenebilir. Öte yandan, AB’nin Belarus’a yaptırımları haddizatında ne ülkedeki siyasi denklemi ne de ekonomik durumu değiştirebilecek ölçüde. Hepi topu 40 civarında Belaruslu yetkiliye mal varlıklarının dondurulması, vize kısıtlaması gibi bireysel yaptırımlar uygulama kararı alındı. İçlerinde Lukaşenko’nun kendisi bile yok. “ diyen Has, bu yaptırımların Belarus’taki siyasetin seyrine ciddi fiili bir etkisi olacağını zannetmiyor.


Bu haberler de ilginizi çekebilir: 

d ‘Tutuklu muhalif liderlerle cezaevinde pazarlık yapmak mide bulandırıcı’

d ‘Tutuklu muhalif liderlerle cezaevinde pazarlık yapmak mide bulandırıcı’

 

Has gibi bir çok bölge uzmanı da, AB yaptırımlarının Lukaşenko yönetimine psikolojik baskı oluşturabileceğini ancak protestoların AB’nin bu baskısından daha hızlı ve etkili sonuç verebileceğini düşünüyor.

Giragosian da bu konuda Has ile hemfikir, Rusya’nın Belarus üzerinde hala en çok etki kurabilecek olduğunu belirten uzman, ne olursa olsun sokaktaki eylemlerin Moskova’nın duruşunu da değiştirebileceğini, şu anda oyuna yön verenin halk hareketi olduğunu düşünüyor.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram