Sembolik göndermeler ve yankılar; Moskova Mutabakatı bozgun mu?

KRONOS 09 Mart 2020 GÜNDEM

Moskova Mutabakatı kadar konuşuldu Kremlin’deki sembollerle dolu görüşme. Cenk Başlamış, görüntüleri serinkanlı biçimde ele alıyor Medya Günlüğü’nde, ‘Rusya’da medyanın Kremlin’in sıkı denetimi altında bulunduğu sır değil, zaten programı yayınlayan Rossiya da devlet kanalı. Programın tamamında Türkiye ve Türk heyetiyle ilgili olumsuz bir hava bulunduğu, hakaret anlamına gelebilecek ifadelerinin yer aldığı açık. Örneğin, sorun Türk heyetinin beklediği salonda Suvorov’un portresinin bulunması değil, muhabirin bunu izleyenlerin “gözüne sokarak” vurgulaması. Ya da görüşme yapılan salonda II Katerina’nın heykelinin bulunduğunu özellikle hatırlatması. Ya da program boyunca “Türkiye bir buçuk yıldır İdlib’deki yükümlülüklerini yerine getirmiyor” demesi. Belli olmayan ise bunun talimatla yapılıp yapılmadığı. Elbette talimatla yapılmış olabilir ya da iki ülke arasındaki gerginlikten vazife çıkaran muhabir Türkiye’ye “vurmak” için bu programı fırsat görmüş olabilir. Eğer Türkiye ile Rusya’nın arası açık olmasaydı Rossiya kanalı böyle bir program yapar mıydı? Kesinlikle hayır.’

Ragıp Duran da, Moskova’daki görüşmenin dünya medyasında nasıl görüldüğünü özetledikten sonra, zirvenin Erdoğan açısından bir bozgun olduğunu yazıyor Artı Gerçek’te; ‘Global Medya taramalarında uzun zamandır Erdoğan’ı destekleyen neredeyse hiç bir yorumcu yok. Yani bütün dünya yanlış, hatalı ve emperyalist vs… bir tek biz doğru, haklı ve milliyetçiyiz! Hazin! Öyle çok fazla global medya haberlerini izleyip tercüme etmeye gerek de yok aslında. Artı TV’ye değerlendirme yapan Rusya uzmanları ile Ankara’nın emekli büyükelçilerini dinleyin, Cumhurbaşkanının yüz ifadesine bakın, Kremlin sarayındaki davranışlarını izleyin, 3 gün önce söyledikleri ile bugünkü açıklamalarını kıyaslayın: Moskova’da bir bozgun yaşadı!’.

Kırılan ayağının iyileşmesi için evde dinlenen fakat, yazmaktan geri durmayan Hasan Cemal, T24’te medyaya yapılan operasyonları ele alıyor; ‘Tarih, 29 Şubat 2020. Rus haber ajansı Sputnik’in Türkiye servisinde çalışan 3 gazetecinin evlerine, kimliği belirlenemeyen bir grup tarafından saldırı girişiminde bulunuldu. Ankara’da, saat 22.30 civarında, Sputnik’in Türkiye servisinde çalışan üç gazetecinin evlerine, 15-20 kişilik gruplar tarafından saldırı girişimi oldu. “Şehitler ölmez vatan bölünmez” sloganları atan gruplar, Sputnik’te çalışan gazetecilerin isim ve soy isimlerini söyleyerek, “Şehitlere karşı propaganda yaptın mı?” sorusunu iletti. Dehşet verici değil mi? Gazetecilik suç değildir diye bağırıyoruz. Değişen bir şey olmuyor. İktidar sahiplerine ters sorular yöneltmek bile çoktan beri vatan hainliği sayılabiliyor. Hapse atılan gazeteci sayısına gelince… Gün geçtikçe çoğalıyor.’.

Evrensel’de Mustafa Koçak özelinde adalaet arayışına vurgu yapan Şebnem Korur Fincancı, ‘Her yanımız şiddet, her yanımız kırık dökük. Bir annenin çığlığı var kulaklarımızda.’ dedikten sonra devam ediyor; ‘Çocuğu ölüyor, duyuyor musunuz? Kadıköy’ün ortasında, savaş yokmuş gibi, yoksulluk olmamış gibi, açlık bitmiş gibi yapan koca bir kalabalığın arasında, polislerle çevrili bir anne ile babanın çığlığı asılı… Mustafa Koçak’ın anne babası, bize adaletsizliği, gizli tanıklarla sahte delillerle hapishaneleri dolduran binlerce insanın sesini duyurmaya çalışıyor. Mustafa Koçak onlardan yalnızca biri, 3 Ekim 2017’de on gündür işkence gördüğünü belirtmesi üzerine İHD İstanbul Şube Başkanı Av. Gülseren Yoleri tarafından yapılan görüşmede paylaşılan işkence uygulamasını duyurmak üzere İHD ve TİHV olarak basın açıklaması yaptığımız, basın açıklamasının ardından apar topar mahkemeye çıkarılarak tutuklanan, ardından ağırlaştırılmış müebbet cezası verilen…’.

Günün öne çıkan yorumları Kronos Podcast yayınında:
https://soundcloud.com/user-436877268/09032020-kp

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com