Salgınla mücadeleden hukuka; bile isteye yapılan yanlışlar!

KRONOS 17 Nisan 2020 GÜNDEM

Fikret Bila, T24: Artık çok açık biçimde ortaya çıktı ki Koronavirüs’le mücadele iki esas üzerinden yürütülüyor:
1. Aman CHP’li belediyeler bir şey yapmasın,
2. İşçiler çalışmaya devam etsin, evde kalmasın.
Temel hareket noktaları yanlış olunca yapılan işler de yanlış oluyor. Bu da Koronavirüs’le mücadelenin hem tıbbi hem de ekonomik-sosyal alanda etkisini artırıyor.

Çiğdem Toker, Sözcü: Birinci derece koruma altındaki Salda Gölü’ne hafriyat kamyonlarıyla girip kamyon kamyon kum taşımak, devletle yıllardır iş yapan şirketin kendi başına inisiyatif kullanacağı bir “kusur”a benziyor mu? Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın şirkete ceza kesilip soruşturma başlatıldığı açıklaması klasik devlet ezberinin ötesine geçmiyor. Soruşturma açıldı mı açıldı. Nasılsa ahali unutur. Peki “müşavir firma” kim? Müşavir firma müteahhit firmayla mı TOKİ ile mi çalışıyor? Melih Aşık’ın Milliyet’teki köşesinde sorduğu “Bu kumlar kimi lüks villaların havuz başlarına taşınıyor olmasın?” sorusu da cevap bekliyor.

Özdemir İnce, Cumhuriyet: Yardım devletten devlete, halktan halka, kentten kente, benzeş ve eşit kimlik arasında olur. Resmiyet bunu gerektirir. Devletten devlete yapılan gönderide adres yazmaz; sadece devletin bayrağı vardır! Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin İtalya ve İspanya’ya gönderdiği yardım kargolarında bu görgü kuralları benimsenmemiş, gönderici olan Türkiye’nin yerine Cumhurbaşkanlığı makamının arması konulmuş… Yanlış! Gönderici bir makam ise alıcı da eşiti makam olur. Yani İtalya Cumhurbaşkanı ve İspanya Kralı… Bari gönderen olarak R.T.Erdoğan’ın adı ve ruhsatsız Saray’ın açık adresi yazılsaydı: Mahalle, cadde, sokak ve kapı numarası…

Yusuf Karataş, Evrensel: Türkiye’deki iktidarın yayılmacı emelleri koronavirüs tehdidi de dinlemiyor. Dün iki ateş arasında bırakılıp savaşa sürülen askerlerin İdlib’e sevkiyatı bugün de koronavirüs tehdidine rağmen devam ediyor. Öte yandan BM’nin ateşkes çağrılarına rağmen aynı politika Serrac Hükümetine gönderilen silahlar ve savaşmak üzere Suriye’den gönderilen militanlar üzerinden Libya’da
da devam ettiriliyor. Üstelik bu politika ve yapılan sevkiyatların kaçınılmaz olarak önümüzdeki dönem Türkiye’yi yeni gerilim ve çatışmaların içine sürükleyeceğini bile bile. Çünkü ülkedeki burjuva gericilik ve tek adam rejiminde cisimleşmiş iktidarı için yayılmacı emeller, bu emperyalist-kapitalist sömürü düzeninde ve bölgedeki (Ortadoğu) paylaşım mücadelesinde daha büyük güç olmaya oynamak olarak anlam kazanıyor! Bu yüzden virüsten sonrası için yaratılmaya çalışılan iyimserlik havasına rağmen, virüsün bile durduramadığı yayılmacı emellerle ülkeyi yeni gerilim ve çatışmalara hazırlayan bu iktidara karşı mücadelenin önümüzdeki dönem daha fazla önem kazanacağını şimdiden söyleyebiliriz.

Ahmet Taşgetiren, Karar: Prof. dr. İzzet Özgenç; “Söyleyeceklerim, birilerini koruyor, birilerini suçluyor gibi algılanacak. Ancak o davalarda izlenen yöntem baştan yanlıştı. Çünkü siz ceza muhakemesi hukuku kurallarını bir kenara koydunuz, yaptığınız soruşturmalarda ve kovuşturmalarda gerçekten suç işlemiş insanların mağdurum diyerek ortalıkta dolaşmasına fırsat oluşturdunuz. Ya da suçla ilgisi olmayan birtakım insanları da terörle suçladınız. Böyle bir kargaşa meydana getirildi. Buna hiç gerek yoktu. 15 Temmuz hadisesi ve öncesinde işlenen önemli birtakım suçlarla mücadele edilirken bilinçli birtakım yanlışlıklar yapıldı. Bu yanlışların giderilmesi için çaba göstermemize rağmen başarılı olamadık.”

Günün öne çıkan yorumları Kronos Podcast yayınında:
https://soundcloud.com/user-436877268/170420-kp

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram