Sağlık, ekonomi ve ideoloji: Salgınla mücadele

KRONOS 19 Mart 2020 GÜNDEM

Arif Nacaroğlu, Evrensel: Bu virüs saldırısında, her yıl silahlanmaya 2 trilyon dolara yakın para harcayan ama koruyucu tıp bilimine bunun onda birini, sadece 200 milyar doları harcayan emperyalist ülkelerin hiç suçu yok mu? Yoksul ülkemin yoksul insanlarının üç kuruşları betona, gökdelene, tanka, tüfeğe değil de bilime harcansaydı, bu gün televizyonlara Amerika’dan, Avrupa’dan bağlanarak bilgi veren Nobelli, Nobelsiz bilim insanlarımızın ülke içersinde kalması için harcansaydı daha iyi olmaz mıydı?

İbrahim Kaboğlu, Birgün: Covid-19’a karşı, Anayasa’nın ve hukukun sağladığı bütün olanaklar harekete geçirilmeli. Hukuk devleti, sosyal devlet ve çevresel devlet, planlama, sosyal güvenceler ve kamu hizmeti ereğinde seferberlik çatısı olmalı. Bu siyasal ve anayasal çağrı, bireysel ve toplumsal yaşam tarzını bütünüyle gözden geçirmenin başlangıç eşiği olarak görülmeli.

Servet Yıldırım, Dünya: Umutsuz olmamak gerekir. Salgın sürdükçe işler normale dönmeyecek ancak salgının sona ermesiyle şirketler ve ekonomiler güçlü bir performansa geçeceklerdir. Umutlu olmamızı gerektiren gelişmeler var. Ebola virüsünü bulan Peter Piot’la yapılan bir söyleşi iki gündür sosyal medyada elden ele dolaşıyor. Financial Times tarafından dünyanın en ünlü birkaç virüs avcısından biri olarak tanımlanan Profesör Piot’a sormuşlar “Sizi cesaretlendiren şeyler neler diye? Özetle demiş ki:

Ege Cansen, Sözcü: Koronavirüs salgınını durdurmak için ekonomiyi durdurmayı göze alan dünya
devletleri, şimdi de ekonomiyi harekete geçirmek için para ve maliye
politikaları geliştirmeye başladı. Almanya başta olmak üzere AB ülkeleri kamu
harcamalarını artırma kararı aldı. Fed, ekonomide “ödemeler sistemi” durmasın diye “700 miyar dolarlık tahvil alabilirim” dedi. En müthiş açıklama ise “kasası boş denen” IMF’den geldi: Uluslararası ödemeler ve ticaret aksamasın diye 1 trilyon dolar ödünç verebileceğini ilan etti. Peki, bu kadar “sanal para” sisteme şırınga edilirse ne olur? Ülkelerin milli gelir ve milli servet dağılımı değişir. Hızla gelen kriz, yavaşça gider. Ekonomiler toparlanır.

Tuğçe Tatari, T24: İnsan hakları savunucusu bir arkadaş “Bekçilere yetki verilsin, mahallelerdeki vatandaşların sokağa çıkış ve ihtiyaç karşılamalarını denetlesinler” diyor. Oysa aynı arkadaş daha sadece birkaç gün önce bu bekçi meselesine şiddetle karşı çıkıyor, ‘paramiliter bir uygulamadır’ diye avazı yettiğince bağırıyordu. Anlıyorum tabi, kim ölmek ister! Henüz hasta olup ölmek isteyen birine rastlamadım ama ölüm korkusuyla başkalaşan çok insana rastladım. Ölüm de bir kaybetmedir, diye bakacak olursak insanların çoğunun kaybetme ihtimali karşısında vazgeçemeyeceği şey de yoktur, diyebilir miyiz acaba. Bilemedim…

Günün öne çıkan yorumları Kronos Podcast yayınında:
https://soundcloud.com/user-436877268/190320-kp

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com