Salgına bağlı ölümlerde devletlerin sorumluluğu yok mu?

KRONOS 30 Mart 2020 GÜNDEM

Ali Duran Topuz, Gazete Duvar: Esasen Malik Yılmaz, “sıradan yurttaşın sıradan haklarını sıradan biçimde” ifade ettiği için şimşekleri üstüne çekiyor. Sözlerinin etkileyici olma sebebi de bu “sıradan”lık aslında ve İçişleri Bakanı’nın şahsını sinirlendiren şey de bu sıradanlık. Garibanlaşmıyor Malik Yılmaz, ciddi bir kriz anında kendini, sınıfını ve memleketin halini bilen bir yurttaş olarak söz alıyor. O yüzden İçişleri Bakanı konuşurken tekliyor, cümlelerinin başıyla sonu birbirini tutmuyor, ciddiye alınacak hiçbir itham getiremiyor, iş kalıyor “anayasa hükmü”nün tekrarına: “Sosyal devletiz. Kimseyi aç açıkta bırakmayız.” Burada teklemelere, cümle uyumsuzluklarına yol açan şey zaten Malik Yılmaz’ın gerçekte “Anayasa”dan konuşuyor olması, bir yurttaş olarak anayasal güvence altındaki konuşma hakkını kullanarak yine anayasal güvence altındaki “yaşam hakkı”nı ve “geçim hakkı”nı ihlal eden düzenin çelişkilerini ilan etmesi.

Yavuz Baydar, Ahval: Erdoğan kontrolüne girmeyi reddedecek bu korona olgusunun ‘şahsına’ yönelttiği yeni tehdit karşısında bilinen tavrını sürdürmek zorunda: İslamcılık ve ‘inancın gücü’ çerçevesinde kalıp, aynı gür sesli hamasi söylemi tekrarlayarak, kendisine destek vermekte ısrarlı veya çaresiz görünen yüzde 30-35’lik kalabalığı ‘tehditkâr dış gerçeklik’ önünde kalın bir duvar gibi örmek. Sansür ve yalan devam edecek, şeffaflık olmayacak. Ama bundan sonra işi daha zor. En tecrübeli bilim adamlarının ve rasyonel ekonomi uzmanlarının bile kestiremediği bir geleceği Erdoğan nereden bilsin? Onun kaderini sadece içgüdüsel refleksleri belirleyecek bundan sonra.

Erk Acarer, Birgün: Korona salgını nedeniyle cezaevlerinden tahliyelerin bir an önce başlaması amaçlanıyor. Cumhurbaşkanı’na sunulan infaz düzenlemesi için kamuoyunda tepkiler oluşmuş, Recep Tayyip Erdoğan da kapsam hakkında rahatsızlıklarını dile getirmişti. Kamuoyunun en çok tepkisini çeken konular arasında ise ‘cinsel istismar’ ve ‘uyuşturucu’ suçları vardı. Erdoğan da bunları ‘kırmızıçizgisi’ olarak ele almıştı. Geldiğimiz noktada tasarının etrafından dolaşılacağı endişesi var. Özellikle kadınlar ve korumasız toplum bireyleri risk altında. İnfaz kapsamından TCK’nin 82’nci maddesinde yer alan ‘kasten öldürme’ suçunun, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren nitelikli hâlleri muaf tutuluyor. Yani insan canına kast edenler, aftan yararlanamayacak.

Orhan Kemal Cengiz, P24: Ümraniye çöplüğü patladıktan sonra, çöplüğün patlaması sonucu yakınlarını kaybedenler AİHM’e gittiler… Devlet, dedi ki, bu insanlar çöplüğün kenarında oturmayı kendileri seçtiler, benim bir sorumluluğum yok. AİHM de dedi ki, devletlerin vatandaşlarının yaşama haklarını koruma zorunluluğu vardır. Bu çöplüğün patlayacağı besbelli idi, patlamayı önlemedin, bu insanları da başka yerlere taşımadın, kusura bakma ama bu ölümlerden sorumlusun ve tazminat ödeyeceksin… Covid-19’dan meydana gelecek her ölüm olayında, “nedensellik” bağına bakarak, hukuk önüne gitmek gerekir. Devlet, iktidar sorumluluk demektir… O sorumluluk yerine getirilmemişse, hukuk önünde hesap sormak gerekir.

Günün öne çıkan yorumları Kronos Podcast yayınında:
https://soundcloud.com/user-436877268/300320-kp

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com