Sınır dışındaki kayıp haberleri kandil tebriklerine karışırken, stratejimiz…

KRONOS 27 Şubat 2020 GÜNDEM

Suriye’de başta yanlış atılan adımlara dikkat çekiyor Mehmet Ali Güller, Cumhuriyet’te; ‘Ankara stratejisini düzeltmediği sürece, bulunabilecek en doğru taktik bile işe yarayamayacaktır. Ankara, Şam’ı düşman gören, Esad yönetimini devirmeyi esas alan yanlış stratejisini değiştirmediği sürece maalesef bölge kaybedecek! Ne yapmalı? Strateji, taktik gibi konular öyle zor ve karışık değildir. Ve bakmasını bilince, aslında siyasi tablo da çok sadedir. Şöyle: Esad’ı devirme stratejisi belirlenmeden önce Türkiye’nin Suriyeli sığınmacı sorunu da, Suriye’nin kuzeyinde YPG koridoru sorunu da, IŞİD sorunu da yoktu! Nokta!’

İhsan Çaralan artık açık açık zikredilen savaş ve ekonomik gerçeklere odaklanıyor Evrensel’de; ‘Türkiye gibi ülkeler, savaşın yükünü “düşman” ilan ettikleri ülkelere yıkamayacakları için, dönüp kendi işçi sınıflarının, emekçilerinin sırtına yıkarlar. Bugün ülkemizde de yıllardır, çeşitli adlar altında sürdürülen savaşla ekonomik krizin sıkı bir ilişkisi vardır. Bir yandan hükümet, krizin yükünü halkın sırtına yıkmak için “Memlekette savaş var” gerekçesine sarılırken, öte yanda da savaş harcamaları, halkın sırtına yüklenerek halkın yükü daha da ağırlaştırılırken, kriz ve savaş en zenginler için zenginliklerine zenginlik katmanın fırsatını yaratan gelişmeler olarak değerlendirilmektedir.’

Karar’da, ‘Modern cumhuriyet geleneğinde siyaset, devlet gücünün bağımlı değişkeni olmuş, devlet alanına hapsolmuştur. Ancak mekanizma silsileler halinde ilerler.’ diyen Ali Bayramoğlu; ‘Bu öyküde siyaset nasıl devlet karşısında özerk olamamışsa, toplum ya da sivil saha da siyaset karşısında özerk olamamıştır. Keza düşünsel faaliyet de her iki karşısında tahkir ve baskı görmüştür. Düşünsel faaliyet mutlak faydacı bir beklentiyle siyasetin lojistik unsuru olmaya indirgenmiş, böyle tanımlanmış, böyle algılanmıştır.’ ifadelerine yer veriyor.

Senelerdir oluşturulmaya çalışılan finans merkezini ele alıyor Sözcü’de Ege Cansen; ‘Finans merkezi denen yerler, bir binalar külliyesi değildir. Hukukun üstün, bankacılığın dürüst, kambiyo rejiminin serbest olduğu gelişmiş ülkelerin, en gelişmiş şehirleridir. Finans merkezi diye bilinen Londra, New York, Frankfurt gibi kentler finans merkezleri inşa ettikleri için finans merkezi olmadılar. Ekonomileri büyük, paraları döviz, siyasi sistemleri demokratik olduğu için finans merkezi haline geldiler. Binalar sonradan ve zaman içinde inşa edildi.
Biz, finans merkezi olmanın ekonomik ve hukuki gereklerini yok saydık.’

Arslan Tekin 28 Şubat sürecine karşı çıkanların, gelinen noktada onları geride bıraktığını yazıyor Yeni Çağ’da; ’28 Şubat yönetimiyle Ak Parti yönetiminde, olağanüstü şartlarda alınan tedbirleri karşılaştırdığınızda çok benzer noktalar bulursunuz. Haklarını teslim edelim ki, askerler daha insaflıydı.’.

Günün öne çıkan yorumları Kronos Podcast yayınında:
https://soundcloud.com/user-436877268/270220-kp

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram