Putin’in en çok korktuğu muhalif lider Navalni’yi kim zehirledi?

Putin’in en güçlü muhalifi siyasetçi Navalni’nin zehirlenme olayının ardında ne var? Olayın Belarus’taki halk protestoları ve Rusya yerel seçimleri ile ilgisi var mı? Putin’in “karartılmış cinayetler” dosyası kabarıyor.

ALİN OZİNİAN 25 Ağustos 2020 HABER ANALİZ

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’nin en güçlü muhalifi, siyasetçi Aleksey Navalni’nin zehirlendiği kesinleşti. Önce neler olmuştu hatırlayalım. Sibirya’daki ziyaretleri sonrası 20 Ağustos’ta Tomsk’tan Moskova’ya gitmek üzere bindiği uçakta bayılmasının ardından 44 yaşındaki Navalni’yi taşıyan uçak Omsk kentine acil iniş yapmış ve Navalni hastaneye kaldırılmıştı.

Sözcüsü Kira Yarmiş, Navalni’nin Tomsk havalimanında içtiği çaya bir şey karıştırılmış olabileceğini söyledi. Fakat Sibirya’da yoğun bakımda tutulduğu hastaneden “zehire rastalanmadı” açıklaması geldi. Hastanenin açıklamasında “kanda veya idrarda herhangi bir zehir bulgusu yok” denildi ama Yarmiş, “Bilerek zehirlendiğinden eminim” ısrarını sürdürdü. Ardından yerel ve uluslararası tepkiler geldi.

ALMANYA’YA GÖTÜRÜLDÜ

Tepkiler şu şekilde özetlenebilir. İngiltere Dışişleri Bakanı Dominic Raab ve AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Josep Borrell şüphelenilen zehirlenme vakasından endişe duyduklarını dile getirdi. Ruslar, Navalni’nin sağlık durumunun başka bir hastaneye nakledilecek kadar iyi olmadığını söylese de, Almanya’da Cinema For Peace adlı bir vakıf Navalni’nin Berlin’de tedavi edilmesi için Omsk’a ambulans uçak gönderdi. Başkent Berlin’de bulunan Charité hastanesinde görevli doktorlar, yapılan tıbbi testlerin, Aleksey Navalni’nin zehirlenmiş olabileceğini gösterdiğini açıkladı.

Navalni’nin destekçileri, Sibirya’daki doktorların baskı altında kaldığını ve gerekli müdahaleleri yapamadıklarını söylemişti. Hastanenin başhekimi, Navalni’nin kendilerine getirildiğinde iyi durumda olmadığını ve onu doğru tedavilerle hayata döndürdüklerini söyledi. Almanya’daki doktorlar Navalni’nin vücut sisteminde “kolinesteraz inhibitör”ün varlığına rastladıklarını ifade ederken, artık hayati tehlikesinin bulunmadığına inandıklarını da açıkladı.

Batı, Navalni konusunda oldukça hızlı tepki verdi. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da ülkesinin zehirlenerek hastaneye kaldırılan Rus muhalif lidere gerekli tüm yardımı sunmaya hazır olduğunu bildirdi ve “Navalni’nin başına gelenlerden son derece endişeliyiz ve üzüntülüyüz.” dedi.

“PUTİN’İN EN ÇOK KORKTUĞU ADAM” NAVALNİ KİM?

2012’de The Wall Street Journal’in “Putin’in en çok korktuğu adam” dediği Navalni, Rusya Devlet Başkanı Putin’e yönelik muhalefeti ile tanınıyor. Navalni’nin 2011 yılında kurduğu ve yöneticisi olduğu Yolsuzlukla Mücadele Vakfı, Rus siyasetinde kök salmış isimlerin karıştığı yolsuzluklara ilişkin raporlar yayınlıyor. Navalni, daha önce defalarca gözaltına alınmış, yargılanmış ve hapis cezasına çarptırılmış bir muhalif. Tam da bu yüzden Navalni’nin Kremlin tarafından zehirlendiğine inanılıyor. İki kere boyalı saldırıya uğrayan, bunların birinde kör olma tehlikesi geçiren siyasetçi, geçen yıl da cezaevinde zehirlenerek hastaneye kaldırmıştı.

“Yolsuzlukla mücadele aktivisti” olarak da tanınan Navalni, Rusya Muhalefet Koordinasyon Konseyi üyesi ve muhalefetteki İlerleme Partisi’nin lideri. Eylül 2013’te Moskova belediye başkanlığı seçimlerine katılan Navalni, Putin’in atadığı görevdeki belediye başkanı Sergei Sobyanin’den sonra yüzde 27 oyla ikinci oldu. Siyasetçi, seçimde sahtekarlık oldu iddiasında bulundu ve aslında daha fazla oy aldığını söyledi.

