Sümer: Trabzonspor kendi insanından korkuyor

10 gün önce vefat eden ve Trabzonspor’un efsanesi olmasına rağmen hak ettiği şekilde bir cenaze töreni düzenlenmeyen Özkan Sümer, tam 14 yıl önce, bir başka efsane Ahmet Suat Özyazıcı ile birlikte Aksiyon’a röportaj vermişti. Trabzonspor’un eski başarılı günlerine dönebilmesinin reçetesi, bu röportajdaydı.

KRONOS 31 Aralık 2020 SPOR

Trabzonspor’a futbolcu, teknik direktör, altyapı koordinatörü ve başkan olarak hizmet eden, ömrünü Bordo-Mavili kulübe vakfeden Özkan Sümer, 10 gün önce, tedavi gördüğü hastanede 80 yaşında aramızdan ayrılmıştı. Hak ettiği şekilde bir cenaze töreni düzenlenmeyen Sümer, Ahmet Suat Özyazıcı ile birlikte toplam 6 şampiyonlukta imzası olan iki teknik adamdan biriydi. Trabzonspor’un iki efsanesi olan Özkan Sümer ve Ahmet Suat Özyazıcı’yı Aksiyon Dergisi biraraya getirmişti. Tam 14 yıl önce yayınlanan bu röportaj, iki ismin birlikte verdiği son röportajdı. Karadeniz ekibinin içinde bulunduğu sıkıntılı süreçten kurtulması için halen geçerli olan reçeteler vardı bu röportajda. İşte size Aksiyon’da yayınlanan o söyleşi:

Halen hayatta olan Trabzonspor’un efsane teknik adamı Ahmet Suat Özyazıcı.

AVNİ AKER, ONLARI SESSİZCE SELAMLIYORDU

Avni Aker’in çimlerinde ağır ağır yürüdüler. Hem deniz hem de yol tarafındaki kalelere baktılar. Zaman zaman bir pozisyonu yaşıyormuş gibi duraksadılar. Sonra yedek kulübesine birlikte oturdular. Tıpkı eski günlerdeki gibi…

Stat bomboştu. Ama sanki tribünlerden bir uğultu yükseliyor, Avni Aker onları sessizce selamlıyordu. Sanki klasik çubuk formalı Trabzonspor sahaya çıkıyor ve bir şampiyonluk turunu daha birlikte atıyorlardı.

O kadar zafer paylaşmış ve yaşamışlardı ki… Bir efsaneydiler. İstanbul saltanatını yıkan Trabzonspor’un şampiyon hocalarıydı onlar. Bu büyük bir randevuydu. Ahmet Suat Özyazıcı ve Özkan Sümer’in randevusu… Zira ikili uzun yıllardır birlikte Avni Aker’e gelmemişlerdi.

Trabzon’un adını dünyaya duyuran, Bordo-Mavili takıma 4. büyük apoletini takan, Anadolu’nun en ücra köşesinde Trabzonspor’a sempatiyle bakılmasını sağlayan, Avrupa’da birçok büyük ekibine korku salan, ligde 4 kez şampiyonluk yaşayan Ahmet Suat ile ondan aldığı bayrağı başarıyla dalgalandırarak Bordo-Mavili ekibi 2 kez mutlu sona ulaştıran Özkan Sümer…

Özkan Sümer, Trabzonspor’da iki kez şampiyonluk sevinci yaşadı.

ARAMIZDA SORUN OLMAZ, REKABET OLUR

İkiliye daha ilk başta, ‘Aranızda sorun varmış gibi algılanıyor’ diyecek oldum. Özyazıcı, Sümer’e fırsat vermeden konuya açıklık getirdi: “Aramızda sorun olmaz, rekabet olur. Bizim rekabetimiz ‘daha iyisini yaparız’ rekabetidir. Bu da Trabzonspor’a o günlerde başarıyı getirmiştir. Bugün öyle bir rekabet yok. İddia ediyordum ‘Ben gelirsem daha iyisini yaparım’ diye… Özkan Hoca da diyordu ki ‘Ben daha iyisini yaparım’. O da yapmıştır, ben de… Hatta görevi bıraktığımda hoca arayan yönetime, ‘Özkan Hoca var ya’ demişimdir.”

Özyazıcı’nın soluklanmasıyla Özkan Hoca devreye giriyor: “Aramızda bir tane rahatsız edici teşebbüs yoktur. Birbirimize saygısızlık yoktur. Örnek olması gereken bir rekabet var. Bizimkisi, birbirine değer vererek aynı işi bir yerlere taşıma çabası olmuştur hep.”

TRABZONSPOR’UN BAŞARISININ SIRRI NEYDİ?

İki efsanenin arkada bıraktığı başarı dolu miras kısa bir söyleşiye sığabilir miydi? Bu sorunun cevabı elbette ‘hayır’dı ama kısa görüşme anında anlatacak çok şey vardı. “Belirgin bir şey var.” diyerek söze giren Özkan Hoca’ya göre, başarının sırrı, Trabzonspor’un özgün yapısının korunmasında, insanların katılım ve katkısının sağlanmasında; bir kısım değerlerin muhafaza edilmesinde aranmalı: “O yıllar Suat Hoca’yla başlayan bir öze dönüş hareketi, ondan sonra bu hareketin uzun süre korunması var. Başarıların hep gelip odaklandığı nokta bu öze dönüşle başlayan sürecin kesintisiz olmasıdır.”

Özyazıcı, Özkan Hoca’nın her cümlesini başını sallayarak destekliyor ve Sümer sözünü bitirir bitirmez bir eklemede bulunuyor: “Kaliteli, özverili, iyi niyetli, canını dişine takarak oynuyorlardı. Mağlubiyeti asla kabul etmiyorlardı.”

TAKIMIN YÜZDE 75’İ ŞEHRİN ÇOCUĞU OLMALI

“Şimdi şartlar değişti.” diye devam ediyor Ahmet Hoca: “Trabzonspor başlangıçta Trabzon’un takımıydı. Sonra Karadeniz’i temsil etti, sonra tüm Türkiye’yi… O zamanlar kadrosu buna uygundu. Şimdi ligde ve Avrupa’da başarılı olmak için takviye şart; ama takviye ne kadar olursa olsun yine de takımın yüzde 75’i şehrin çocuğu olmalı.”

Özkan Sümer ise bugün camianın kendi insanına güvenmediğini dile getiriyor: “Kendi insanıyla başarıları yakaladığının farkında değil. Kendi insanına sarılmaktan korkuyor. Çözümü hep dışarıda arıyor. Bu büyük bir çelişki.”

Ama Sümer, bugün geçmişteki gibi öze dönüşü mümkün görmüyor: “Çağın gereklerine uygun olarak yeniden kendini gözden geçireceksin. Yeni bir anlayış, yeni bir oluşum gerekli. Bu oluşum şehrin futbolcu ürettiği gerçeğini ıskalamamalı. Geçmişte Trabzonlu oyuncular etkin bir şekilde Trabzonspor’u sahiplendiler. Takımın oyuncuları değil, oyuncuların takımı öne çıktı. Ne zaman ki Trabzonspor yeni arayışlara yöneldi, o homojen yapı bozuldu, o zaman başarılardan uzaklaşıldı.”

Trabzonspor, 1978’de Fenerbahçe’yi yenerek Cumhurbaşkanlığı Kupası’nı kazanmıştı. Ahmet Suat Özyazıcı omuzlara alınmıştı.

UNUTAMADIKLARI MAÇLAR

Sonra maziye yolculuk yapıyoruz. Trabzonspor’u çalıştırdıkları dönemde unutamadıkları maçlar var mıydı?

Ahmet Suat Hoca, 2. Lig’deyken (Şu anki 1. Lig) Fenerbahçe ile İstanbul’da oynadıkları ve ofsayt golle 3-2 kaybettikleri maçı unutamıyor. 1. Lig’e (Şu anki Süper Lig) çıktıklarında oynadıkları her maçın ayrı bir heyecanı vardı. Ama Kıbrıs Barış Kupası’nda Beşiktaş ve Galatasaray’ı yenerek kupayı aldıkları an da onun için bir başkaydı.

Özkan Sümer ise 1978-79 sezonunda Trabzonspor’un sondan ikinci hafta Zonguldakspor ile deplasmanda oynadığı maçı unutamıyor: “Şampiyonluk için Galatasaray ile çekişiyorduk. Yenilsek onlar şampiyon olacaktı. İlk yarı 1-0 gerideydik. Bir maç değil, bir sezon gidiyordu. İkinci yarı ise çok büyük bir gayretin sonucunda Mehmet Ekşi ve Cengiz’in golleriyle 2-1 kazandık. Son hafta deplasmanda Orduspor’la berabere kalarak şampiyon olduk. O sezonu tüm sezonlardan ayrı tutarım. Her maçı heyecanlıydı.”

Türk Milli Takımı Teknik Direktörü Şenol Güneş, vefatından önce eski hocası Özkan Sümer’le birlikte.

TRABZONSPOR’U EN ÇOK KARADENİZ TAKIMLARI ZORLUYORDU

Yeri gelmişken iki hocaya da Trabzonspor’un şampiyonluklarında Karadeniz takımlarının o yıllarda liglerde fazla olmasının bir etkisi var mıydı şeklinde bir soru yöneltiyoruz?

“Biz onlarla daha çok mücadele ediyorduk. En çekişmeli maçlarımız Samsun, Rize ve Ordu ile oldu.” diyor Ahmet Suat Hoca. “Karadeniz takımları o yıllarda kaliteliydi.” diyerek sözü alıyor Özkan Sümer: “Onlarla aynı iklimi yaşadığımız için deplasmanda etkilenmiyorduk. İstanbul takımları ise bu deplasmanlarda bize göre daha çok hırpalanıyordu. Puan kayıpları oluyordu. Böyle bir katkıları olmuştur şampiyonluklarımıza.”



ŞENOL GİBİ BİR KALECİYİ TÜRK FUTBOLU MUMLA ARIYOR

Sümer, kendini disiplinli ve katı kuralları olan bir kişi olarak tanımlıyor. Ahmet Hoca ise kendisi için ‘tatlı sert bir hocaydım’ değerlendirmesi yapıyor.

Onlara göre Ali Kemal Denizci gibi bir oyuncu bugün bile gelmedi. Hâlâ bir Turgay (Semercioğlu) yok, Şenol (Güneş) gibi kaleciyi Türk futbolu mumla arıyor. Necati (Özçağlayan) isimsiz kahramandı ama takım oyuncusuydu. Öğrencilerinin çoğunun sonraki yıllarda antrenör olmasını da takdirle karşılıyorlar.

(Bu röportaj, 12 Aralık 2006 tarihli Aksiyon Dergisi’nden alınmıştır.)

Takip Et Google Haberler
Takip Et Instagram