Sorulmayan hesaplar, kapanmayan yaralar; adalet arayışında varılan yer…

KRONOS 02 Şubat 2020 GÜNDEM

Abdi İpekçi’nin ölüm yıldönümünde Gökçer Tahincioğlu; ‘Türkiye, tam da “benim katilim” denilerek sırtı sıvazlananların ülkesidir.
Kadını öldürdüğünde “namus meselesi”, solcuyu öldürdüğünde “kahraman” ilan edilenler, bu nedenle pervasızca yeni cinayetlere gözünü diker, onlar için cinayet artık bir varoluş biçimidir.’ diyor T 24’te.

Yeni Yaşam’da Yusuf Gürsucu, vatandaşlığımız sorgularken: ‘Bir üfürüklük ömürleri olan şirket devletlerin baskılarına karşı birleşmek tek yol. Kapitalizm ile birlikte devletler şirketlerin birer kolaylaştırıcısı iken bugün direkt karar alıcı olmaya, devlet mekanizmasını tamamen ele geçirdiler. Artık tüm devlet mekanizmasını kendileri yönetiyor.’ ifadelerini kullanıyor.

Madımak hükümlüsü Ahmet Turan Kılıç’ın Cumhurbaşkanı tarafından affedilmesi üzerine Artı Gerçek’te; ‘Ben belli bir yaşın üstündeki insanların hasta olmasalar bile hapishanede kalmalarına karşıyım, zaten o yaşta insanların da hasta olmamaları olanaksız. O yaş sınırını doktorlarla hukukçular belirlemeli ama bir sınırı olmalı.’ diyor Ahmet Nesin.

Yünetimden kaynaklı gördüğümüz sorunların arkasında ne olduğunu irdeleyen Ahmet Gürsoy; ‘Adalet yoksa liyakat otomatikman olmaz. Hele şeffaflık kesinlikle ortada görülmez. Unutma: ‘Siz nasılsanız öyle yönetilirsiniz.” hatırlatmasını yapıyor Yeni Çağ’da.

Günün öne çıkan yorumları Kronos Podcast yayınında…

https://soundcloud.com/user-436877268/010220-kp

 

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram