Pandemi güçlü erkek liderlerin zayıflığını ortaya çıkardı

KRONOS 08 Mayıs 2020 DÜNYA

Bir süredir aynı soru soruluyor: “Kadın liderler, krizi daha mı iyi yönetiyor?”

Almanya, İzlanda, Danimarka, Tayvan, Hong Kong, Yeni Zelanda, Finlandiya ve Norveç… Bu sekiz ülkenin başında kadın liderler var ve hepsini bu günlerde ortak bir özellik birleştiriyor: Bu sekiz ülke, başta bilim dünyası olmak üzere pek çok çevre tarafından korona kriziyle mücadelede diğer devletlere göre daha başarılı bulunuyor. Önce kadınların “övüye değer görülen” hızlıca aldığı kararlara bakalım:

Tayvan’ın Devlet Başkanı Tsai Ing-Wen, henüz virüsün yayılmaya başladığı Ocak ayında aldığı 124 farklı önlemle ülke çapında karantina ilan etmesi sebebiyle övülüyor.

Hong Kong’da Devlet Başkanı Carrie Lam de Çinlilerin vizelerini askıya alması, okulları hemen tatil etmesi, ilk anda ülkede kısmi sokağa çıkma yasağı uygulaması ve maskesiz dışarıda gezmeyi yasaklaması nedeniyle dikkat çekti.

Avrupa’da koronavirüsle mücadelede en başarılı olan ülkelerin başında 83 milyon nüfusuyla Almanya geliyor. Avrupa’nın en büyük ekonomisini yöneten kadın lider Angela Merkel, halkıyla açık açık konuşup bu büyük riski şeffaf bir şekilde yönetiyor.

Finlandiya’nın genç Başbakanı Sanna Marin ise sosyal medyayı başarılı kullanarak öne çıktı. Finlandiya’da başlatılan kampanya kısa sürede 7’den 77’ye tüm ülkede yayıldı ve salgının yayılma hızı bir anda düştü.

İzlanda Başbakanı Katrin Jakobsdottir, ülkeye acil bir şekilde ücretsiz Kovid-19 test kitleri getirileceğini açıkladı; daha Nisan ayında İzlanda, Güney Kore’den 5 kat fazla koronavirüs testi yapmıştı.

Norveç Başbakanı Erna Solberg, farkı bir yol denedi. Solberg, sadece çocuklara yönelik bir basın toplantısı gerçekleştirdi ve çocukların sorularını tek tek yanıtlayarak Covid-19’u ülke gündemine çekmeyi başardı.

Danimarka’da Başbakan Mette Frederiksen’in üç dakikalık halka seslenişi ülkede oldukça ses getirmiş, ülkede okullar kamu kurumları, lokanta, kafe ve barlar geçici süreliğine kapatılmıştı.

Yeni Zelanda’nın kadın Başbakanı Jacinda Ardern sıkı önlemlerle salgını kontrol altında tutmayı başardı. Yeni Zelanda, koronavirüs sebebiyle tüm ülkenin karantinaya alındığı ilk devletlerden biri oldu. Ülkede en başından beri en yüksek seviyede karantina kuralları uygulandı.

ERKEKLER KRİZİ YÖNETMEKTE DAHA KÖTÜ

Kadın ülke liderleri hızlı kriz yönetimi tedbirleri ve şeffaf yönetimleriyle övülüyor ancak, farklı ülkelerin koronavirüsü salgınını nasıl ele aldıklarını karşılaştırmak için henüz çok erken. Kovid-19 salgını, coğrafyadan veya siyasi sistemden bağımsız olarak tüm ülkelerin “aynı anda” karşı karşıya kaldığı nadir bir kriz. Epidemiyoloji alanındaki donanım, ülkedeki nüfus yoğunluğu ve farklı standartlar göz önüne alındığında, ülkeleri birbiriyle karşılaştırmak mümkün görünmüyor.

