Dolar karaborsaya düşebilir

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde muhalefet partileriyle müzakerede bulunmadan Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın idari tasarrufu ile 30 yıldır işleyen bir piyasaya gece yarısı müdahale etmenin bedelini yine 83 milyon ödeyecek. Yarın benzer kararlarla döviz mevduatına da el konulabilir veya bankalardaki dövizler belli bir kur üzerinden TL’ye bile dönüştürülebilir.

TURHAN BOZKURT 13 Ekim 2021 YAZARLAR

“Eller aya giderken, biz yaya kaldık.” Piyasa kurallarını altüst edecek kararlar alındıkça bu sözün ağırlığı altında eziliyoruz. Serbest piyasa şartlarına aykırı düzenlemeler Türkiye’yi 80’lerin bile gerisine götürüyor.

Doların 9 TL’yi geçerek tarihteki en yüksek seviyeye tırmandığı bir dönemde döviz piyasalarına müdahale edildi. 12 Ekim 2021 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ, döviz bürolarından döviz alımı ya da satışı esnasında kimlik ibrazını mecburi hâle getirdi.

Değerli Maden Taş ve Döviz Piyasası Kurum ve Kuruluşlar Derneği verilerine göre 3 bin 830 döviz bürosunun sadece 830’u Hazine’den yetkisi belgesi alarak faaliyet gösteriyor. Başka bir ifadeyle 100 döviz bürosundan 78’i Hazine’ye rağmen döviz alıp satabiliyor.

Ruhsatları olmadığı hâlde suyun başını tutanlara göz yuman Hazine son tebliğ ile değirmende un öğütmek isteyen herkesi tek tek fişleyecek. Bataklığı kurutmadan sivrisinekle mücadeleden bahsedilebilir mi?

MİLYARLARCA DOLAR KAZANAN “5’Lİ ÇETE” VERGİLERİ SIFIRLANIYOR

Kaldı ki mevzunun kayıt dışı ekonomiye savaş açmak veya yastık altındaki dövizleri sisteme dahil etmek gibi bir maksadı yok.

Böyle bir gaye ile hareket edilseydi “Milyarlarca dolar tutarında kamu ihalesi verilen ve Cumhuriyet Halk Partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘5’li çete’ (Cengiz, Limak, Kolin, Kalyon ve MAPA) diye nitelendirdiği işadamlarının vergi rekortmenleri listesinde niye esamisi okunmuyor?” sorusuna cevap verecek adımlar atılırdı.

Tebliğin çıkış gayesi sır değil. Vatandaşa potansiyel suçlu muamelesi reva görüldü. “Muhaberat”, otoriter rejimlerin en bariz vasıflarından biridir. Vatandaşın cebindeki döviz tutarını, kimin kiminle konuştuğunu öğrenmek ve excel tablolar hâlinde fişlemek yeni Türkiye’de devletin yegâne önceliğidir.

Hazine Bakanlığı’nın sessiz sedasız yayımladığı tebliğ ile döviz alan ya da satan herkes kimlik ibrazının haricinde telefon, adres ve vergi numarası gibi şahsi verilerini de beyan etmek mecburiyetinde kalacak.

Söz konusu kural döviz bürolarının haricinde kuyumcular için de geçerli.

MUĞLAK VE YORUMA AÇIK İFADELER BAŞ AĞRITACAK

Başka ülkelerin vatandaşları ya da Türkiye haricinde ikamet eden Türkiye vatandaşları kimlik yerine pasaport ibraz edecek.

Tebliğ ucu açık ifadelerle dolu. Bu yüzden bazı döviz büroları herhangi bir idari müeyyide ile karşı karşıya kalmamak için kimlik ya da pasaportların fotokopisini bile almaya başladı.

Döviz piyasası 11 Ağustos 1989 tarihinde yayımlanan Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karar ile serbestleştirilmişti. Birkaç yıllar içinde birkaç defa değişiklik yapılsa da son iki değişiklik Türkiye’yi Çin’in bile gerisine düşürdü. 2018 yılı ağustos ayında doların yüzde 35 değer kazanması üzerine hükûmet polisiye (zecri) tedbirlere sarılmıştı.

Döviz işlemlerinden yüzde 1 Kambiyo Gider Vergisi (Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi/BSMV) alınmaya da başlanmıştı. Daha sonra vergi oranı yüzde 0,2’ye indirildi.


 

2018 yılı ekim ayında 32 Sayılı Karar’da yapılan değişiklikle 2001 yılından bu yana 3 bin dolar olarak uygulanan vergi kimlik numarası üst limiti 2 bin TL’ye düşürülmüştü.

12 Ekim 2021 tarihli son tebliğde söz konusu sınır da kalktı. Kimlik ibrazı döviz alan ya da döviz satan herkes için mecburi kılındı. Böylesine radikal bir değişiklikten evvel vatandaşa zerre kadar izahatta bulunma lüzumu bile görülmedi.

