Suikast sanıkları: ‘Erdoğan beni tebrik etti; Erdoğan’la haftada 2-3 kez yemek yerdim’

Hablemitoğlu suikastı davasında savunma yapan 1 numaralık sanık emekli albay Levent Göktaş, "Erdoğan’la haftada 2-3 kez yemek yerdim. Talebim olsa ona söylerdim.' dedi. Sanık Bozkır ise 'Erdoğan Kiev’i ziyaret ettiğinde beni bizzat takdir ve tebrik etti.' iddiasında bulundu.

KRONOS 16 Şubat 2023 GÜNDEM

Hablemitioğlu cinayetinde adı geçen Levent Göktaş, Nuri Bozkır ve Binbaşı Fikret Emek.

Akademisyen-Yazar Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu suikastına ilişkin Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın dünkü celsesinde MİT tarafından Ukrayna’dan yasa dışı yollarla Türkiye’ye getirilen sanık Gökhan Nuri Bozkır çarpıcı iddialar gündeme getirdi.

Bozkır, “2018 Şubat’ında Cumhurbaşkanı Erdoğan Kiev’i ziyaret ettiğinde beni bizzat takdir ve tebrik etti. Ankara’da katıldığımız düğünde Emine Erdoğan’la birlikte oğluma hediye verdi. Dosyaya sunarım, ama davayla ilgisi yok.” dedi.

Gazeteci Müyesser Yıldız’ın haberine göre davanın 1 numaralı sanığı emekli Albay Levent Göktaş savunmasında en önemli delil olarak sunulan HTS kayıtlarının hatalı, uydurma ve nereden alındığı bilinmeyen kayıtlar olduğunu vurguladı.

Gökhan Nuri Bozkır’ın beyanlarını “yalan, kurgu ve iftiradan ibaret senaryo” diye nitelendiren Göktaş, Hablemitoğlu’nu gerçekten tanımadığını tekrarladı. Levent Göktaş şöyle konuştu:

“Necip Hablemitoğlu öldürülmeden birkaç gün önce bir arkadaşımın bürosunda toplantı yaptığımızı söylüyor. Toplantıya katıldığını öne sürdüğü Hakan Büyükçulha kendisinin tim komutanıydı ve o tarihte Azerbaycan’da görevdeydi. Gökhan Nuri Bozkır’ın bunu bilmemesi mümkün değil, ama sürekli herkesi karaladığı ve yalan söylediği için bu ayrıntıyı unutmuştur.”

“Tetikçi” olmakla suçlanan Tarkan Mumcuoğlu’nu Kazakistan’a gönderme yetkisi olmadığını, bu seçimi Özel Kuvvetler Komutanı’nın yaptığını, bir görevlinin izinsiz gelmesinin ÖKK’da 70 yılda görülmediğini vurgulayan Göktaş, “Çok fazla tanımadığım, hatta benimle çalışmayan bir Türk subayının benimle ilgisi olmayan bir cinayetle ilişkilendirilmesi kabul edilemez.” dedi.

Göktaş, MİT Müsteşarı olmak istediği iddialarıyla ilgili de şunları anlattı:

“Hiçbir zaman MİT Müsteşarı olmayı istemedim, bunun için hiçbir makama müracaat etmedim. Sadece Emre Taner MİT Müsteşarı’yken kardeşi MİT’te daire başkanıydı; o birlikte çalışma teklif etti.”

“17 Aralık 2002’de Şeb-i Aruz törenlerinde özgeçmişimi Sayın Abdullah Gül’e vermek istedim, ama hava muhalefeti nedeniyle tören yapılmayınca bu gerçekleşmedi; bir daha da konu gündeme gelmedi.”

“Ama basın ne zaman, ‘Hakan Fidan bakan oluyor.’ diye yazsa beraberinde benim adımı gündeme getirdi. Ben seçimlerden önce Sayın Recep Tayyip Erdoğan’la haftada 2-3 kez yemek yerdim. Talebim olsa ona söylerdim. Kaldı ki, Sayın Erdoğan bir talebim olup olmadığını sorduğunda teşekkür ettim. Merhum Necip Hablemitoğlu’nun MİT Müsteşarı olmak istediğini de iddianameden öğrendim.”

Levent Göktaş, Enver Altaylı’yı  2015’te tanıdığını belirterek şunları anlattı:

“Enver Altaylı, 1999-2005 arasında görev yaptığım ÖKK’ya benimle görüşmek için gelmedi. Velev ki, gelse ne fark eder; ama gelmedi. Tanışmış olsak en azından sosyal anlamda telefon görüşmemiz veya mesajlaşmamız olur. Cezaevinden çıktıktan sonra trafik denetleme sistemiyle ilgili bir şirket kurdum. Belediyelerle görüşmeye başladım. Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin de bu sistemi kurmak istediğini öğrenince Başkan’a ulaşmak istedim, ama ulaşamadım. Merhum Erol Olçok belediyenin işlerini yapıyormuş; ona ulaşmaya çalıştım, ulaşamadım. Enver Altaylı ile samimi olduğu bilgisi gelince, Furkan Torlak’tan beni Enver Altaylı ile tanıştırmasını istedim. Nihayet 2015’te tanıştık, 30 dakika görüştük, konuyu söyleyip ricacı oldum. Birkaç ay sonra Olçok’un bürosunda birlikte toplantı yaptık. Projeyi anlattım, çok ilgilendi. Çerkezmiş, benim de Çerkez olduğumu öğrenince memnun oldu. Ama 15 Temmuz’da oğluyla birlikte şehit olunca iş kapandı.”

Enver Altaylı da Levent Göktaş’la görüştüğü tarihe dair sorguda Savcı’nın kendisini yanılttığını öne sürüp, “Bir savcı yalan söylemez.” diyerek önce şöyle konuştu:

“Levent Göktaş bana göre vatansever, kahraman bir Türk evladıdır. Babasından dolayı ailem onun ailesini tanıyordu. Ama ben kendisiyle hiç görüşmemiştim. Ayrıca bir kahramanla görüşsem ne olur? 80 yaşındayım, ne zaman görüştüğümüzü Levent Albay’ım anlatınca hatırladım. Bu davadakilerden sadece Mustafa Özcan’ı tanırım. Tanıştıran da Süleyman Demirel’dir.”

 


 

Altaylı ardından şunları sordu:

“Biri cinayetten sonra, ‘Ben ihaleye gireceğim, ihaleyi kazanırsam paranı vereceğim.’ der mi? Hangi kiralık katil bunu kabul eder? Cinayet tarihinde böyle bir şey var mı? Sizinle aramızda para alışverişi oldu mu?”

Levent Göktaş, “Böyle bir şey olamaz. Aramızda herhangi parasal bir ilişki de olmadı.” karşılığını verdi.

Göktaş’ın bu cevabı üzerine de Enver Altaylı, “Cinayeti Fetullah Gülen azmettirdiyse, bankası var, parasını da o versin. Enver Altaylı niye versin? Bu bir iddianame değil bir suç belgesidir. Bunu yazanlar da günü geldiğinde kanun önünde hesabını verecek.” dedi.

 

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram