Salgınla mücadele ve cezaevlerindeki çaresiz bekleyiş…

KRONOS 25 Mart 2020 GÜNDEM

Oya Baydar, T24: Bizim muktedirlerin anahtar sözcüğü terördür. Bunca insan -bütün uluslararası mahkeme ve kuruluşların itiraz ettiği, düzeltilmesini, kapsamının makul sınırlara çekilmesini talep ettiği- TMK’nin şu veya bu maddesine dayanılarak Erdoğan ve Pelikancı çevresinin güdümündeki mahkemelerce içeri tıkılmış durumda. Aslında siyasî tutuklu falan değil düpedüz iktidar rehineleri onlar. İşte size bir fırsat; yaşlı, hasta, çocuk, kadın tutuklu/hükümlülerle birlikte bütün siyasîleri an geçirmeden tahliye edin. Ne dışarı çıkarmak için acele ettiğiniz çeteciler, ırz düşmanları, uyuşturucu tacirleri, katiller gibi kaçma ihtimalleri var ne de suç işleme. Bu, sizin insanlık ve vicdan sınavından ortalama bir notla geçmeniz kadar geleceğinize yapacağınız bir yatırım da olacaktır. TOBB Başkanı yandaşınız Hisarcıklıoğlu’nu güldürecek destek önlemlerinin Koronavirüs fırtınasında size hiçbir yararı dokunmayacak ama iktidar hırsınızı ve siyasî husumetlerinizi yenmeye yönelik her adım sevap hanenize yazılacaktır.

Aydın Selcen. Gazete Duvar: Almanya –bile- hastanelerin ek ofis binalarını boşaltıp, geçici acil servis koğuşuna dönüştürüyor. İspanya –bile- özel hastaneleri (salgın süresince) kamulaştırıyor. Fransa –bile- lojistik destek amacıyla orduyu devreye alıyor. Biz ise işi sanki hem ağırdan hem hafife alıyoruz. Mesele, krizin halkla ilişkiler yönetimi veçhesi değil. Onu bırakmalı cumhurbaşkanlığının iletişim direktörlüğü düşünsün. Somut, kararlı, köktenci adımlara gereksinim var. Bu tür keskin önlemleri ertelemek ancak maliyeti artıracak.
Kullanabilecek kaynakların sonuna gelinmiş, kasa hepten boşalmış olabilir mi? Sanmıyorum. Varsayalım öyle, darphanede para basıp, fırıncı küreğiyle piyasaya saçmak bile şu verili bağlamda geçerli bir yöntem olabilir. Sonrasını düşünecek anda değiliz. İşi rakip sahada ikinci maça bırakmışız, gol atamadan uzatmalara gelmişiz, daha el belde maçı izleyecek değil, iki stoperi de, hatta kaleciyi de rakip ceza sahasına gönderecek zamandayız.

Kamil Tekin Sürek, Evrensel: Her halükarda siyasi tutuklu ve hükümlüler bir daha geri dönmemek üzere bırakılmalıdır. Eğer tecavüzcüler, uyuşturucu baronları, işkenceciler, katiller vb. bırakılmasın diyorsanız, o durumda büyük oranda boşalmış hapishanelerde hastane koşulları sağlanarak, hastalığın bulaşmasını engelleyecek bütün tedbirler alınarak bunlar bırakılmayabilir. Şimdi AKP ve MHP’nin yapmak istediği ve CHP’nin de desteklediği düzenleme, çok dolu olan hapishanelerden yüz bin civarında bir tutuklu ve hükümlüyü serbest bırakma operasyonudur. Hedefleri de bütün katilleri, uyuşturucu kaçakçılarını vb. bırakıp siyasi mahpusları içerde tutmak yeni siyasi mahpuslara yer açma girişimidir.

İbrahim Kahveci, Karar: Acaba bugün yaşanan salgın hastalık 3 yıl sonra olsaydı ne olurdu? Mesela şehir içlerindeki hastaneler kapatılmış, arsaları satılmış, yerlerine AVM’ler yapılmış olsaydı… Ne yapardık? Koca şehir hastanesinin bir bölümünü mü karantina hastanesi yapabilirdik? Ya da şimdi yaptığımız gibi, derhal eski hastane kalmış ise hemen yeniden mi açardık? Ankara’da kapatılmış hastaneyi yeniden açmadık mı? Neyse, diyeceğimiz şudur: Umarım bu yaşadıklarımız bize ders olur. Umarım şu şehir hastanesi meselesini Milletin huzurunda yeniden gözden geçiririz. Umarım sağlık gibi çok ciddi bir meseleyi para hesabına feda etmeyiz.

Kâzım Güleçyüz, Yeni Asya: Koronavirüs musibeti, Saray iktidarı tarafından hâlâ savunulan KHK musibetinin nelere mal olduğunu, Doç. Ulaşlı örneği üzerinden, bütün KHK’cıların suratına çarptı. Bakalım, KHK savunucuları aynı inatçı ve dediğim dedikçi yaklaşımlarını bu çok çarpıcı, manidar ve ibretli örnekten sonra da devam ettirebilecekler mi, göreceğiz. Bu noktada bir başka hazin örnek, kaç yıldır kemik kanseri tedavisi devam eden, ama gelinen noktada maalesef artık tedavi kabul etmez durumda olan Ahmet. Babasının tutuklu, annesinin yasaklı oluşu, bu süreçte en fazla ihtiyaç duyduğu şey olan moralini çökertmişti. Yurt dışına tedaviye gitmesi dahi malûm engellemelerle alabildiğine geciktirildi. Nihayet gidebildiğinde ise, ne yazık ki artık çok geçti. Ahmet’in âh’ı Arşa yükseldi. Sebep olanları korona belâsıyla başbaşa bırakarak…

Günün öne çıkan yorumları Kronos Podcast yayınında:
https://soundcloud.com/user-436877268/250320-kp

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com