DÖVİZ BOZDURANLAR YARIN SUÇLU İLAN EDİLEBİLİR

Döviz bürolarındaki ticari her işlemi potansiyel kriminal vaka muamelesi yapıldı. Hükûmet, Ayşe Teyze’nin yıllarca biriktirdiği paralara ve düğün takılarına göz dikti.

Merkez Bankası’nın net döviz rezervlerinin -51 milyar dolara kadar gerilediği bir dönemde döviz piyasasını cendereye almak sermayeyi tedirgin edecektir. Polisiye tedbirler döviz açığına çare olsaydı Türkiye döviz bulundurmanın yasak olduğu 1970’li senelerde 70 cente muhtaç vaziyete düşmezdi.

Kimlik numarası ile attığı her adımın takip edildiğini farkında olan vatandaş mecbur kalmadıkça döviz bürosunda işlem yapmayacak. Hatta paralel bir döviz piyasası bile teşekkül edecek.

Döviz kurları paralel piyasada yükselecek. Serbest piyasadan eser kalmayacak. Dolar karaborsaya bile düşebilir. Hatta döviz bürolarında fişlenenlere bir müddet sonra “Şu kadar gelirin varmış, gel vergisini öde!” tebligatı yapılacak.

AYNI KİŞİNİN HER İŞLEMİ AYRI AYRI KAYDEDİLECEK

Tebliğde yer alan şu maddeler ile döviz bozdurma ya da döviz alma işlemleri arasında nasıl bir irtibat olabilir?: “4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında gerçekleştirilen işlemlerde, müşterinin T.C. Kimlik Numarasını/Pasaport Numarasını ve/veya Vergi Kimlik Numarasını, işlem tarihini, saatini ve miktarını gösterecek şekilde her bir işlem itibarıyla ayrı bir hesap veya deftere kaydının yapılması zorunludur.”

Maddeler devam ediyor: “Yetkili müesseseler gerçekleştirdikleri tüm işlemlerde müşterinin T.C. Kimlik Numarasını/Pasaport Numarasını ve/veya Vergi Kimlik Numarasını müşteriden temin ederek her bir işlem itibarıyla kayıt altına almak zorundadır.

Müşteri tarafından beyan edilen T.C. Kimlik Numaraları/Pasaport Numaraları vezne görevlileri tarafından kişinin fotoğrafının yer aldığı Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Kartı veya Pasaport üzerinden, Vergi Kimlik Numarası ise bunlara ek olarak kişinin söz konusu şirket adına işlem yapmaya yetkili olduğunu belirten belgeler üzerinden kontrol edilerek kayıt altına alınır.

Söz konusu bilgiler, ilgisine göre düzenlenen belgeler üzerine kayıt edilir.”

REÇETE SAHTEKARLIĞI DÖVİZ PİYASASINA SİRAYET EDECEK

Bu kadar katı kuralların “arkası kuvvetli” şahıslar için geçerli olmayacağını belirtmeye lüzum var mı?

Tıpkı özel hastanelerde başkalarının TC kimlik numarası üzerine yüzlerce tahlil, röntgen ya da ilaç yazdırılması gibi bundan böyle de birilerinin gıyabında yüz binlerce dolarlık döviz alınıp satılabilir.

Sistem hep kuvvetliden yana olduğu için hiçbir şeyden haberi olmayanlar mağduriyetini ispat etmek için senelerce mahkeme kapılarında bekletilir.

Dövizin Türkiye içinde kontrollü bir serbestlikle el değiştirmesi ticaretin olmazsa olmazıdır. Millî güvenliğe bakan tarafı olan hassas bir konuda keyfi kararlara imza atarken, “kaş yapalım” derken göz çıkarırsınız.

Bir adım atmadan evvel kararın muhtemel sonuçları artıları kadar eksileri ile beraber mütalaa edilmelidir.

Döviz faslında bütün tarafların görüşünü almadan, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde muhalefet partileriyle müzakerede bulunmadan Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın idari tasarrufu ile 30 yıldır işleyen bir piyasaya gece yarısı müdahale etmenin bedelini yine 83 milyon ödeyecek.

Yarın benzer kararlarla döviz mevduatına da el konulabilir veya bankalardaki dövizler belli bir kur üzerinden TL’ye bile dönüştürülebilir.

12 Ekim’de yürürlüğe giren tebliğ Hazine’ye serbest piyasa üzerinde Olağanüstü Hâl (OHAL) yetkileri tanıdı.

Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükûmeti 32 Sayılı Karar hamlesi ile bugünden ziyade kısa vadede işlerin daha da karışabileceğini ve demir yumrukla mukabelede bulunacağını ele veren bir karara imza attı.

Böylece serbest piyasanın tabutuna son çivi de çakıldı.

————————-

İletişim için:
[email protected]

Twitter: @turhanbozkurTV

YouTube: https://www.youtube.com/turhanbozkurt

Facebook: https://www.facebook.com/TurhanBozkurt/