Salgın geride bırakılmadığı ve bu konuda bilim dünyası yeterli araştırma yapmadığı için henüz, “bu lider, şundan daha başarılı” demek havada kalıyor. Bu nedenle “kadın liderler koronavirüsü krizini yönetmekte daha iyi” demektense “Erkek liderler, koronavirüsü krizini yönetmekte daha kötü” demek daha doğru. “Pandemi güçlü erkek liderlerin zayıflığını ortaya çıkardı” demekse hiç yanlış değil. Buna verilecek en bariz örnekler şunlar:

ABD BAŞKANI TRUMP DSÖ İLE KAVGA EDİYOR

ABD Başkanı Donald Trump, 22 Ocak günü CNBC ile söyleşisinde “Her şey tamamen kontrolümüz altında. Sadece Çin’den gelen bir kişi. Her şey gayet iyi olacak” dedi. Ama çok kısa bir süre sonra ülkesi salgının merkez üssü haline geldi. Dünkü rakamlara göre ABD’de aktif vaka sayısı 1 milyona yaklaşırken ülkedeki can kaybı 75 bine yaklaşıyordu.

Krizi önceden görmediği, önemsemediği ve önlem almadığı için eleştirilen Trump, virüse karşı mücadele edilecek etkili önlemler alması beklenirken farklı bir mücadele hattı açtı. Trump bugünlerde Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Çin’le mücadele (!) ediyor.

Trump, “DSÖ’nün kötü yönetimi ve Çin’e duyduğu güveninin, salgının daha trajik hale gelmesine ve dünyaya yayılmasına neden olduğunu” iddia etti ve DSÖ’ye yapılan yardımları durdurdu. Üstelik, yeni tür koronavirüsünü Çin’in kasıtlı olarak ürettiğine ilişkin bir kanıtın mevcut olduğunu ve bu kanıtı “gördüğünü” söyledi. İstihbarat ve dışişleri ise Trump’la çelişen açıklamalar yaptı.

ÇİN SALGINA KARŞI UYARAN DOKTORLARI SUSTURDU

Koronavirüs, Aralık ayında Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıktı ve dünyanın büyük bir bölümüne yayıldı. Çin hükümetinin, salgının ilk görüldüğü kritik günlerde kamuoyunu bilgilendirmeyerek virüsün daha fazla yayılmasına neden olduğu ortaya çıktı.

Çinli yetkililer, 14 Ocak’ta “virüsün ciddi bir pandemi haline gelebileceği” uyarısı yapmasına rağmen, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in halkı uyarmak için 20 Ocak’a kadar beklediği belirtildi. Çin, ayrıca, yeni tip koronavirüsünü ilk tespit eden ve salgına karşı yetkilileri uyarmak isteyen doktorları susturması nedeniyle de eleştiriliyor.

BOLSONARO KRİZİ CİDDİYE ALMADI

Bu krizde erkek liderlerin tutumuna ilişkin verilen en bariz örneklerden bir diğeriyse koronavirüsü salgınını başından beri küçümseyen Brezilya Devlet Başkanı Jair Bolsonaro.

Brezilya’nın Devlet Başkanı önlem almak şöyle dursun, koronavirüsüne karşı alınan önlemlerin protesto edildiği bir gösteriye katıldı. Sosyal mesafe kuralını çiğnedi, ülkenin ekonomik ve sosyal olarak açılması gerektiğini savundu. Bolsonaro salgınla mücadele kapsamında önlemlerin artırılmasını isteyen Sağlık Bakanı Henrique Mandetta’yı görevden aldı. Brezilya’nın salgının merkez üssü haline gelebileceğini savunanlara karşı kulaklarını tıkadı.

Dün itibarıyla ülkede son 24 saat içerisinde 10 bin 503 yeni korona virüsü vakası tespit edildiği açıklandı. Daha önce açıklanan en yüksek günlük vaka sayısı 7 bin seviyesindeydi. Yetkililerin yaptığı açıklamaya göre toplam vaka sayısı böylece 125 bin seviyesini geçti. Ülkede bugüne kadar 8.536 insan da yaşamını yitirdi.

BU KEZ DÜŞMAN BİLİNDİK STRATEJİYİ ALTÜST ETTİ

Koronavirüsü salgınına kadar erkek liderler, genelde kriz yaşanan belirsiz zamanlarda halka kesinlik ve istikrar vaat ettikleri için güçleniyorlardı. Bu liderler, halka bir düşman gösteriyor ve kendilerini bu düşmana karşı savaşan kahraman olarak sunuyorlardı. Muhalefet ve basın üzerinde ne kadar fazla kontrole sahip olurlarsa, bu strateji o kadar iyi çalışıyordu.

Ancak, görünen o ki koronavirüsü güçlü erkek liderlerin tüm bu stratejisini altüst etti ve dünün güçlü erkek liderlerinin zayıf olabileceğini ortaya çıkardı.

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram
WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com