YouTube’a ve 2.2 milyon takipçisi Navalni, Twitter’ı da kullanarak Rus devlet görevlilerinin yolsuzluğuyla ilgili videolar ve belgeler yayınladı, siyasi gösteriler düzenledi ve görev kampanyalarını destekledi. Rusya’daki iktidarı “dolandırıcılar ve hırsızlar partisi” olarak tanımlayan Navalni, Rus yetkililer tarafından defalarca tutuklandı. Temmuz 2013 ve Aralık 2014’te olmak üzere sırasıyla 5 yıl ve 3 buçuk yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Batı her iki davayı da “muhalif siyasi faaliyetlere” misilleme olarak yorumladı. Son olarak, Mayıs 2018’de Moskova’da Putin’e karşı izinsiz bir protestoya katılmaktan 30 gün hapis cezasına çarptırıldı.

Navalni, 2018 seçimleri sırasında Rusya Devlet Başkanı adaylığına aday olmaya çalıştı, ancak Aralık 2017’de Rusya Merkez Seçim Komisyonu tarafından engellendi. Kendisi ve destekçileri defalarca gözaltına alındı ve tutuklandı ve kampanya sırasında pek çok kez saldırılar yaşandı.

Navalni o kadar yerleşik bir “muhalif figür” ki Belarus’un otoriter lideri Lukaşenko, seçimler sonrasındaki halk hareketinden bile Navalni’yi sorumlu tuttu; kendisine karşı kitlesel protestolar organize etmekle suçladı.

 

PUTİN YAPMAMIŞ OLABİLİR Mİ?

Rusya üzerinde çalışan siyaset uzmanları, Navalni’nin kitleleri Kremlin’e karşı mobilize edebilme ihtimalinin 2021’deki seçimler için bir tehlike olarak gördüğünü daha önce de ifade ediyorlardı. Fakat Navalni’nin zehirlenerek öldürülmesi ardından oluşabilecek muhalif protestoları göze almış olabileceği konusunda fikir ayrılıkları var.

İsmini vermek istemeyen bir Rus analist, uzun yıllardır önüne engeller konulsa bile, Navalni’nin Putin’in rakip gördüğü tek “muhalif” olduğunu, onu yok ederse, Rusya’da muhalefeti tamamen yok edeceğini bunun da çok akılcı olamayacağını söylüyor. Bu analiste göre, Putin’e her halükarda bir muhalif gerekli ve bu muhalif sınırları dahilinde davranmayı ve ikinci olmayı göze aldığı sürece sorun olmayacaktır. Analist, Putin’in Navalni zehirlenmiş olsaydı, Almanya’ya gitmesine izin verilmeyeceği ve kurtarılmasına göz yumulmayacağını belirtiyor.

Kremlin sözcüsü Dmitry Peskov, Navalni’nin zehirlendiğine dair henüz kanıt bulunmadığını belirterek, “Bilgiler geliyor, durumunun ciddi olduğunun farkındayız, Rusya’daki her vatandaş gibi hızlı bir iyileşme diliyoruz. Henüz onaylanmış bir test sonucu yok, varsayımlar sadece varsayım. Zehirlenme olup olmadığı laboratuvar tarafından onaylanmalı ve eğer testler zehirlenmeyi onaylarsa, bir soruşturma süreci başlatılacaktır” demişti. Peskov, gerektiği durumda Navalni’nin yurt dışında tedavi talebinin de değerlendirilebileceğini belirtti.

The Daily Telegraph’a konuşan Britanya’nın eski Moskova büyükelçisi Tony Brenton, zehirlenme vakasının Putin’in emriyle gerçekleştiğine ihtimal vermiyor ve bunun Putin için siyasi kazanç olmayacağını düşünüyor. ‘Navalni, Putin yönetimi için baş ağrıtan bir muhalif, herkes bunu biliyor ama neden onu öldürüp bir halk kahramanı yaratmak istesin’ diyen Brenton. “Bu yüzden Putin bence büyük bir olasılıkla bu saldırıyı emretmedi ve şu anda gizliden gizliye Navalni’nin en kısa sürede sağlığına kavuşmasını umuyor.” diyor.

Peki eğer bu zehirleme Putin’in arzusu ve bilgisi ile yapılmadı ise, bunu organize eden kimdi?

OLİGARKLAR MUHALİFLERİ HEDEF ALABİLİR Mİ?

Echo Moskvy Genel Yayın Yönetmeni Aleksey Venediktov, muhtemel zehirlemeden kimin sorumlu olabileceğine dair yazdığı yazıda “Navalni yaptığı araştırmalarla ünlü siyasetçi ve girişimcilerin sahtekarlıklarını ifşa etti. Bir sebep bu, yani böyle bir şey yapmaya gücü yeten ünlü, zengin ve güçlü insanların intikamı olabilir.” diyor.

