Salgın ortamında sosyal deney gibi bir sokağa çıkma yasağı ilanı…

KRONOS 11 Nisan 2020 GÜNDEM

Orhan Uğuroğlu, Yeni Çağ: Saraya yeni araba filosu alınacağını öğrenince Erdoğan’ın 1994 yılında Refah Partisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday olduğu dönemde yaptığı bir konuşmanın gazete kupürü aklıma geldi: “Bütün servetim bu yüzük” diye vatandaşlara nikah alyansını gösteren Erdoğan, “İstanbul’a hizmete hazırım” diyor. Ve bugüne geldiğimizde Amerika’nın küstah başkanı Trump ile Temsilciler Meclisinin gündeme getirdiği, “Recep Tayyip Erdoğan’ın mal varlığını bloke ederiz” tehdidi aklıma geliyor. Ve o tehdidin yapılması ile hain terör örgütü PKK uzantısı YPG’ye yönelik “Barış Pınarı” askeri harekatını durdurmamız aklıma geliyor. Sahi ne oldu? Suriye’de her şey Türkiye açısından güllük gülistanlık mı?

Mehmet Ali Güller, Cumhuriyet: Şirketin ‘milli dayanışması’ vergiden düşüyor! Şirket kurtarma paketini oluşturan kaynak, esas olarak emekçilerin vergilerinden ve ürettiklerinden oluşuyor elbette. Yani iktidar, şirketleri kurtarmak için emekçilerin oluşturduğu kaynağı kullanırken, o emekçilere destek paketi oluşturabilmek için de yine emekçilerden kaynak isteyen bir “milli dayanışma kampanyası” düzenliyor! Diyebilirsiniz ki, “kampanyanın destekçileri sadece bir telefon mesajıyla 10 TL verenler değil ki, şirketler milyon TL veriyor!” Doğru, veriyorlar ve ödeyecekleri vergiden düşüyorlar! O büyük işinsanları bağışı şahsi servetlerinden değil, şirketleri üzerinden ödeyerek vergiden düşüyorlar!

Ümit Zileli, Korkusuz: Biliyoruz ki bu iktidar eleştiriden, sorgulanmaktan hiç mi hiç haz etmiyor… O nedenle bu “şahane önleme” dört elle sarılmaya karar vermiş görünüyor! Ancak unuttuğu küçük bir ayrıntıyı da müsaade ederse ben anımsatayım:
–Fısıltı gazetesi!
Bomba etkisi yapabilecek bir “dedikodu sosyal medyası!” Ne yaparsanız yapın sansürleyemez, baskı altına alamaz, gözaltı, tutuklama, zindan seçeneklerini kullanamazsınız! Tarih böyle bir şeyi yazmadı; ancak tam tersini, iktidarları bile “dize getirdiğini” defalarca yazdı!
–Tarihi de mi yasaklayacaksınız?

Sedat Ergin, Hürriyet: Yasa teklifinde ‘infaz indirimi’ olarak tanımlansa da, sokaktaki vatandaşın gözünde yapılan iş tek kelimeyle bir ‘af’tır. Adı ne olursa olsun, çıkarılan yasanın uygulanmasıyla birlikte yaşanan olaylar kamuoyunda zaten olumsuz yönde esen havayı daha da güçlendirir. Suç işleme eğilimi yüksek olan bazı mahkûmların tahliye olduktan sonra eski davranışlarını tekrarlamaları sıkça karşılaşılan bir durumdur. Bu gibi hadiselerin ardından gazete haberlerinde suç faillerinin infaz indirimiyle cezaevinden salıverildiğine yapılan hatırlatmalar, kamuoyunun bu meseleye bakışının şekillenmesinde her zaman önemli bir unsur olagelmiştir. Aslında evrensel hukuk çerçevesinde suç addedilmeyen fiiller için insanların kendilerini demir parmaklıkların arkasında bulmaları Türkiye Cumhuriyeti tarihinin değişmez bir geleneğidir.

Günün öne çıkan yorumları Kronos Podcast yayınında:
https://soundcloud.com/user-436877268/110420-kp

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com