Rusya, BM Güvenlik Konseyi’nin başkanı oluyor: Şaka gibi

Rusya’nın Nisan ayında BM Güvenlik Konseyi başkanlığını devralacak olması tartışmaların odağında. Gözlemciler, işgalci bir ülkenin başkanlığın imkanlarını istismar etmesini, geniş çaplı bir BM reformunun başlatılması için fırsat olarak görülmesi çağrısı yapıyor.

EMİR KORKMAZ 19 Mart 2023 HABER ANALİZ

1 Nisan dünyanın her yerinde şakalarla bilinir. Bu yılın şakası şimdiden belli: 1 yılı aşkın bir süredir Ukrayna’yı işgal eden Rusya, Nisan ayı başında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin başkanlığını üstlenecek, dolayısıyla Devlet Başkanı Vladimir Putin de konseyin başkanı olacak. Küresel barışın ve uyumun korunması amacıyla biraraya gelen Konsey’i, geçtiğimiz günlerde işlediği savaş suçları nedeniyle hakkında Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin yakalama kararı çıkardığı işgalci Putin yönetecek.

TİLKİ KÜMESE BEKÇİ OLURSA…

Putin’in tüm dünya ülkelerinin üyesi ve katılımcısı olduğu BM’nin en üst düzey organına liderlik etmesi, sicilinde irtikap, hırsızlık gibi suçlar bulunanların bir bankada veznedar olması ya da, tilkinin kümese bekçi yapılması gibi bir durum. Ukrayna’ya yönelik haksız işgalini her gün yeni saldırılarla tırmandıran Putin’in küresel barışın yüzü haline gelecek olması aslında uluslararası diplomasi ile alay etmesi.

GÜCÜNÜ İSTİSMAR EDİYOR

Elindeki topuzu vuracak yer arayan bir Putin’in potansiyel zararlarını kestirmek zor. Sembolik değerinin de ötesinde; BM Güvenlik Konseyi Başkanlığı, tüm tartışmalara başkanlık eden, kuralları uygulayan, tartışmalar için programı ve yetkilendirmeyi kontrol eden bir konum. Tüm karar taslaklarını yönetme yetkisi olan başkanın, BM içinde kurumsal bir gücü var. Ve Rusya, geçmişte Güvenlik Konseyi Başkanlığı’nın muazzam gücünü, bir takım usül ve yöntemlerle kötüye kullanmakta usta olduğunu defalarca kanıtladı.

İŞGALE KILIF UYDURMA ÇABASI

Rusya, rotasyonla değişen Güvenlik Konseyi’nin dönem başkanlığını en son Şubat 2022’de üstlenmişti. Yani Ukrayna işgalinin başlamasından hemen önce. Moskova, o dönemde yetkilerini Ukrayna hakkındaki gerçek niyetlerini saklamak, dünyayı şaşırtmak ve yanıltmak için sonuna kadar kullanmıştı. Koltuğu, 24 Şubat’ta başlayan işgalin hemen önce ve sonrasında Ukrayna’ya yönelik uluslararası destekleri engellemek için sonuna kadar değerlendirmişti.

BM’Yİ ETKİSİZLEŞTİRME ÇABASI

BM mükemmel işleyen bir kurum olmadı hiç. Periyodik rotasyonlar, ağır bürokratik sistem ve küçük çıkarlar için feda edilen büyük yararlar BM’nin sicilinde hep oldu ama sonunça uluslararası krizlerde ondan başka inisiyatif olacak başka bir yapı da yok. Bunun farkında olan Rusya, elindeki gücü, Ukrayna’yı işgaline etkili bir şekilde yanıt verilmesini engellemek için kullandı. Şubat 2022’deki Rusya başkanlığı, dünyanın en çok ihtiyaç duyduğu anda ve hatta uluslararası toplum Ukrayna’nın etrafında toplanırken bile BM’yi büyük ölçüde etkisiz ve aciz hale getirdi.

RUSYA YANDAŞLARINA MİFROFON VERDİ

Örneğin, işgale öncesindeki günlerde Rusya elindeki gücü, Güvenlik Konseyi toplantılarında Ukrayna sivil toplumu gibi görünen ama aslında Rusya adında yardakçılık yapan sözde ‘Ukraynalı sivil toplum aktivistleri’ne konuşma izni verdi. Görünüşte Ukrayna sivil toplumu adına konuşan Rusya yanlısı isimlerle işgaline BM imzası atmaya ve meşru kılıf yaratmaya çalıştı. Gerçek Ukrayna delegasyonu ise BM’nin ücra köşelerinde kendilerine verilen odalarda dünyaya derdini anlatmaya çalışıyor, son çare barış çabalarına uluslararası destek oluşturmaya çabalıyordu. Rusya, açıkça başkanlık yetkilerini açıkça kötüye kullandı.

UKRAYNA ÇABALARINA ÇELME TAKTI

Rusya, işgalden önceki haftalarda, Batı’da fark edilmeyen bir şekilde özellikle üçüncü dünya ülkelerine kendisine getirilmesi beklenen ekonomik yaptırımların kınamasını zorlamak için BM kurallarını manipüle etti. Rusya görünüşe göre iki adım ilerisini düşünüyordu ve Şubat ayı sonunda işgal patlak verdiğinde, Rus propagandacıları bu tartışmaları gelişmekte olan ülkelerin gözünde batı koalisyonunun meşruiyetini aşındırmak için bir tehdit olarak kullanmaktan çekinmediler. İşgal başlar başlamaz Rusya, elindeki koltuk aracılığı ile uluslararası meşruiyet arayışına girişti. Dahası, diplomatik arenada Ukrayna delegasyonunun işlerini zorlaştırmak için muğlak usul kurallarından yararlanarak, onların konuşma ve kendilerini anlatma haklarını bile kısıtladı.

