Asıl deprem riskini ıskalamak…

Sadece Biden değil, diğerlerini de hatırlamaktan Doğu Akdeniz dahil iç politikaya endekslenen dış politikaya, ekonomik gidişatın gösterdiği yollardan 21. yılında depremi düşünmeye...

KRONOS 17 Ağustos 2020 PODCAST

Fatih Polat, Evrensel: Sizin hikayenizde maden işçileri için iş cinayetleri bir fıtrat, koronavirüs riski altında çalışmak bir ‘milli görev’ ise ya da yoksulun ekmeği sürekli küçülüyorsa, emekçinin kıdem tazminatına bile göz dikiliyorsa, İstanbul Sözleşmesi hedefe konuluyorsa o hikaye sizin elinizde kalır.

Zeynep Gürcanlı, Sözcü: AKP’lilerin daha Başkan bile olmamış, sadece bir “aday” olan Biden’a gösterdikleri bu tepki, Trump’ın mektubunu ve ona karşı yine bizzat AKP tarafından izlenen yumuşak tavrı akla getirdi. AKP algıcıları, “kaş yapayım” derken, “göz çıkarmış” oldu.

İlhan Uzgel, Gazete Duvar: Doğu Akdeniz, AKP döneminin ayrılmaz bir parçası olan dış politikayı iç politik kaygılara göre düzenleme sürecinin etkili bir örneği oldu. İç politikada mevzi kaybetmeye başlayan AKP, bir yandan milliyetçi/ulusalcı ittifakı ayakta tutarken, öte yandan köpürttüğü milliyetçi atmosferden beslenmeye, oy kaybını durdurmak için tırmandırma stratejisini sürdürmeye çalışıyor.

Barış Soydan, T24: İktidar, oylarını artırmak için kredilerle ekonomiye doping yapıyor→ Ekonomik büyüme artınca cari açık ve para arzı artıyor → Enflasyon artıyor → Dolar patlıyor → Ekonomi krize giriyor → İktidar bir sonraki kredi furyasına kadar ayaklarını yorganına göre uzatıyor.

Mustafa Karaalioğlu, Karar: Sözüm, “Biz nasıl bir milletiz?” sorusuna cevaptır. Büyük, asil, kudretli, ferasetli vs… Öyle mi acaba? Bu kadar yakın ve yıkıcı bir tehlike karşısında başını kuma gömen, yaklaşan belayı umursamayan, “Devlet yapmıyorsa ben yapayım, imkanım yoksa da devleti zorlayayım” demeyen bir millet kendisiyle övünürken biraz düşünmelidir.