Bu bakış açısına göre, Rusya’da bazı oligarklar ya da güç odakları, muhalifleri Putin’in izni olmadan yok etmeye kalkabilir, anlamı çıkıyor. Bu bazı odakların birbirlerine ve en çok da Kremlin’e meydan okudukları ve gövde gösterisine kalkıştığı bir senaryo demek…

Diğer taraftan Putin’in belki direkt “yok edin” emri vermediği ama rejime direnen herkesi gizli güçler tarafından yönetilen ya da dış mihrakların maaşlı adamı olarak Rus halkına zarar veren vatan hainleri olmakla suçladığı ve bu “tehlikeli kişileri” bertaraf etmek isteyen herkese zımni bir cesaret verdiği, kısaca azmettirici olduğu da konuşuluyor.

YEREL SEÇİMLER VE BELARUS BAĞLANTISI

Belarus’daki uzmanlar ise Navalni’nin zehirlenmesi ile ülkede yaşananların aynı zamana rastlamasını manidar buluyor. Navalni’yi susturma çabasının, Rusya’nın Belarus’taki gibi bir halk ayaklanmasına izin vermeyeceğini göstermek için önleyici bir tedbir olarak rahatça okunabileceğini düşünenler az değil.

Rusya’da halkın önemli bir kesiminin, onlarca yıldır batmış olduğu yolsuzluk ve suç batağında yaşamayı hak etmediğini düşündüğü, muhalefet ettiğinde ise rejime karşı geldiği için her türlü cezaya layık görüldüğünün altını çiziyorlar.

2006’da radyoaktif bir maddeyle zehirlenerek öldürülen muhalif Rus istihbaratçı Alexander Litvinenko’nun eşi Marina Litvinenko, Navalni’nin düşmanlarının yeni bir taktik geliştirmenin vakti olduğuna karar vermiş olabileceğine dair endişelerini dile getirerek, “Navalni’nin durmayacağı ve yolsuzlukları açığa çıkarmaktan vazgeçmeyeceği ortadaydı. Onu tutuklamayla değili zehirleyerek durdurmak istediler.” dedi.

PUTİN’İN RUSYASINDA CİNAYETLERLE MUHALİF AVI 

Putin’in Rusya devlet başkanlığına geldiği günlerden bu yana bir çok sayıda muhalif isim hayatını “tuhaf” şekilde kaybetti. Rusya’nın “şüpheli ölümler” listesindeki isimler hala artmaya devam ediyor. Listedeki isimlerin başından muhalif politikacı ve aktivistler gelse de, gazeteci ve yazarlara planlanan suikastlar da hala karanlıkta. Dava ve soruşturmalardan bazıları hala devam etse de kamuoyunu tam anlamıyla tatmin edebilmiş değil.

KGB ajanı Alexander Litvinenko’nun Londra’da öldürülmesini ardından İngiltere soruşturma komisyonunun, Putin’in bu cinayeti “muhtemelen onayladığı” sonucuna varması, bu listedeki cinayetler konusunun tekrar açılmasına sebep olmuştu. Litvinenko, polonyum 210 radyoaktif maddesi zehirlenmesi sonucu 23 Kasım 2006’da hayatını kaybetti.

2015’de Rus muhalif ve eski Başbakan Yardımcısı Boris Nemtsov başkent Moskova’da silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmesi de listedeki en önemli cinayetlerden oldu.

İngiltere’de sürgün olarak yaşayan Putin’in muhaliflerinden Rus milyarder Boris Berezovsky, 23 2013’te Londra yakınındaki evinde ölü bulundu. Berezovsky, 2000 yılında Rusya’da aleyhinde çıkarılan karara nedeniyle İngiltere’de siyasi iltica hakkı elde ederek yaşıyordu.

Gazeteci Anna Politkovskaya 7 Ekim 2006’da evinin asansöründe silahlı saldırı sonucu hayatını kaybettiğinde, dünya basını çalkalanmıştı. Çeçenistan’daki insan hakları ihlalleri başta olmak üzere, bir çok konuda muhalif duruşu ile tanınan Politkovskaya’nın cinayeti aydınlatılmadı.

“Bir Barbarla Sohbet” kitabının yazarı, Forbes dergisinin Rusya editörü Paul Klebnikov ise 2004’de aracında vurularak öldürüldü. Kitabında Putin’e sert eleştirilerde bulunmuştu.

Liberal Rusya Partisi Başkanı Sergei Yushenkov, 2003’te evinin yakınlarında silahlı saldırı sonucu öldürülerek, Putin döneminin şüpheli ölümler listesinde yerini aldı.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com