İŞGALDEN SONRAKİ İLK BAŞKANLIK

İşgalin birinci yıldönümünün ardından rotasyon ile başkanlık sırası yeniden Rusya’ya geldi. Moskova’nın işgalin hemen öncesinde ve sonrasında yaptıkları sicilinde kara leke olarak dururken, iki hafta sonra başlayacak yeni dönem için neler planladığı büyük bir muamma. Putin’in, bu sefer koltuğun gücünü Ukrayna’ya verilen küresel desteğin kırılması için kullanması bekleniyor. Bir kez daha dezenformasyon girişimlerini başkanlık koltuğundan yapması ve BM üye devletleri arasına nifak sokması sokmak için Başkanlığın yetkilerini kötüye kullanmasından endişe ediliyor.

PEKİN KOLTUĞU OYLAMAYLA DEVRALDI

Rusya’nın, İkinci Dünya Savaşı’nın ardından kurulan Birleşmiş Milletler’in kontrol subabı olan Güvenlik Konseyi’ndeki üyeliği aslında biraz da tartışmalı. Zira konseyin 5 daimi temsilcisi olarak belirlenen ülkeler, savaşın kazananları olan ABD, İngiltere, Fransa ve Sovyetler Birliği ile Çin Cumhuriyeti idi. Çin’in koltuğunda, 1971 yılına kadar bugün Tayvan olarak bilinen, uzun yıllar Milliyetçi Çin olarak da anılan, Çin Cumhuriyeti oturuyordu. Soğuk Savaşı’n zirvede olduğu, üçüncü dünya ülkelerinin BM’de seslerinin daha çok işitilmeye başlandığı ve sosyalist-komünist hareketlerin dünyada ilgi çektiği bir dönemde, Tayvan’ın koltuğu bir oylama ile Çin Halk Cumhuriyeti’nde yani Pekin hükümetine geçti.

MOSKOVA OTOMATİK ÜYE OLDU

Buna karşılık, Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Rusya’nın SSCB’nin devamı niteliğindeki devlet olarak tanınma isteği BM’de hiç tartışılmadı veya oylanmadı. Birliğin dağılmasından bu yana, hep Moskova’ya en uzak politikaları benimseyen Baltık devletleri başta olmak üzere birçok ülke, bu yasal ve bürokratik eksikliğe dikkatleri çekti.

RUSYA’NIN KONUMU TARTIŞMALI

Rusya’nın yasal statüsünün olmaması, Ukrayna’yı işgaliyle bir kere daha gündeme geldi. Birleşmiş Milletler’in koridorlarında Rusya’nın Güvenlik Konseyi’nin daimi bir üyesi olmak için gereken siyasi, diplomatik veya ekonomik güce sahip olmadığı kulaktan kulağa konuşulur hale geldi. Son bir yıldır devam eden işgal Rusya’nın, finanse edilmesi her geçen gün zorlamakta olan ekonomik açıklarını, nükleer kapasitesi dışında askeri açıdan zayıflığını ve her şeyden önce zorbalığını bir kere daha gözler önünde serdi.

PARASI DA YOK

Rusya’nın, küresel pazara petrol, doğalgaz ve kömür gibi yakıtlar ile madenler dışında sunduğu hemen hemen hiçbir mamul ürün bulunmuyor. Birçok ülke son bir yıl içinde Rusya’dan aldığı petrol doğalgazı başka kaynaklardan temin etmeye başladı. İşgalin başlangıcında yaşanan belirsizlikler nedeniyle fiyatlarda bir süre dalgalanmalar olsa da, şu anda yakıt piyasası stabil bir hal aldı. ABD, BM bütçesinin yüzde 22’sini tek başına karşılarken, Hollanda, Almanya, Japonya gibi ülkelerin katkıları ciddi rakamlara ulaşırken, Güvenlik Konseyi’nin daimi üyesi Rusya’nın bütçeye katkısı yüzde 2’nin bile altında. Diğer konsey üyelerinin tümünden daha az bir katkısı var.

BM REFORMU İÇİN FIRSAT

Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ve bu süreçte Güvenlik Konseyi üyeliğinden kaynaklanan imkan ve haklarını istismar etmesini fırsat bilip, Birleşmiş Milletler’in yapısının ciddi bir reforma tabii tutulması gerekiyor. Yeni sistemin, Rusya gibi zorbaların ellerindeki imkanları başka ülkelere karşı haksızlık yapmak için kullanmalarına izin vermemesi gerekir. Nihayetinde, BM Güvenlik Konseyi Başkanı’nın küresel barış ve uyumu koruması gerekiyor. Putin’in Ukrayna’yı işgali devam ettiği sürece bu imkanları ve koltukları kullanması, BM üzerindeki tartışmaları da artırıyor.

BAŞKANLIK KOLTUĞUNDA İŞGALCİ DEVLET

Rusya, BM tarafından saldırgan bir devlet olarak tanımlanmış bir ülke. Devlet Başkanı hakkında yakalama kararı var. Uluslararası hukuk uzmanları bu gelişmeler nedeniyle Rusya’nın değil BM Güvenlik Konseyi, herhangi bir BM organına başkanlık etmesinin dahi hem hukuki hem de ahlaki açıdan sorunlu olduğunu tartışıyor.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram