Sahi, egemenlik kayıtsız şartsız kimindi?!

ABD'ye basın özgürlüğü ihtarından yükselen 'Yeni Faşizm'e, erken seçim olasılığından başka bir gerilim sahası ve bekçilerin genişletilen yetkilerine...

KRONOS 04 Haziran 2020 PODCAST

Mehmet Yılmaz, T24: “Basın özgürlüğü, demokrasinin bel kemiğidir.” Altun, bu mesajını o kadar beğenmişti ki Türkçesiyle yetinmemiş, bir de İngilizce olarak atmıştı. Amerikalılar da okusun diye her halde. Biliyorsunuz Altun’un başı, Türkiye’deki özgür gazetecilik faaliyetiyle hiç de hoş değil. Kamuya (Vakıflara) ait bir araziyi kiralayan üst düzey bir kamu görevlisinin, bu araziye yaptırdığı kaçak pergolenin yıkılması ile ilgili haberi yayımlayanların, bunu takip edenlerin başına nelerin geldiğini biliyoruz. Türkiye’yi bu olaydan haberdar etmenin bedeli Terörle Mücadele Kanunu’na muhalefet suçlamasıyla yargılanmak! Sadece gazeteciler değil, muhalefet partisine mensup politikacılar da yargılanmak isteniyor. Tabii böyle durumlarda basın özgürlüğü, Türk demokrasisinin belkemiği de olamıyor. Çünkü Türkiye’de demokrasi yerlerde sürünüyor.

Ergin Yıldızoğlu, Cumhuriyet: ABD’deki “Yeni Faşizm” sürecinin bir diğer bileşeni de evanjelik Hıristiyanlık. Bu, İncil’e harfi harfine uymayı şart koşan son derecede gerici kesim, Trump’ı destekliyor. Bu kesimin dini liderleri, Trump’ı, tüm ahlaksızlıklarını sineye çekerek bir “Kusurlu Mesih” olarak kabul ediyorlar. Trump da her fırsatta bunların ideolojik fantezilerini besliyor. Örneğin: Beyaz Saray’ın yakınındaki bir kilise olaylar sırasında hasar görünce Trump, Beyaz Saray’dan korumalarının eşliğinde yürüyerek kiliseye geldi ve kilisenin önünde, elinde bir İncil ile fotoğrafçılara poz verdi. Trump gelmeden önce kilisenin önünde barışçı bir gösteri vardı. Polis, Trump’a yer açmak için protestocuları, biber gazı ve copla uzaklaştırdı. Washington Başpiskoposu, “Dua bile etmedi. Kiliseyi dekor gibi kullanması… bu masum insanlara yapılanlar utanç vericidir” diyor. Sürecin bir diğer önemli bileşeni de ordunun devreye girmesi olasılığıdır. Trump eyaletlerin valilerini protestoculara karşı yumuşak davranmakla suçluyor, gerekirse 1807 tarihli bir yasaya dayanarak orduyu sokağa çıkarabileceğini söylüyor. Wall Street Journal bile “aman sakın yapma” derken Cumhuriyetçi Parti’nin propaganda makinesi “olayları ‘anarşistler’ kışkırtıyor” söylemini üretmeye başladı. Trump da “ben yasanın ve düzenin” güvencesiyim, “Kasım seçimlerini kolaylıkla kazanacağım”, “O güne kadar 300 yeni hâkim atamış olacağım” diyerek Beyaz Sarayı terk etmemeye kararlı olduğunu bir kez daha ilan ediyor.

Cevher İlhan, Yeni Asya: Özetle, krizleri yönetemeyen siyasî iktidar, icât ettiği “hayali düşmanlar” üzerinden “kaos senaryoları”yla siyasî rant devşirme peşinde. Türkiye’yi taşıyamadığı vartada yoğun yanıltmaların, demagojilerin başta iktidar partisi olmak üzere “cumhur ittifakı” partilerinin eriyişini durduramaması üzerine, daha büyük bir fiyasko yaşamamak için önceki oldubittilerde olduğu gibi “baskın seçim” gibi bir “erken seçim”in senaryolarını hazırlıyor. Bu maksatla dinin istismar edildiği siyasî tahriklerde bulunuyor. Kısacası, siyasî iktidarın millet nezdinde kaybetmesine karşı, gerçekler çarpıtılarak bir defa daha seçimi almak uğruna, tek taraflı algı operasyonlarıyla her türlü çarpıtmaya ve kitleleri manyetizmalandıran medyatik manipülasyonlara başvuruluyor.

Zeynep Gürcanlı, Sözcü: Tam da S-400’leri kutularına geri koyup, “hiç almamış gibi” yapıp; Libya’da, Suriye’de ABD ile ittifaklar kurmaya çalışıp; hem Halkbank davası ve cezalarını, hem de Türkiye’ye olası ambargoları unutturup; Türk ekonomisinin görüntüsünü biraz olsun “çekici” kılabilmek için Amerikan Merkez Bankası ile swap anlaşmaları peşine düşmüşken; Ege’de Washington’la yeni bir gerilim kapıda. Kim bilir? Belki de bir yerlerde seçim vardır?

Mehmet Tezkan, T24: Meclis 48 gün sonra işbaşı yaptı. İlk işi üçüncü kolluk gücü oluşturma hamlesi oldu. Yardımcı diyorlar ama yetkilerine bakarsanız üçüncü! Mesele, Korona salgınından önce de gündemdeydi ama “yeni normal hayata” dönüşten sonra TBMM’nin ilk icraatlarından birinin bu olması düşündürücü! Hem de Meclis’in salgın nedeniyle yarım kapasiteyle çalışırken yapılması… Bazı milletvekilleri genel kurul görüşmelerine katılıyor, bazıları katılmıyor. Sıraya koymuşlar soysal mesafeyi korumak adına. Meclis’in bu çalışma performansında gündeme aldığı ilk yasa bekçi teşkilatını tam yetkiyle donatmak oldu. Öyle yetkiler verdiler ki; polisi bile aşar. Öyle yasa maddelere koşmuşlar ki; keyfe keder. İstediğin gibi yorumla istediğin gibi uygula. Kelimeler; lastikli, muallak… Kayseri’de başka uygula Tekirdağ’da başka, Bingöl’de başka uygula Antalya’da başka…

Günün öne çıkan yorumları Kronos Podcast yayınında:

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram